Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) davası kapsamında 8 Mart 2012'den bu yana tutuklu yargılanan ve dün serbest bırakılan "Ben Bir Taşım" kitabının yazarı antropolog Müge Tuzcuoğlu, bianet'e yaptığı değerlendirmede, yedi aylık cezaevi sürecini "Bir yanıyla allak bullak eden, bir yanıyla da toparlayan bir süreç oldu" şeklide yorumladı.
Tuzcuoğlu, dışarıda olmanın rüya gibi olduğunu ifade ederken duygularını şöyle aktardı:
"Bir anda tutuklandım ve hayatım alt üst oldu. Şimdi de aniden serbest bırakıldım. O yüzden bir şok içindeyim. Ayrıca içerde kalan arkadaşlarım yüzünden bir burukluk da yaşıyorum."
Diyarbakır 6. Ceza Mahkemesi'nde 19'u tutuklu 27 kişinin yargılandığı Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Diyarbakır Siyaset Akademisi'ne ilişkin davanın dün görülen ikinci duruşmasında Tuzcuoğlu'nun yanı sıra sekiz kişi daha tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı: Ramazan Kızıltepe, Mehmet Çetin, Cavidan Yaman, Mehmet Ekici, Mehmet Salih Yalçınkaya ve Türki Gültekin ve adı öğrenilemeyen iki kişi.
"Destek çalışmaların doğruluğunun göstergesi"
Tuzcuoğlu, yaklaşık yedi aylık süreçte yanında olan herkese teşekkür ettiğini belirterek başlıyor söze.
Verilen desteklerin yürütülen çalışmaların ne kadar sahiplenildiğinin göstergesi olduğunu belirten Tuzcuoğlu, bu desteğin çalışmaların ne kadar doğru olduğunun, bu doğruların da birilerini ne kadar rahatsız ettiğini gösterdiğini ifade ediyor.
"O yüzden bir yanıyla allak bullak eden bir yanıyla da toparlayan bir süreç oldu benim için."
"Hukuksal olarak diyebileceğim zaten pek bir şey yok. Hukukçu arkadaşlar da olayı neresinden tutabileceklerini bilemiyorlar."
"Sonuç olarak bu duruşmada dokuz kişi tahliye oldu. Bu önemlidir çünkü uzun zamandır KCK davalarında bu kadar insan birden tahliye edilmiyordu. Umuyorum ki bundan sonra süreç bu şekilde devam eder."
Diyarbakır Cezaevi'nde siyasi tutuklu olarak sadece kadınlar ve çocuklar var. En temel sorun çok eski ve çok ağır olayların yaşandığı bir cezaevi. Kapıdan içeri girdiğiniz andan itibaren yılların ağırlığını hissediyorsunuz.
Cezaevinin kapasitesi iki kattan fazlaydı. Biz 16 kişilik koğuşta en az 30 kişi kalıyorduk.
"Destek kişilere değil çalışmalara verilmeli"
Tuzcuoğlu, son yıllarda görülen davaların kişiler üzerinden simgeleştirilmesi nedeniyle getirilen eleştirileri de haklı bulduğunu belirtiyor.
"Davaların kişiler üzerinden anılmasına getirilen eleştirileri haklı buluyorum. Yargılanan insanlardan ziyade BDP Diyarbakır Siyaset Akademisi'ne yönelik kurumsal bir saldırı vardı. Biz bu bağlamda tutuklandık."
"İlk baştan beri tutuklanmama karşı yürütülen kampanyaların hepsini akademiye yönlendirilmesini istedim. İmza kampanyalarının benim üzerimden değil, çalışma yaptığımız kurumlara destek amacıyla yürütülmesini istedim."
"Madem saldırılar yürüttüğümüz çalışmalara yönelikti o zaman destek kampanyalarının da o çalışmalara güç vermek amacıyla yürütülmesi gerektiği düşüncesindeyim." (EKN)