6 Şubat depremlerinden 20 ay sonra, Hatay’ın İskenderun ilçesine bağlı İsmet İnönü Mahallesi, Şahin Tepesi mevkiinde bulunan üç binanın yer aldığı alan ‘rezerv alan’ ilan edildi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün bu kararı üzerine, Hatay Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü görevlileri 18 Ekim’de binaların girişine tahliye tebligatı astı.
Tebligatta, binaların 30 gün içinde boşaltılması gerektiği, aksi halde kilitli kapıların kolluk kuvvetlerinin yardımıyla açılarak tahliyenin Kentsel Dönüşüm Başkanlığı tarafından yapılacağı belirtildi.
Tahliye edilmek istenen üç binada 46 konut bulunuyor.
Konut sahiplerinden Mükremin Kurtcephe (72) ise kararı yargıya taşıdı. Tahliye tebligatının yanına, açtığı davanın dilekçesi ve ‘alındı belgesi’ni de astı.
Rezerv yapı alanı nedir?
“Kentsel Dönüşüm Kanunu” olarak bilinen 6306 sayılı kanun uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere, TOKİ’nin veya İdarenin talebine bağlı olarak veya resen Bakanlıkça belirlenen alanlardır. Ancak 9 Kasım 2023’te yapılan değişikliklerle kanundaki “rezerv yapı alanı” tanımı da değiştirilerek halihazırda yerleşim alanı olan yerlere de el konulmasının önü açıldı.
“Karot örneği bile alınmadı”
Kurtcephe, bianet’le paylaştığı dava dilekçesinde, “Binamız ‘az hasarlı’ olduğu için depremden bu yana burada oturmaya devam ediyoruz. Az hasarlı raporuna yapılan itiraz sonrasında da bu sonuç değişmedi” ifadelerine yer verdi.
Binalarının karşısındaki altı katlı birçok binanın depremde yıkıldığını, enkaz kaldırma çalışmalarının ise altyapıya ciddi zarar verdiğini belirten Kurtcephe, şöyle devam etti:
“O dönemde yanımızda göremediğimiz yetkililer, şimdi 20 aydır yıkılmamış sağlam binamıza tahliye tebligatı asıyor. Binalarımızdan karot örneği bile alınmadan rezerv alan ilan edilmesini anlamakta zorlanıyoruz.”
Kurtcephe ayrıca, “Kışın doğalgazlı evimizi boşaltıp, nereden ev bulacağız? Kirasını nasıl ödeyeceğiz? Okula giden öğrencilerimizi ne yapacağız?” diye sordu.
“İnsanların hayatıyla oynamak bu kadar kolay olmamalı”
Yetkililerin “Ben yaptım, oldu” zihniyetiyle hareket ettiğini ve mahkemenin bu karara ‘dur’ diyeceğine inandığını belirten Kurtcephe, “Depremde yıkılan evleri yapıp depremzedelere teslim edemeyenler, şimdi bize ‘Hasarsız ya da az hasarlı evi boşaltın, rezerv alan ilan ettik’ diyor. Mülkümüz üzerinde keyfi bir karar alınmış” dedi.
“İnsanların hayatıyla oynamak bu kadar kolay olmamalı” diyen Kurtcephe, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hukukla bağdaşmayan bir şekilde, depremden 20 ay sonra, mülk sahiplerinin müteahhitlerle anlaşması üzerine yıkılmış olan karşımızdaki 120 konutun rezerv alandan çıkarılması; yan tarafta sağlam veya az hasarlı durumda olan 46 konutun ise rezerv alana dahil edilmesi kararı bu kadar kolay verilmemeli.
Kendi evlerinden çıkmaya zorlanan insanlara, yeniden yapılacak olan evlerine sahip olmaları için milyonlarca lira borç yüklenmemeli. Verilen kararlar, insanların kendi evlerinden çıkıp kiracı olmalarına ya da konteynerde yaşamalarına neden olmamalı. Üstelik bazı inşaatların rezerv alandan çıkarılmasının ardından alınan bu kararın bir tesadüf olduğu düşünülmemeli.”
(AB/VC)