"Haykıralım: Bir Kadın Daha Eksilmeyeceğiz" (*Fotoğraf: Pixabay)
Antonio Barreras Lozano'nun kaleme aldığı bu yazının İngilizce aslı "Kolombiya'nın kürtajı yasallaştırması Latin Amerika için ne anlama geliyor" başlığıyla Council on Foreign Relations sitesinde yayınlandı.
***
Latin Amerika tarihsel olarak dünyanın en kısıtlayıcı kürtaj politikalarından birine sahip; fakat Kolombiya'nın kuralları gevşetmesi büyüyen bir değişim dalgasına işaret ediyor.
Kolombiya, bölgede "yeşil dalga" olarak bilinen süreçte kürtaj üzerindeki kısıtlamaları hafifleten son Latin Amerika ülkesi oldu.
Atılan bu adımı destekleyenler söz konusu hareketin sağlık alanındaki eşitsizlikleri çözme ve kadın haklarını geliştirme sözü verdiğini söylerken harekete karşı çıkanlar çok ileri gidildiğinden dem vuruyor.
Kolombiya'da ne oldu?
Kolombiya'nın en yüksek mahkemesi 21 Şubat'ta bir karar vererek 24 haftalık gebelikten önce kürtaj olmayı suç olmaktan çıkardı.
Söz konusu mahkeme kararı kadınların sağlık ve üreme hakları alanında çalışan çeşitli grupları temsil eden Causa Justa (Haklı Sebep) çatı örgütünün açtığı davada verildi. Mahkeme kararında kürtajın suç olarak kabul edilmesinin kadınlara karşı ayrımcılık olduğu savunuldu.
Bunun öncesinde bir kadın sadece üç durumda kürtaj olabiliyordu:
Eğer gebelik tecavüz sonunda gerçekleşmişse, fetüs deforme olmuşsa veya gebelik kadın için hayati tehlike oluşturuyorsa.
(24 haftalık gebelikten sonra bu kriterlerden hiçbirini karşılamadan gerçekleştirilen kürtaj hala ceza gerektiren bir suç.)
Aksi takdirde, hem hasta hem de doktor 54 aya kadar hapis ile cezalandırılabiliyordu. 1998 yılından bu yana yasadışı kürtaj iddiasıyla 5 bin 500 soruşturma başlatılmış ve 250 kadına ceza verilmişti.
Mahkeme ayrıca Kongre'nin doğum kontrol yöntemlerine, cinsel eğitime ve diğer üreme sağlığı hizmetlerine erişimi arttırmaya yönelik yeni bir yasa yapmasına da karar verdi.
Karar, bölgesel trendlerin neresinde?
Halihazırda sadece altı Latin Amerika ülkesi istenildiğinde kürtaj olmayı yasallaştırmış durumda. Bu ülkelerin arasında 1960'lardan beri Küba ve 2012'den beri Uruguay da var. Çoğu Orta Amerika ve Karayipler'de olmak üzere dokuz ülkede ise kürtaj tamamen yasak.
Geriye kalan ülkelerin çoğundaki durum ortada bir yerde: Bu ülkeler tecavüz veya ensest gibi belli durumlarda kürtaja izin veriyor.
Kadınların üreme haklarını savunanlar bu tür kısıtlamaların kürtajı tehlikeli bir işlem haline getirdiğini söylüyor:
Guttmacher Enstitüsü'nün raporu, bölgede yapılan her dört kürtajdan sadece birinin Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) tıbbi güvenliğe ilişkin standartlarına uyduğunu ve her yıl yaklaşık 760 bin kadının kürtaj sonrası oluşan komplikasyonlar sebebiyle tedavi gördüğünü ortaya koyuyor.
Mevcut hareketin tarihinin 2015'te Arjantin'deki "Ni Una Menos" (Bir Kadın Daha Eksilmeyeceğiz) protestolarına dayandığı söylenebilir.
Bu protestolar hükümeti ülkedeki yüksek kadın cinayeti oranlarından sorumlu tutmanın bir yolu olarak başlamış, sonrasında daha geniş kapsamlı talepleri de bünyesinde barındıracak şekilde evrilmişti. 2018'de yeşil giyen on binlerce kadın kürtajın yasal olması için sokaklara döküldü; protestolar Arjantinli vekillerin 2020'de bu yöndeki oylamasına kadar devam etti.
