Aydın Doğan Vakfı ve TESEV’in birlikte düzenlediği Çalışan Kızçocukları ve Eğitim: Çocuk Hakları Çerçevesinde Sorunlar ve Çözüm Önerileri paneli Doğan Holding binasında yapıldı.
Boğaziçi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Serra Müderrisoğlu’nun kolaylaştırıcılığındaki ilk oturuma Hümanist Büro’dan avukat Seda Akço ve UNICEF’ten Dilek Karagöz konuşmacı olarak katıldı.
Akço: Bütüncül bir çocuk politikası olmadan olmaz
Akço erken evlilik nedeniyle okula gidemeyen çocukların yüzde 97,4’ünün kız çocuklarından oluştuğunu söyledi.
Tarımda çocuk işçi çalıştırılmasının bir iş hukuku meselesi değil, çocuk hakları perspektifinden bakılması gereken bir konu olduğunu anlattı. Aynı olumsuz koşullara erkek ve kız bütün çocukların maruz kaldığını, ancak kız çocuklara yönelik ayrımcılığın bunun boyutunu, biçimini etkilediğini anlattı.
Ekonomi, eğitim gibi konuların günlük yaşamda birbirini zincirleme etkileyen faktörler olarak sonuçta çocuğun hayatını etkilediğini anlatan Akço biri üzerinden bulunabilecek bir çözüm olmadığını belirtti.
Çocukları ilgilendiren konulara, hak ihlaline yol açan sorunlara bütüncül bir çocuk politikasıyla çözüm aranması gerektiğini de kaydetti, meseleyi etkileyen başlıklara da çocukları merkeze alan bir anlayışla yaklaşılması gerektiğini vurguladı.
Karagöz: Çalıştırılan çocuk eğitime katılamıyor
UNICEF’ten Karagöz de konuşmasında, çocuk işçiliğinin kız çocuklarının eğitim hakkını ellerinden aldığını söylerken bir yandan cinsiyet dağılımına bakıldığında erkek ve kız çocuklar arasında ciddi bir fark görülmediğini de ekledi.
Çocukların dünyada da Türkiye’dekine benzer şekilde ağırlıklı olarak tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinde çalıştırıldığını ifade eden Karagöz ev işlerinde çalıştırılan çocuklara da değindi.
“Dünya genelinde, eğer çocuklar ev işlerine ya da ekonomik işlere dahil değillerse okula devam oranları yüzde 5 artıyor. Çocuklar ne kadar çok çalıştırılırsa eğitime o kadar çok katılmıyor.”
Bir alandaki hakkın hayata geçirilmemesinin başka bir hakkın ihlal edilmesine yol açabildiğini belirten Karagöz, Türkiye’de yaklaşık yarısı tarım sektöründe olmak üzere ekonomik işlerde çalıştırılan bir milyona yakın çocuk işçi olduğuna dikkat çekti.
“Ücretsiz ev işlerinde çalışıp ailesini destekleyen çocukların sayısı da yedi buçuk milyon civarında.”
Çocuk işçiliğinin temel nedenleri arasında yoksulluğun çok önemli olduğunu anlatan Karagöz, temel hizmetlere erişim problemlerin de çocuğun çocuk işçi olma ihtimalini yükselttiğini söyledi.
Yasaların uygulanmasında yaşanan sıkıntıları ve denetim olmamasını da nedenler arasında gösterdi.
TIKLAYIN - KADEMELİ EĞİTİM KIZ ÇOCUKLARININ OKULU BIRAKMASINA YOL AÇIYOR
Akkan: Kız çocukları hem okuyor hem evde bakım yükü var
İkinci oturumun kolaylaştırıcılığını TESEV’den Itır Akdoğan yaptı. Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politikalar Forumu’ndan Başak Ekim Akkan ve Eğitim Reformu Girişimi’nden (ERG) Işıl Oral konuşmacı olarak katıldı.
