Hülya Osmanağaoğlu, kütüphane memuru olarak çalıştığı British Internatiaonal School'da işten çıkarıldı. Çalışana işten çıkarılma gerekçesi olarak "e-posta yoluyla yaptığı özel yazışmalarda feminizm, sosyalizm ve Kürt sorunuyla ilgili ifadeler bulunması" gösterildi.
Okul: Açıklama yapmıyoruz
Konu hakkında görüşüne başvurduğumuz British İnternational School yetkilileri açıklama yapmayacaklarını söylediler.
Hülya Osmanağoğlu ise bianet'e yaptığı açıklamada hem çalışma hem "özel yaşamın gizliliği" haklarının ihlal edildiğini söyledi:
"Kişisel adresim üzerimden maillerimi en ince ayrıntılarına kadar okumaları kişilik haklarımın ihlalidir. Ortada yasa dışı olan bir şey varsa budur. Okulda mail okumak ve yazmak yasak değil. Genellikle iş saatleri dışında maillerime bakıyordum. Hatta öğretmenler de boş derslerde çalıştığım kütüphanedeki bilgisayarlar aracılığıyla maillerine bakıyordu."
Osmanağaoğlu uluslararası bir okul olan Britisih International School'un Türkiye'de yerleşik yabancılara ilk ve orta öğrenim düzeyinde eğitim verdiğini, öğretmenlerinin de yabancı uyruklu olduğunu söyledi.
Bir feminist haberleşme grubuna dahil olduğunu doğrulayan Osmanağaoğlu "Bana gelen e-postalarda çeşitli feminist tartışmalar, kadın eylemlerinin duyuruları oluyor, onları takip ediyorum. O duyuruların içlerinde 'Kürt sorunu', 'sosyalizm' ifadeleri geçse de feminizm tartışmaları bağlamındaydı" dedi.
"Önce 'istifa edeceksin' diye tehdit ettiler"
Osmanağaoğlu işten çıkarılma sürecinde polisle gözünün korkutulmaya çalışıldığını anlattı:
"Geçen Cuma (8 Mayıs) okul müdürü Brian Smith beni öğle tatilinde odasına çağırdı. Çok sert bir şekilde 'Sen okulun bilgisayarından siyasi görüşlerinle ilgili nasıl e-posta gönderebilirsin? Okulu riske atıyorsun. Derhal istifa ediyorsun. Senin için de bizim için de polisle problem çıkmasın' dedi."
Osmanağaoğlu bu sözler üzerine çok şaşırdığını, okul müdürünün tehditkar ifadesi karşısında özel e-postalarının nasıl okunabildiğini sorduğunu, istifa etmeyeceğini, yaptığının suç olmadığını söylediğini dile getirdi.
"Önüme koydukları istifa dilekçesini imzalamadım.'Öyleyse siz işten çıkarın' dedim. 15 dakika tartıştık. 'Polisle sorun çıkmasın' göz dağını vermeye devam ettiler. Bana imzalatmaya çalıştıkları kağıtta yazılanlar suç işlediğim yönündeydi. Suç işlemediğimi, kendilerinin suç işlediğini, haklarımı bildiğimi söyledim. 'Zaten bir yazışmanda patron hakkında arkadaşına olumsuz beyanda bulunmuşsun' dediler. O olumsuz beyan dedikleri yazışmada 'Patron bana 50 YTL zam verdi' demiştim. Küfür ve hakaret etmemiştim. Ama asıl feci olanı bu derece inceden inceye bütün kişisel yazışmaları okumaları."
İki saat süren tartışma sonunda Osmanağaoğlu "e-posta aracılığıyla siyasi eylemde bulunduğuna" dair yazılı belgeyle işten çıkarıldığını ifade etti.
"Belgede siyasi eylemlere katılmak, eylem örgütlemek ve işveren hakkında aleyhte söz söylemek nedeniyle işten çıkarıldığım yazıyordu. Böylece kendi işledikleri suçun altına imza atıp kaşe basmış oldular."
"Dava açacağım"
Osmanağaoğlu avukatı aracılığıyla hem işe iade davası açmaya hem de özel yazışmalarının okunmasına yönelik suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor. İşten çıkartılan kütüphane görevlisi kendisi dışında kimi çalışanlara da ayrımcılık yapıldığını öne sürdü:
"Okulun yabancı çalışanlarına özel sağlık sigortası yapılırken Türkiyeli çalışanların böyle bir hakkı yok. Sigortalarımız asgari ücret üzerinden ödeniyordu, yani eksik ödeniyordu. Yabancı öğretmenlere kira yardımı yapılıyordu. Ancak bu yardım eşi Türk olan yabancı erkek öğretmenlere yapılırken eşi Türk olan yabancı kadın öğretmenlere yapılmıyordu." (EZÖ)