Arjantin'de alınan karar, tüm bölgede bir "yeşil dalga" yarattı. O günden bu yana Meksika'nın yüksek mahkemesi kürtajı suç saymanın anayasaya aykırı olduğuna karar verdi, Ekvator yasaları tecavüz durumunda kürtajı yasal hale getirdi, Şilili vekiller ülkenin yeni anayasası üzerinden kadınların üreme haklarını garanti altına almanın yollarını aramaya başladı.
Kolombiya'da mahkeme kararına giden süreçte aktivistler de yeşil giydi. Causa Justa platformunun sözcüsü avukat Cristina Rosero, "Latin Amerika'da kürtaj konusunda daha büyük ve daha irtibatlı bir hareketin olduğunu artık biliyoruz" dedi.
Öte yandan, birkaç ülke aksi yönde hareket etti: Honduras geçen yıl mutlak kürtaj yasağını anayasasının bir parçası haline getirdi.
Kürtaj tartışmaları ne söylüyor?
Din, kamuoyu yoklamalarına göre kiliselerin en çok güven duyulan kurumlardan olduğu Latin Amerika'daki kürtaj tartışmalarında önemli bir rol oynuyor. Katolik Kilisesi ve hızla büyüyen Evanjelik hareketi hayatın rahme düştükten sonra başladığını ve her durumda kürtajın ahlaki bir kötülük olduğunu söylüyor. Kolombiya Devlet Başkanı Ivan Duque ve ülkenin önceki Devlet Başkanı Alvaro Uribe gibi dindar muhafazakar siyasetçiler de dolayısıyla mahkemenin aldığı yeni kararı protesto etti.
Fakat kararı destekleyenler yeşil dalganın kadınların sağlık hakkını geliştirdiğini ve kürtaja ilişkin damgalamaları kırmaya yardım ettiğini söylüyor. Rosero kamuoyunda diyaloğun önemini vurguluyor: "Bilgi sunma, konuyla ilgili açık açık konuşma ve konuyu sarmalayan bazı mitler ve önyargıları ortadan kaldırmaya yönelik bir stratejimiz vardı."
Hak savunucuları bazı durumlarda dini, üreme haklarını geliştirmek için bir platform olarak benimsedi. Örneğin Kolombiya'daki "Católicas por el Derecho a Decidir" (Kürtaj Hakkı Yanlısı Katolikler) platformu kürtajı suç olmaktan çıkarma konusunda önemli bir rol oynadı.
Kararı destekleyenler kürtajı suç olmaktan çıkarmanın kürtaj sayılarında bir artışa yol açmayacağını, bunun yerine kadınların tehlikeli olabilecek gizli işlemlerden uzak durmasına yardımcı olacağını savunuyor.
Bunu yaparken daha az kısıtlama olan ülkelerde kürtaj sayısında düşüşler yaşandığını gösteren verilere atıfta bulunuyorlar.
Uluslararası insan hakları örgütleri de kişilerin kürtaja erişimini yasaklamanın sağlık ve özel hayatın gizliliği hakkını ihlal ettiğini belirtiyor.
Şimdi ne olacak?
Kolombiya'daki kararı bozma çabalarının izleyebileceği birkaç yol var. Yasama yönündeki çabalar muhtemelen yüksek mahkemece anayasaya aykırı bulunacaktır ve mahkeme böyle bir referandum gerçekleşmeden önce söz konusu referandumu incelemek zorunda kalacaktır.
Fakat diğer ülkeler karşı çıkabilir. Arjantin'in 2020 tarihli kararına atıfta bulunan Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, böyle bir yasanın geçmesine asla izin vermeyeceğini söyledi.
Dahası, kürtaj hakları her ne kadar dünya çapında istikrarlı bir şekilde gelişiyor da olsa tartışma Amerika Birleşik Devletleri (ABD) de dahil olmak üzere pek çok yerde benzer şekilde hararetli bir hal alıyor. (ABL/SD)