Arthème Fayard Yayınevi ve Jérôme Dupuis ile Jean-Marie Pontaut isimli gazetecilerin açtıkları davada AİHM, oybirliğiyle ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine karar verdiği Fransa'yı cezalandırdı.
Soruşturmanın gizliliğini ihlalden para cezası
Paris Asliye Hukuk Mahkemesi, kitapta yer alan bazı bölümlerin soruşturma dosyasındaki tutanaklardan oluştuğunu ve Mitterand'ın kabinesinde başkan yardımcılığı görevi yaparken kendini mahkemede bulan G.M. isimli kişinin özel yaşamına müdahale oluşturduğuna karar vermişti.
Mahkeme, "Soruşturmanın gizliliğiyle korunan bilgileri aşırdıkları" iddiasıyla Pontaut ve Dupuis'i 762'şer avro para cezasına; ayrıca her iki gazeteciyi G.M.'ye 7 bin 662 avro tazminat ödemelerine karar vermişti; ancak kitaba müdahale olmamıştı.
"Telekulak" 1996'da ortaya çıktı
Yargılanırken kitaptaki bazı bilgileri yasadışı şekilde ele geçirdikleri yolundaki iddiaları reddeden gazeteciler, haber kaynaklarını da açıklamayı reddetmişlerdi.
1983-86 yıllarında 2 binin üzerinde tanınmış kişi ve bu arada gazetecinin "terörle mücadele" adına dinlenmesine yol açan "telekulak" vakası, Mitterrand'ın ölümünden birkaç gün sonra, Ocak 1996'da yayımlanan kitapla açığa çıkmıştı.
"Kamu yararı olunca ifade özgürlüğü sınırlandırılamaz"
Kitabın devlet işleyişi gibi ilgi çeken önemli bir konuya ilişkin olduğunu ve bilinmesinde kamu yararı bulunduğuna işaret eden AİHM, bu durumda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin siyasi konuşmalar ve genel ilginin olduğu konularda ifade özgürlüğü sınırlamalarına yer bırakmadığını bildirdi.
AİHM, kabul edilebilir eleştiri sınırlandırmasının sıradan bir insana göre siyasi kişiler için çok daha az olduğunu, G.M. bir siyasi olmasa bile, Mitterand'ın başlıca yardımcılarından biri olarak, kamu görevine haiz, hatta yürütmenin en üst noktalarında yer alan etkin bir kişi olduğunu saptadı.
Kitap yayımlanmadan önce de G.M. hakkında soruşturma açıldığının herkesçe bilindiğini anımsatan AİHM, özel yaşamın gizliliğinden söz edilemeyeceğini kaydetti.
"Bu kadar medyatik bir davada gizlilik olmaz"
AİHM, bu kadar medyatik bir davada bilgilerin kamuoyunda gizlenmesinin pek de gerekli olmadığını, gazetecilerin kamuoyunu bilgilendirmek ve "demokrasinin bekçiliğini yapmak" biçiminde görevlerini gerektiği gibi yerine getirdiklerini açıkladı.
AİHM, Fransız mahkemesinin ifade özgürlüğü hakkına "orantısız ve demokratik bir toplumda yer olmayacak şekilde" müdahalede bulunduğuna karar verdi. (EÖ/EÜ)