Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İnci Erdem Artan yönetiminde TESEV ve İsveç İstanbul Konsolosluğu'nun desteğiyle, 27 üniversiteden 2 bin 200 öğrencinin katılımıyla gerçekleştirilen "Üniversite Gençliği Değerleri: Korkular ve Umutlar" araştırması, TESEV'in Karaköy'deki binasında düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.
Araştırmanın içeriği ve sonuçları hakkında bilgi veren Prof. Dr. İnci Erdem Artan, "Gençlerin sahip oldukları değerlerin oluşumunda üniversiteler değil, doğulan ve yaşanılan bölgenin değerleri ile aile belirleyici oluyor.Üniversiteler arasında bir farklılaşma yok bunu üniversitelerde ortaya çıkan bir tektipleşme olarak düşünülebiliriz" dedi.
Artan, üniversite eğitiminin ve yaşantısının öğrencilerin değerlerinde, değerler sistemlerinde değişiklik yapabilecek etkilerinin bulunup bulunmadığının saptanmasının çalışmanın temel amacını oluşturduğunu ifade etti.
TESEV Yönetim Kurulu Başkanı Can Paker de yaptığı konuşmada, araştırmanın gençliğin zihin haritasının ve yaşamı algılama seyrinin anlaşılması için son derece önemli bir başlangıç olduğunu söyledi.
Paker, kendilerini gerçekleştirme ve özgürleşme peşindeki gençlerin engellerle karşılaştığını ve değişim ve gelenekler arasında bölünmüş bir zihin yapıları olduğunu ifade etti.
Araştırmanın Türkiye'nin çok derin bir sosyolojik değişim içinde olduğunu gösterdiğini belirten Paker, "Türkiye merkezi hiyerarşik toplum yapısından bireye odaklı daha özgürlükçü bir döneme geçiş yapıyor" dedi.
Paker araştırmadan bir diğer önemli sonucunda kız öğrencilerin gelenekleri daha fazla sorgulaması olduğuna dikkat çekerek, "Kız öğrenciler daha çok inisiyatif almak isterken erkek öğrenciler statükoyu korumak istiyorlar" dedi.
Araştırma 2004 yılının Mayıs-Temmuz ayları arasında Türkiye'nin çeşitli illerinde yer alan 27 devlet ve vakıf üniversitesinin farklı fakülte ve bölümlerinde okuyan toplam 2200 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiş.
Araştırmadan çıkan bazı önemli sonuçlar şöyle:
* Dini inanç, itaat, hayırlı evlat olmak ve tutumluluk ifadelerinden oluşan ve sosyal ahlak normlarında erkek öğrenciler kız öğrencilerden daha duyarlı.
* Erkek öğrenciler daha yapılanmış, bilenen işlerde çalışmayı tercih ederken, kız öğrenciler daha çok kendilerini geliştirecek, çalışma koşulları uygun işleri tercih ediyor.
* Yaşama ve canlıya saygı ile özel hayatın korunması kız öğrenciler için erkeklere göre daha önemli.
* Kız öğrenciler ayrımcılık yapmamayı önemli olarak belirtirken, erkek öğrenciler ise sosyal farlılaşma dindarlık ve güven değerlerinin önemli olduğunu düşünüyor.
* Erkek öğrenciler "Gelenek Aile Yapısı" ve "Erkek Egemenliği" benimsediğini vurgularken, kız öğrenciler "demokratik aile yapısını" benimsiyor.
* Kız öğrenciler inisiyatif alma, etken olma konusunda istekliyken, erkek öğrenciler daha edilgen değerleri tercih ediyor.
* Kız öğrenciler erkek öğrencilere göre gelecekten daha ümitsiz
* Metropol şehirlerinde doğanlar bilime, şansa ve Allah'a daha fazla inandıklarını belirtirken, doğu şehirlerinde doğanlar, kadere ve mucizelere daha fazla inanıyor.
* "Cinsel özgürlük" ve "Maddiyata Bağlı Mutluluk" metropolde doğan ve yaşayanlar için daha önemliyken, Doğu bölgelerinde doğan ve yaşayanlar için "Erkek egemenliği" ve "Geleneksel aile yapısı" daha önemli.
* "Çalışma Ahlakı" ve "Dürüstlük" kendilerini doğu bölgelerine ait hissedenlerde metropollerde yaşayanlara göre daha önemli.
* Doğu bölgelerinde doğanlar, metropol ve batı bölgelerinde doğanlara göre gelecekten daha ümitli.
* Çalışan annelerin çocukları geleneksel değerleri daha az önemsiyor. (KÖ)