Haberin İngilizcesi için tıklayın
Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, The Guardian gazetesine verdiği demeç sonrası gördüğü tepkilere, yazılı açıklama ile cevap verdi.
Kuzey Kıbrıs lideri Akıncı, Guardian gazetesine hafta içi verdiği bir röportajda, Ada'da iki toplumun federal bir 'çatı' altında birleşmesi gerektiğini ve bunun için "karar anının" geldiğini söylemiş, aksi takdirde, "Ada'nın kuzeyinin artan bir şekilde Ankara'ya bağımlı hale geleceği ve neticede pratikte bir Türk şehri haline gelerek yutulabileceği" uyarısında bulunmuştu.
Röportaj nedeniyle AKP ve MHP başta olmak üzere Türkiye ve Kuzey Kıbrıs'ta birçok kesimin hedefi haline gelen Akıncı, yaptığı açıklamada, “Kıbrıs Türk halkı çok büyük bir oranda Rum tarafına azınlık olmayı ya da Türkiye´ye sürekli bağımlılık ilişkisi içinde yaşamayı istemiyor” dedi.
Akıncı: Sözlerimin arkasındayım
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın paylaştığı yazılı açıklama şöyle:
Kendi kendini yöneten, kendi kendine yeten, kendi kurumlarında gerçek manada söz sahibi olan bir yapıyı özlüyor. Elbette özellikle ekonomi ve diğer alanlarda başarmamız gerekenler olduğu da kuşkusuzdur. Toplumumuz ilhak olasılığını ise asla benimsemiyor. Böyle bir halkın seçtiği lider olarak, Kırım ile ilişkilendirilerek sorulan soruya verdiğim cevap başka ne olabilirdi ki?
Evet, Kırım benzeri bir ilhak senaryosunun korkunç olduğunu ve bunun Kıbrıs Türklerinin olduğu gibi Türkiye’nin de yararına bir gelişme olmayacağını belirttim. KKTC´yi asıl ortadan kaldıracak senaryo da budur. İlk defa söylemediğim bu sözlerimin de arkasındayım; çünkü Kıbrıs Türk halkının gerçek duygu ve düşüncesi budur.
Esas olan KKTC’nin iki eşit kurucu devletten birine dönüşerek federal çatı altında ve uluslararası hukuk içinde hak ettiği saygın yeri almasıdır. Bu çabaya destek olunması gerekir. Böylesi bir Kıbrıs, kuzeyi ve güneyi ile Türkiye’ye dost bir coğrafya olur. Bu da herkesin yararınadır.
‘Kıbrıs Türk´tür Türk kalacaktır’ siyaseti 1950’lerin sloganıdır. Gerçek durumla ilişkisi yoktur. Kıbrıs´ta yaşayan farklı toplumlar vardır ve barış içinde yaşayacakları federal bir düzen arayışı sürmektedir.
Kıbrıs Türk halkı Atatürk ilkelerine bağlı, laik ve demokratik, hoşgörü ve barış kültürünü içselleştirmiş bir halk olarak çağdaş Avrupa değerlerinde bir yaşam için mücadelesini sürdürmek istiyor. Bu mücadeleye ancak saygı duyulur, saldırı yapılmaz. Düzeyimi koruyarak vereceğim cevap budur. Yapılan bazı açıklamalarda istendiği gibi asıl cevap, elbette halkın vereceği cevaptır.
Akıncı, The Guardian röportajında ne demişti?
Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Akıncı, The Guardian gazetesine verdiği röportajda, Kıbrıs adasının kuzeyinin, Rusya’nın Kırım’da yaptığı gibi Türkiye’ye “ilhak” edilmesini, “korkunç” bir ihtimal olarak niteleyerek, bunun Türkiye’nin kendi çıkarlarına da aykırı olduğunu söylemişti.
Yarım asırlık bölünmüşlükten sonra tek işler çözümün “federal bir çatı altında yeniden birleşme” olduğunu anlatan Akıncı, bu başarılamazsa, daha fazla Türkiye’ye bağımlı hale gelecek olan Kuzey Kıbrıs’ın, “Ankara tarafından yutulabileceğini” ve “de facto Türkiye iline dönüşebileceğini” ifade etmişti.
“AB içinde birleşik Kıbrıs”tan söz eden Kuzey kıbrıs Cumhurbaşkanı, içişlerinde bağımsız, dış ilişkilerde Suriye’deki Fransız mandasına bağlı “Hatay Devleti”nin 1939’da referandumla Türkiye’ye bağlanmasını kabul eden dönemin Hatay Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen’e atıfla “İkinci bir Tayfur Sökmen olmayacağım” demişti.
Erdoğan’ın, Türkiye-Kuzey Kıbrıs ilişkisini “anavatan-yavruvatan” diye tanımlamasına karşı çıktığını tekrarlayan Akıncı, “Ben bağımsız, kardeşçe ilişkiler istiyorum” derken, hükümetin faturalarını ödeyen Türkiye’ye ekonomik bağımlılığı azaltmak için daha fazla şey yapmaları gerektiğini belirtti. Bunu başarabilmek için de Güney’in desteğine ihtiyacı olduğunu dile getirmişti:
“Kıbrıslı Türklerin kendilerine özgü bir kimlikleri var. Bu laik, demokratik ve çoğulcu bir kimlik... Bunu korumak istiyoruz.”
Başbakan Tatar: Son derece yanlış
Akıncı’nın açıklamalarına ilk tepki Kuzey Kıbrıs Başbakanı Ersin Tatar’dan geldi. Tatar, Akıncı’nın “cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmak amacıyla son derece yanlış bir davranış gösterdiğini” söyledi:
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıslı Türklerin iradesi ile yaşasın ve yücelsin diye kuruldu. Sayın Akıncı’nın buna rağmen Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs'ı vilayet yapacağı gibi bir iddia ileri sürmesi temelsizdir. Biz eminiz ki halkımız kendisine hiçbir yararı olmayan bu tutuma gereken yanıtı Sayın Akıncı’yı seçmeyerek sandıkta gösterecektir.”
