Fransız düşünür Michel Foucault, bilginin bir iktidar aracı olduğunu ve iktidarın da bilgi ürettiğini ilk söyleyenlerden biriydi. Bilgiyi, tekelinde tutma agresifliği içindeki kapitalist toplumsal ilişki biçimi, bunu da mülkiyet ve piyasa mekanizmalarının dolayımıyla gerçekleştirmekte.
Sonuç ise, bilgi üretiminin en rafine biçimi olan yayıncılık faaliyetinde, dosyalar arasında saklı kalan, basılsa bile okuruna ulaşamayan kitaplar olarak kendini gösteriyor. Okur ile yazar arasındaki ilişkinin önüne örülen bu duvarı yıkmak için Ocak ayında, "Piyasa ve para ilişkilerinin bir plazalar ve bataklıklar alanı haline getirdiği kitap yayını alanında yeni bir girişim başlatıyoruz" sözüyle yola çıkan Yayın Kolektifi, kısa zamanda ilk ürünlerini çıkardı. Gönüllü katılım ve dayanışma ile çalışmalarını yürüten Kolektif, Ali Rıza Gelirli'nin Efendisiz Demokrasi, Can Başkent'in Türler ve Cinsler, Hülya Tarman'ın Peşime Verdi / Şiddete İçeriden Bakmak ve Nesrin Kültür Kiraz'ın İmlasız Bahçe Şiirleri adlı kitaplarını Kibele Yayınları'nın işbirliği ile okura kavuşturdu.
"Çocuk gerillalar"
Yönetici bir organ ya da kişi olmaksızın, gönüllü katılımcıların dayanışmasıyla, özgürlük, eşitlik ve açıklık ilkeleriyle hareket eden Yayın Kolektifi'nin Kibele Yayınları ile işbirliği halinde çıkardığı, Hülya Tarman'ın, Peşime Verdi / Şiddete İçeriden Bakmak adlı kitap, tam anlamıyla önüne dağlar örülmüş bir eser.
Güneydoğu'da sürmekte olan savaşın sivil halkı nasıl etkilediği üzerine yapılan bir alan araştırması olan eser, yazarının başına da açmadık bela bırakmadı. Türkiye'nin en yakıcı sorunlarından birinin ele alındığı eserde, bölgede devletin baskısını yaşayan farklı meslek gruplarından kişilerle yapılan röportajlar yer alıyor. Ayrıca, bölgede yaşayan çocukların savaş algısının ne olduğu ve "çocuk gerillalar" sorununu inceleniyor.
Tarman, kitabında isim vermeden "çocuk gerillaların" künyelerine de yer verdi. Bu künyelerden, birçok çocuğun, dağa çıkışlarından iki üç ay sonra öldürüldüklerini öğreniyoruz. Tarman, şiddete içerden bakan tutumu yüzünden ölüm tehditleri almış, provokasyonlarla karşılaşmış, "canlı bomba" olmakla suçlanmış. Tarman'ın yazdıkları, şiddet olgusunu, taraflardan birinin gözüyle değil, şiddetin gerçek mağduru olan bölgedeki insanların gözüyle incelediği için büyük önem taşıyor.
Tarman'ın kitabına bir sunuş yazısı kaleme alan yazar Gün Zileli, şunları söylüyor: "'Sessiz ve ünsüz tanığa kulak verin' diyor Hülya Tarman. Kulak verin dağlarda bir iz bile bırakmadan ölüp giden çocuk gerillaların künyelerini aktaran, gerillaya on üç yaşında katılıp on dört yaşında ölüm yolculuğuna çıkan çocuklara tanıklık eden bu kitaba. Onların derin faaliyetler içindeki devleti varsa, Hülya Tarman gibi az sayıda insanın da derin sorumluluğu vardır."
