Haberin İngilizcesi için tıklayın
Kamuoyu araştırma şirketi Konda’nın dün yayımladığı “10 Yılda Ne Değişti?” değişim araştırması, 2008 ve 2018’de mülakat yoluyla yapılan “Hayat Tarzları” araştırmalarının verilerini karşılaştırarak kentleşme, dini yapı, cinsiyet rolleri, ayrımcılık gibi konular hakkında bulgular sunuyor.
2008’den 2018’e Türkiye’de genel hayat şartları bakımından kendini mutlu hissedenler azaldı ama gelecekten umudu olanlar arttı. “Mutluyum” ve “çok mutluyum” diyenlerin oranı yüzde 57’den yüzde 52’ye düştü ama Türkiye’de genel hayat şartlarının 5 yıl sonra daha iyi olacağına inananlar yüzde 25’ten yüzde 38’e çıktı.
Apartmanlaşma hızlanıyor, ev sahipliği azalıyor
Metropolde yaşayanların oranı on yılda yüzde 42’den yüzde 48’e çıktı, kentte yaşayanların oranı yüzde 24’ten yüzde 35’e çıktı, kırda yaşayanların oranı yüzde 34’ten yüzde 16’ya indi.
Müstakil ya da geleneksel evlerde yaşayanların oranı yüzde 60’tan yüzde 30’a düşerken apartmanlarda yaşayanların oranı yüzde 33’ten yüzde 59’a çıktı. Ev sahibi olanların oranı yüzde 74’ten yüzde 66’ya düştü, kiracıların oranı ise 2008’de yüzde 21’ken 2018’de yüzde 29’a çıktı.
Enflasyon dikkate alınarak hesaplandığında kişi başı ortalama gelir 432 TL, hane başı ortalama gelir 1400 TL.
Çiftçilik yok oluyor
Meslek grupları içinde çiftçilerin oranı yüzde 10’dan yüzde 3’e, işçilerin oranı yüzde 10’dan yüzde 8’e düştü. Esnafların (yüzde 9’dan yüzde 10’a), özel sektör çalışanlarının (yüzde 5’ten yüzde 6’ya) ve devlet memurlarının (yüzde 5’ten yüzde 6’ya) oranı arttı.
Hanelerin yarısından fazlasında (2008 ve 2018’de yüzde 52) yalnızca bir kişi çalışıyor. İki kişinin çalıştığı hanelerin oranı yüzde 25.
“Dindarlık” hem azaldı hem azalmadı
Araştırmaya göre dini yapıda büyük bir değişiklik olmadı ama “dindar muhafazakârlar” azaldı, “geleneksel muhafazakârlar” arttı. Kendini “geleneksel muhafazakâr” olarak tanımlayanların oranı yüzde 37’den yüzde 45’e çıkarken “dindar muhafazakâr” olarak tanımlayanların oranı yüzde 32’den yüzde 25’e düştü. Kendini “modern” olarak tanımlayanların oranı on yılda yüzde 32’den yüzde 29’a düştü.
Kendini “dindar” olarak tanımlayanların oranı yüzde 55’ten yüzde 51’e düşerken kendini “inançlı” olarak tanımlayanların oranı yüzde 31’den yüzde 34’e çıktı.
Bir erkekle kadının birlikte yaşamaları için dini nikah gerektiğine inanların oranı yüzde 79’dan yüzde 74’e düştü.
“Ateistler” yüzde 1’den yüzde 3’e, “inançsızlar” yüzde 1’den yüzde 2’ye çıktı.
Başörtüsü kullanan kadınların kullanmayanlara oranında (yüzde 53) büyük bir değişiklik olmadı, ancak kullandığı başörtüsü için “türban” sözcüğünü kullananların oranı yüzde 13’ten yüzde 9’a düştü.
Düzenli oruç tutanların oranı yüzde 77'den yüzde 65'e düştü. Düzenli olarak namaz kılanların oranı ise yüzde 41'den yüzde 437e yükseldi.
Cinsiyet rolleri sürdürülüyor
Toplumun yarısından fazlası ayrımcılık yaptığını belirtiyor. Ama çocuklarının farklı etnik köken, mezhep ya da dinden biriyle evlenebileceğini söyleyenlerin oranları arttı.
Katılımcıların yarısından fazlası kadının çalışmak için eşinden izin alması gerektiğine inanıyor. Ama bu önermeye inanların oranı on yılda 69’dan yüzde 55’e düştü.
Evde gıda alışverişini yaptığını belirten erkek oranı değişmedi (yüzde 53), evde yemek yaptığını belirten erkeklerin oranı yüzde 10’dan yüzde 17’ye çıktı.
Çocuğunun “farklı cinsel yönelimleri” olabileceğini kabul edenlerin oranı 2008’de yüzde 10’du, 2018’de 14 oldu.
İnsanlar daha az ve daha geç evleniyor
Türkiye’de bekarların oranı ve evlilik yaşı arttı. 2008’de katılımcıların yüzde 71’i evliyken, 2018’de evlilerin oranı yüzde 65’e düştü. Evlilerin ortalama yaşı yüzde 38’den yüzde 40’a çıktı (kadınlarda yüzde 38’den 40’a, erkeklerde 45’ten 48’e çıktı).
Gençler arasında karşılıklı anlaşarak evlenme artıyor ancak görücü usulü evlenenler hâlâ çoğunlukta. Yüzde 51 görücü usulü, yüzde 43 karşılıklı anlaşarak evleniyor. 32 yaş altı grubunda ise karşılıklı anlaşarak evlenenlerin oranı yüzde 52’den yüzde 64’e çıkıyor.
Sosyal medya kullanımı arttı, gazete okuma azaldı
Toplumun yüzde 94’ü cep telefonu ve akıllı telefon sahibi, 2008’de bu oran yüzde 83’tü. Hanesinde bulaşık makinesi olanların oranı yüzde 36’dan yüzde 72’ye, bilgisayar sahibi olanların oranı yüzde 37’den yüzde 55’e çıktı.
Sosyal medya kullananların oranı yüzde 38’den yüzde 72’ye çıktı. İnternetten alışveriş yapanların oranı 2012’de yüzde 16’yken 2018’de yüzde 52’ye çıktı.
Gazete okuyanların okumayanlara oranı yüzde 61’den yüzde 26’ya düştü. Haberleri televizyondan izleyenlerin oranı ise 2010’dan beri yüzde 98’den yüzde 84’e düşü.
“Gerektiğinde siyasi partiler kapatılmalıdır” diyenlerin oranı yüzde 50’den yüzde 37’e, “gerektiğinde asker, yönetimi ele almalıdır” diyenlerin oranı yüzde 48’den yüzde 19’a düştü.
Vergilerde ve yönetmeliklerde yapılan değişikliklere rağmen 10 yılda sigara içenlerin sayısı yüzde 38’den yüzde 40’a çıktı. İçki içenlerin oranı ise yüzde 23’ten yüzde 21’e düştü. (EÖ/HK)
Raporu buradan okuyabilirsiniz.