AKP cephesinden tepkiler
Akıncı’yı sert bir dille eleştiren AKP Sözcüsü Ömer Çelik ise “Akıncı’nın özür dilemesi gerektiğini” belirterek, “Cumhurbaşkanlığı makamı son derece saygın ve onurlu bir makamdır. Fakat bu makamda oturan Sayın Akıncı’nın yaptığı açıklamalar Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Kıbrıs Türkü’nün haklı davasına karşı saygısız ifadelerle doludur. Kıbrıs Türkü’nün davasına düşman olanların söylemlerine benzer açıklamalar yapmaktadır” diyerek Akıncı’yı “özür dilemeye” davet etti.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun da Akıncı’nın açıklamalarını kınayarak, “Türk milleti, Mustafa Akıncı’ya haddini bildirecek, bu hadsizliğin cezasını en ağır biçimde sandıkta verecektir” dedi.
AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş ise, “KKTC’nin cumhurbaşkanı sıfatıyla böylesine talihsiz bir açıklamanın yapılmış olması asla kabul edilemez. Asla tasvip edilemez. Bundan gerçekten vazgeçmesi, bu talihsiz açıklamalarını telafi edecek yeni açıklamalar yapması kaçınılmazdır” diye konuştu.
Akıncı’nın açıklamalarına ilişkin son tepki, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’dan geldi. Twitter hesabından paylaşımlar yapan Oktay, “Mustafa Akıncı'nın yapmış olduğu açıklamalar oturduğu makama yakışmayacak ifadelerdir. Her şartta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yanında olan, hak ve menfaatlerini koruyan Türkiye Cumhuriyeti için kullanılan ifadeleri kınıyorum. Küçük hesaplar ve vizyonsuz siyasi yaklaşımlarla KKTC'de, Türkiye Cumhuriyeti'nin seçim malzemesi yapılmasına asla müsaade edilmeyecektir” dedi.
MHP lideri Bahçeli'den istifa çağrısı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de röportaj üzerine yazılı bir açıklama yaparak Akıncı’dan istifasını vermesini istedi:
“Türkiye’nin Akdeniz’de sıkıştırılmak, hatta dışlanıp egemenlik ve manevra alanlarının daraltılmak istendiği sorunlu bir dönemde KKTC Cumhurbaşkanı’nın tavrı emsalsiz işgüzarlık ve işbirlikçilik örneğidir. Mustafa Akıncı’nın onurlu ve şerefli hareket ederek görevinden affını istemesi yegâne beklentimiz ve temennimizdir.”
Akıncı’ya destek açıklamaları: "Biat değil özgürlük"
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya yönelik tepkilerin ardından Lefkoşa Türk Belediye Başkanı Mehmet Harmancı kişisel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla MHP Başkanı Devlet Bahçeli’ye mesaj gönderdi.
Harmancı, “Kıt ve faşist zihinler ne derse desin, eninde sonunda anlayacaklar ki özgür iradenin önünde değil kurt, fil olsan duramazsın” diye yorum yaptı. Yorumunu “Biat değil özgürlük” cümlesiyle bitiren Harmancı, Devlet Bahçeli’yi isim vermeden sert bir dille eleştirdi.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya da Cumhurbaşkanı Akıncı’ya gelen tepkilerin karşısında duran bir açıklama yaptı. Derya sosyal medyada yaptığı paylaşımda, “Esas saygısızlık Kıbrıs Türk halkının iradesini ve kurumlarını her fırsatta yok saymak ve aşağılamaktır. Kıbrıs Türk toplumu demokrasi kültüründen, çoğulcu bakışından ve ifade özgürlüğünden vazgeçen bir toplum olmadı, olmayacak da” ifadelerine yer verdi.
Mustafa Akıncı hakkında2015’ten beri Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı, siyasetçi. 28 Aralık 1947, Kıbrıs, Limasol doğumlu. ODTÜ Mimarlık mezunu. Üniversitede Kıbrıslılar Cemiyeti'nin yönetiminde yer aldı. 1973’te adaya döndü ve Lefkoşa'ya yerleşti. 1975’te oluşturulan Kıbrıs Türk Federe Devleti Kurucu Meclisine seçildi. 24 Mayıs 1976’daki yerel seçimde Lefkoşa Türk Belediyesi başkanlığı için Toplumcu Kurtuluş Partisi'nden (TKP) aday oldu. Yüzde 48.99'luk bir oranla Lefkoşa Türk Belediyesi'nin ilk seçilmiş başkanı oldu. 1990 yılına kadar bu görevi kesintisiz yürüttü. Kıbrıs Türk Belediyeler Birliği'nin kuruluşunda etkin rol üstlenerek birliğin ilk başkanlığını yaptı. 1987’den 2001’e kadar Toplumcu Kurtuluş Partisi (TKP) Genel Başkanlığı görevinde bulundu 1993 – 2009 yılları arasında da Milletvekilliği görevini sürdürdü. 1999-2001 döneminde ise Başbakan Yardımcılığı ve Turizm Bakanlığı görevini üstlendi. Annan Planı döneminde oluşturulan Barış ve Demokrasi Hareketi'nin (BDH) kurucularından oldu. Toplumcu Demokrasi Partisi'nin oluşumu ile birlikte başkanlık görevini devretti. 2015 Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bağımsız aday olarak katıldı ve ikinci turda aldığı yüzde 60,50’lik oyla Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı seçildi. |
(TP)