Ayrımcılığa dair anarşist bir inceleme
Yayın Kolektifi'nin, Kibele Yayınları'ndan çıkardığı bir diğer eser de Can Başkent'in Türler ve Cinsler adlı kitabı. Amerika'daki "Anarşist Çalışmalar Enstitüsü'nden destek alan ilk Türkiyeli araştırmacı olan Can Başkent, geçmişte de Vicdani Ret Yazıları'nı yayınlamıştı. Başkent, yeni kitabında ayrımcılığın temel mantığını, cinsiyetçilik ve hayvan özgürlüğü üzerinden açıklıyor.
Anarşist bir bakış açısından incelemelerini ortaya koyan Can Başkent'in, bu iki konunun önemi üzerine yazdıkları şöyle: "Bu konuların önemli olmalarının nedeni, hiyerarşinin tarihi boyunca, öyle ya da böyle anlaşılabilir, ancak tuhaf politik nedenlerle, hem insan olmayan hayvanların hem erkek olmayan insanların 'zayıf' olarak konumlandırılmış olmasıdır. Dolayısıyla, bu soruna getirilecek otoriter olmayan çözümlerin geliştirilmesi, muhakkak ki anarşizmin önemle üzerinde durması gereken noktalardan biridir."
Başkent'in kitabı, ilerlemeci paradigmanın dünyamızı çoktan terk ettiğinin ve artık radikal ve devrimci bir bakışın ilerlemeyle asla bir arada yer alamayacağının bir kez daha doğrulanmasını müjdeliyor.
Efendisiz Demokrasi
Yayın Kolektifi'nin okurla buluşturduğu Efendisiz Demokrasi adlı kitap da, "Kartal'da kendi halinde yaşayan bir emekli" olan yazar Ali Rıza Gelirli'nin, başta felsefi planda, çeşitli yönleriyle demokrasiyi incelediği eseri. "Yeni toplumsal arayışlar döneminin yeni tip düşünürlerinden biri" olarak nitelenen yazarın eserinde vardığı en önemli sonuç; demokrasinin ancak doğrudan demokrasi olarak hayat bulacağı ve temsili demokrasi ile toplumsal bir demokrasinin var olamayacağı.
Efendisiz Demokrasi'den önce, Gelirli'nin, 2008'de Şiddetin Anatomisi, 2009'da Tahakkümün Anatomisi adlı felsefe-deneme tarzında kitapları yayımlanmıştı. 2010'da da Acemi Yaşamlar isimli şiir kitabı ve Özgürlüğün Anatomisi isimli felsefe-deneme kitabı okuruna kavuştu.
Kavga etmeyen şiirler
Yayın Kolektifi'nin birkaç ay gibi bir sürede okurla buluşturduğu nitelikli eserlerden biri de Nesrin Kültür Kiraz'ın İmlasız Bahçe Şiirleri. 2003 yılında Çikolata Teli adlı kitabıyla Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü'nü kazanan şairin, yeni eserini şair Sina Akyol, şöyle anlatıyor:
"Bu kitaptaki şiirler, örneğin ülkeyi kurtarmaya filan, katiyen soyunmuyor. Kavga filan da etmiyor. Alışılmış büyük sözler mi... hiçbirini söylemiyor. Ama bir başka büyük şeyi mükemmelen beceriyor: İçimize bakarken, dışımızı da görebiliyor. Ya da tam tersi: Dışımıza bakarken, aman, içimiz de menzil dâhilindedir! Hayli özlediğim bir sözcüğü çok şükür kullanarak söylemem gerekirse, içimiz ile dışımız arasında müthiş 'diyalektik' bir ilişki var bu şiirlerde. Küçük küçük, ama belki de bu nedenle epey büyük bir samimiyetin sahici şiirleri...
Öz ve biçim olarak haiku'yu hatırlatabilecek bir yöntem kullanılmış, alegorik yapıya değer verilmiş. Metaforlarla dağıtılan zihin, basit olanın değerini göstermek üzere, yeniden yapılandırılmaya çalışılmış. İyi ki öyle yapılmış." (AS)