Akkan okula devam eden çocukların ev içi bakım yükünü anlattığı konuşmasında, sosyoekonomik düzeye göre kız çocuklarının bakım yükünün farklılaştığını belirtti.
Kız çocuklarının bakım yükünün alt sosyoekonomik gruplarına gittikçe arttığını söyledi.
“Birçok kız çocuğu hem okula devam edip hem de ev içinde bakım yükü üstleniyor.”
0-6 yaş arası kardeşlerine bakan kız çocuklarıyla yaptıkları araştırmanın sonuçlarını aktaran Akkan, ev içi bakım yükünün kız çocukları üzerinde yarattığı sorunlara dikkat çekti.
Bu sorunları anahatlarıyla “Çocukluk çağında toplumsal cinsiyet rollerinin benimsendiği bir kimlik inşası, ödevlerini bitirememe durumu, sosyalleşirken kardeşlerini de yanlarına almak zorunda kalmaları gibi sorunlar, zaman kullanımında yaşanan sorunlar olarak sıraladı.
“Annem geldiğinde…”
Araştırmadaki çocuklardan birinin “Annem geldiğinde normal ben gibi oluyorum” sözlerine atıfta bulunan Akkan, kardeşine bakan kız çocuklarının sürekli kardeşinin başına bir şey gelme kaygısı içinde bulunduğunu da ekledi.
Ev içi iş paylaşımı, kız çocuklarının okuldan kopmaması ve ulaşılabilir çocuk bakım ve okul öncesi hizmetler çözüme yönelik politika önerileri arasında sayıldı.
TIKLAYIN - TÜRKİYE'DE KIZ ÇOCUKLARININ OKULU ERKEN BIRAKMA ORANI YÜZDE 40
Oral: Kız çocuklarının okula devamsızlığı ciddi sorun
ERG’den Oral da sunuşunda, kız çocuklarının okullaşma oranında son yıllarda önemli eşiklerin geçildiğini hatırlattı, ancak devamsızlıkla ilgili çok ciddi problemler olduğunu ve bölgeler arası farklılaşmanın devam ettiğini söyledi.
Açık liselerin özellikle kız çocukları için risk oluşturduğuna dikkat çeken Oral, buralara kayıt olan öğrencilerin, okullaşma oranını arttırdığını ama devam zorunluluğu olmadığı için çalıştırıldığını anlattı.
2015 itibariyle 18-24 yaş arası eğitimden erken ayrılmış kadınların oranının Türkiye’de yüzde 40 olduğunu ve bunun diğer ülkelerden çok daha yüksek bir rakama denk düştüğünü ifade etti.
Yeterli veri olmadığına dikkat çeken Oral, Milli Eğitim Bakanlığı’nın akademisyenler ve sivil toplum örgütleriyle ortak çalışmaya açık olması gerektiğini vurguladı.
Araştırma sonuçları
Oral Urfa, Van, Mardin ve Muş’ta ilköğretim düzeyinde yapılmış bir çalışmanın sonuçlarından da bahsetti.
Buna göre, dört kentte, her sınıfta kız çocukların devamsızlığının erkek çocuklara göre daha yüksek. Beşinci sınıftan sonra da fark açılıyor. Bir başka ifadeyle, yaş büyüdükçe kız çocuklarının okula devamsızlığı artıyor. Bunun nedenleri arasında erken evliliklere, karma eğitime olumsuz bakışa, servis ve yatılı bölge okullarından kaçınma durumuna ve toplumsal baskılara dikkat çekiliyor.
Kız çocuklarının okuldan uzaklaşasının nedenleri arasında ayrıca, okulda akademik başarısızlık durumunda aileden ve öğretmenlerden destek alamama, okula alışamama, akran zorbalığı, dil problemleri, yatılı eğitimde mesafe ve ev özlemi de sayılıyor.
Oral çözüm önerileri arasında öğretmenlerin eğitimini destekleyecek projeleri önemli olduğunu dile getirdi. (YY)