Koç Üniversitesi’nde en az on akademisyenin işten çıkarmasına karşı okulların açıldığı bugün işten atılan akademisyenler ve öğrenciler eylemdeydi.
Koç Üniversiteliler Dayanışması’nın düzenlediği eyleme Vakıf Üniversiteleri Emekçileri Dayanışma Ağı, öğrenciler, HDP Sarıyer ilçe temsilcileri, Çağdaş Hukukçular Derneği, Halkevleri, İstanbul Kent Savunması da destek verdi.
Elliyi aşkın kişi Koç Üniversiteliler Dayanışması pankartı arkasında rektörlük binasından üniversite kapısına dek yürüdü. Koç Üniversiteliler Dayanışması’nın buradaki basın açıklamasında “Dersimiz dayanışma” mesajı verildi.
“Şirket değil üniversite”
Koç Üniversitesi’nde, dönem başlamadan kısa süre önce Türkiye Devrim Tarihi derslerini veren sekiz okutmanla birlikte en az on öğretim görevlisinin sözleşmeleri yenilenmeyerek işlerine son verildi.
Koç Üniversiteliler Dayanışması’nın açıklamasını işten atılan ve tazminatları ile hak edişlerini alamayan okutmanlar adına Efe Baysal ve Burcu Giray okudu.
2013 yılında üniversitede işten çıkarılan taşeron işçilerin kazanımla sonuçlanan direnişi hatırlatılarak, o günlerdeki taleplerinin geçerliliğini koruduğunu ancak üniversite yönetiminden bu taleplere karşılık alınamadığını anlattılar.
“Şirket değil, üniversite istiyoruz! İş güvencesi istiyoruz! Köle değil akademisyeniz! Müşteri değil öğrenciyiz. Bu haykırışlar daha adil, karar mekanizmalarında katılımcı ve şeffaf, akademik özgürlüğü güvence altına alan düzenlemelerin üniversite içinde ivedilikle yapılmasını isteğimizdendi.”
TIKLAYIN: KOÇ ÜNİVERSİTESİ YENİ DÖNEME YENİLENMEYEN SÖZLEŞMELERLE BAŞLIYOR
“Ticarethane kurgusu”
Okutmanlar, yaşananların Türkiye ve dünyada üniversitelerin ticarethane gibi kurgulanmasıyla ilgisine dikkat çekti. Sosyal bilimlerin ise bu düzende en ağır saldırılarla karşılaştığını belirtti.
“Bu kurguda öğrenciler birer müşteridir, işçiler güvencesizliğe itilir, hocalar da bu müşterilere hizmet verecek ucuz ve değiştirilebilir iş gücü olarak güvencesiz bir şekilde istihdam edilir.
“Buna karşı üniversitelerin kamu hizmeti veren kuruluşlar olduğu ve akademik personelin iş güvenliğinin ve devamlılığının bilginin özgürce üretilmesi, aktarılması ve paylaşılması açısından hayati önem taşıdığı, görmezden gelinir.”
“Mücadeleye devam”
Açıklama sonunda mücadeleyi devam edeceklerini belirttiler.
“Bizler, ‘ama siz de çok hayalcisiniz canım’ diyen Koç Üniversitesi yönetimine ve üniversiteyi ticarethane, öğrenciyi müşteri, akademisyeni vasıfsız işçi ve bilgiyi de meta olarak gören, bilimin geleceğini ve eğitimin niteliğini umursamayarak neoliberal stratejilerle hareket eden bütün yönetimlere inat ‘başka bir üniversite, başka bir dünya mümkün’ diye haykırmaya devam ediyoruz.”
“Ya tuz kokarsa?”
Vakıf Üniversiteleri Dayanışma Ağı adına da Aslı Odman da dayanışma açıklaması okudu.
“Bu Eylül'de işten çıkarılanlar, Bilgi'den, Bahçeşehir'den, Yeditepe'den, Doğuş'tan, Fatih'den, Beykent'ten, Maltepe'den...işten çıkarılan ve davasını vakıf dayanışma ağı üzerinden destekleyen pek çok arkadaşımız gibi hukuk davalarını kazanacaklar.
“Ama içlerinde, üniversiteye yüklediğimiz anlamların yıkıldığı ve önümüzün açıldığı o anın geniş nefesi, başkaları adına utanma hissi ve hep o soru kalacak: Ya tuz kokarsa? Ne yapıyoruz?" (BK)