Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (UNHCR) kısa süre önce yayınladığı bir rapora göre komşu ülkelerde yaşayan Suriyeli mülteciler ülkeye geri dönüş konusunda belirgin bir isteksizlik içinde ve anketleri yanıtlayanların yalnızca yüzde 18'i önümüzdeki 12 ay içinde geri dönmeyi planladığını belirtiyor.
Niyetler ev sahibi ülkeye göre değişiyor
The Syrian Observer'ın haberine göre, UNHCR'nin bölgesel anketi, Suriyeli mülteciler arasında geri dönüş niyetinin ülkeden ülkeye farklı düzeylerde olduğunu gösteriyor. Mısırdakilerin yüzde 29'u geri dönme isteğini dile getirirken, Ürdün'de bu oran yüzde 22'ye ve Lübnan'da yüzde14'e düşüyor. Irak'ta ise bu oran yalnızca yüzde 4. Bu farklılıklar, ev sahibi ülkelerdeki koşullar ile mültecilerin Suriye'deki güvenlik ve fırsat algıları arasındaki karmaşık etkileşimi yansıtıyor.
UNHCR, 18 Eylül 2025 itibariyle 8 Aralık 2024'ten bu yana yaklaşık 988 bin Suriyeli mültecinin Suriye'ye döndüğünü tahmin ediyor. Ayrıca, 972 bini Kuzey Suriye'den olmak üzere yaklaşık 1,8 milyon ülke içinde yerinden edilmiş Suriyeli de, önceden yaşadıkları bölgelere geri döndüler.
Geri dönüş önündeki engeller: Güvenlik, altyapı ve güven yokluğu
Geri dönmeyi planlayan mülteci oranındaki düşüklük, Suriye içinde sürmekte olan sıkıntıları yansıtıyor. Raporda, süren güvenlik kaygıları, temel hizmetlerdeki yetersizlik ve genel istikrarsızlık başlıca caydırıcı ögeler olarak gösteriliyor. Yeniden yapılanma, geçiş adaleti ve toplumsal uzlaşı alanlarında anlamlı bir ilerleme kaydedilmediğinden birçok mülteci geri dönme riskini yüklenmekte isteksiz.
Kapsamlı siyasi çözümlere duyulan ihtiyaç açık. Yurttaşlar ve devlet arasındaki güvenin yeniden kurulması, hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasıyla bir arada, gönüllü geri dönüşü teşvik etmek açısından elzem. Bu tür önlemlerin yokluğunda, birçok kişi geri dönüşün belirsizliklerindense sürgünün göreceli güvenliğini tercih ediyor.
Kurumsal geri dönüş programları
UNHCR, gönüllü geri dönüş çabalarını desteklemeyi sürdüryor. 11 Eylül 2025'te, Uluslararası Göç Örgütü ile ortak bir girişim sayesinde 280 mülteci Lübnan'dan geri döndü. Benzer biçimde, 17-18 Eylül'de yaklaşık 350 mültecinin Ürdün'den geri dönüşüne yardımcı olundu. 2025 başından bu yana UNHCR, Türkiye'den geri dönen 18 bini aşkın insana doğrudan destek sağladı ve 5 bin 590 aileye (toplam 22 bin 366 kişi) yeniden entegrasyon doğrultusunda mali yardım sağladı.
Kurum, tüm geri dönüşlerin gönüllü olduğunu ve mültecilerin Suriye'deki mevcut hizmetler konusunda bilgilendirilmelerini sağlamak üzere bireysel danışmanlık hizmeti sunulduğunu vurguluyor.
Türkiye'den önemli geri dönüşler
Gaziantep, Esad rejiminin 8 Aralık 2024'te devrilmesinden bu yana kayda değer bir geri dönüş dalgasına tanık oldu. Türkiye medyasına göre, 150 bini aşkın göçmenin ayrılışıyla Suriyelilerin kent nüfusundaki paylarıyüzde 21'den yaklaşık yüzde 14'e düştü. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'ne göre, buna karşın 344 bin 105 Suriyeli şehirde kaldı. Türkiyeli kaynaklar, bu eğilimin sürmesinin beklendiğini belirtiyor.
Suriye büyük çaplı geri dönüşlere hazır mı?
Ivar Jansen'in kaleme aldığı ve The National Interest'te ağustos 2025'te yayınlanan bir rapor, kimi olumlu gelişmelere karşın Suriyeli mülteciler için hâlâ güvenli bir geri dönüşün mümkün olmadığını savunuyor. Komşu ülkelerden yaklaşık 500 bin Suriyeli geri dönerken, yaklaşık 6 milyon Suriyeli hala bölgede ve Avrupa genelinde sürgünde yaşıyor. Geri dönenler, şiddet, yıkılan altyapı ve temel hizmetlerin eksikliği gibi zorlu engellerle karşı karşıya.
Süren ekonomik kriz ve yaygın konut sıkıntısı, yeniden entegrasyonu daha da zorlaştırıyor. Esad rejimi döneminde çıkarılan 66 Sayılı Kararname ve 10 Sayılı Kanun gibi yasalar, yaygın mal müsaderelerine yol açarak geri dönenleri ev veya arazilerini kaybetme riskiyle karşı karşıya bırakıyor. Sağlık personeli ve ekipman eksikliği nedeniyle ciddi bir biçimde zayıflayan sağlık sistemi, kara mayınları ve savaş artıklarının yol açtığı yaralanmaları gidermekte zorlanıyor.
İleriye dönük bir yol
Jansen'in raporu, gerçek güvenlik, azınlıklar için yasal koruma, kara mayınlarının temizlenmesi ve mülkiyet haklarının iadesi gibi temel alanlarda önemli ilerleme kaydedilmeden büyük çaplı geri dönüşlerin ihtimal dışı olduğu sonucuna varıyor. Bu koşullar sağlanana kadar sınırlı gönüllü geri dönüşler sürebilecek olsa da kitlesel geri dönüşler istikrarsızlığı daha da kötüleştirebilir ve potansiyel olarak yeni yerinden edilme dalgalarını tetikleyebilir.
BM verilerine göre, Esad rejiminin devrilmesinden bu yana 2 milyonu aşkın mülteci ve ülke içinde yerinden edilmiş kişi yaşadıkları bölgelere geri döndü. Ancak, 13,5 milyon Suriyelinin hâlâ yerinden edilmiş veya sürgünde olması ve çoğunluğunun yoksulluk sınırının altında yaşaması nedeniyle, Ahmed eş-Şara liderliğindeki geçiş yetkilileri, savaşın paramparça ettiği bir ulusu yeniden inşada amansız sorunlara karşı karşıya.
Bu arada Avrupa, Suriye'nin kırılgan ekonomik ve siyasi durumunun tetiklediği olası bir yeni sığınmacı akınına karşı tetikte durmayı sürdürüyor. Toparlanma ve ülkeye dönüş yolu hâlâ güvencesiz ve yerinden edilmenin temel nedenlerine çare bulunması ve geri dönüşün hem güvenli hem de sürdürülebilir olduğu bir Suriyenin inşası kesintisiz uluslararası çabayı gerektiriyor.
(AEK)


