BBC çalışanlarına en son saldırılar, 13 Mayıs'ta Özbekistan birliklerince kanlı şekilde bastırılan Andican'da isyanla ilgili televizyon kuruluşunun röportajlar yayımlamasıyla birlikte başlamıştı.
BBC bürosu kapandı, muhabirler kaçtı
BBC, Andican isyanı sırasında Özbek insanının erişebildiği bağımsız medya kuruluşlarından biri idi. Haziranda, BBC'nin muhabiri Monica Whitlock, hükümet baskıları nedeniyle ülkeden ayrılmak zorunda kaldı.
Yayın kuruluşunun altı yerel muhabiri Whitlock gibi ülkeden kaçmak zorunda kalırken, bunlardan ikisine Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde sığınmacı statüsü verildi.
Ülkede tüm medyanın naklen yayımladığı Andican yargılamalarında, isyana katılmakla suçlanan kişiler, 20 Eylül'de haklarındaki suçlamaları kabul ettikten sonra, ertesi gün de aralarında BBC'nin de bulunduğu batı medyasını, 13 Mayıs başkaldırısını tertiplemekle suçlamıştı.
Olayı "yabancı komplo" olarak anlatan sanıklar, bunu izleyen gazetecilerin, "yabancı terör örgütlerince finanse edildiğini" iddia ettiler. Sanıklar, gazeteciler, kendilerine "kaos yaratmak için barışçıl bir devrim taklit etmeyi" tavsiye ettiklerini savundular.
RSF : "Sahte dava, haberciye baskıyı gösteriyor"
Davayı "Stalin dönemine ait sahte yargılama" olarak nitelendiren Paris merkezli basın özgürlüğü örgütü Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), sanıkların doğrudan, bu vahim olayı izleme cesareti gösteren BBC ve Associated Press çalışanlarını ya da Andican'a hiç ayak basmamış kimi gazetecileri suçladıklarını açıkladı.
Sanık ifadelerinin o gün Andican'daki gerçekleri anlatan habercilerin karşı karşıya kaldıkları baskıları bir kez gözler önüne serdiğini bildirdi.
Sanıklardan biriyse, isyanı izlemeyen bir "Reuters" muhabirinin adını verdi. Duruşmayı izleyen bir batılı diplomat ise, sanıkların kendileri fısıldanan itirafları tekrar ettiklerine inandığını açıkladı. (EÖ)