Mizah, özellikle de karikatür insanın içinde yaşadığı dünyayı, bozuk düzeni eleştirmesinin, belki de onunla başa çıkmasının bilinen en eski ve etkili yollarından biri.
"Artık bu kadarı da olmaz" denilen noktada imdada yetişen mizah oluyor. İnsan umudu var etmekten ve direnmekten hiç yorulmuyor, vazgeçmiyor.
Geçtiğimiz Eylül ayında renkli boya kalemlerinin yasaklanmasıyla gündeme gelen Tekirdağ 1 No'lu F tipi cezaevindeki siyasi tutuklular, bu keyfi uygulamayı bir protesto metniyle kamuoyuna duyurmuşlardı.
F tipi cezaevlerinde sürdürülen baskı ve işkencelerin yanı sıra, renkli boya kalemlerinin bile yasaklanması tutuklu Mürteza Dağ'ın kaleminden son çare olarak ressamlara duyarlılık çağrısına dönüşmüştü.
Mürteza Dağ, siyasi tutukluların protesto amaçlı olarak cezaevinde bulunan atölyelere katılmayı reddettiklerini, bu nedenle kaldıkları hücrelerde kendi kendilerini geliştirmek zorunda olduklarını, ama Adalet Bakanlığı'nın üç yıldır uygulamaya koyduğu ve tutsaklara boyalı resim kalemi verilmesini yasaklayan genelgesinin hücrede resim çizme faaliyetini bir eziyete dönüştürdüğünü dile getirmişti.
Mektup, "Boya kalemlerini yasaklayan genelgenin kaldırılması için yapacağınız duyarlılık çağrısı, 'renkleri' yeniden yaşamımıza sokacaktır" cümlesiyle bitiyordu. Ressamlardan henüz basına yansıyan bir destek mesajı gelmedi. "Renkler" hala onların hayatlarına uzak da olsa, onlar bu durumla başa çıkmanın ve hatta eğlenmenin yeni bir yolunu bulmuş görünüyorlar. Ellerinde renkli boya kalemleri yok belki ama siyah tükenmez kalem ne güne duruyor.
Yeni bir karikatür dergisinin ilk sayısı yayınlandı. İsmi Kirpi! Bayilerde, kitapçılarda bulamazsınız Kirpi'yi. Çünkü o Tekirdağ F tipi cezaevinde. Siyasi tutuklu Mürteza Dağ, bu kez de Kirpi'yle çıkagelmiş. Dağ, üç yıldır ülkemiz hapishaneleriyle dayanışma faaliyeti yürüten Dışarıda Deli Dalgalar inisiyatifine gönderdiği mektupta Kirpi'yi ortaya çıkaran süreci şöyle anlatmış: "F tiplerinde had safhaya ulaşan hak gasplarına her geçen gün çeşitli gerekçelerle yenileri ekleniyor. Bu yasaklamalar olsa olsa insanın yaratma arzusunu kamçılar. Boya kalemlerimizin haksız yere gasp edilmesi, bir utanç olarak tarihteki yerini almıştır. Benim gibi yüzlerce tutsağın, üretme ve yaratma arzularını zincire vuranların yapa geldikleri haksızlıkların hiçbiri gizli kalmadığı gibi, gün gelip yüzlerine çarpacaktır. Oysa "renkler" bizim yüreğimizdedir. Elimiz kalem tuttukça, -o kalem sadece siyah bile olsa- dünyanın en güzel renklerinin türküsünü söylemeye devam edeceğiz."
"Kirpi", inat etmenin, acılara rağmen gülmenin Tekirdağ F tipi cezaevindeki adı artık. Üzerine vurulmuş "Görülmüştür" damgasına rağmen, görülmeyeni görünür kılmanın bir aracı. İnsanın baş eğmeme öyküsünün karikatüre dönüşmüş bir tanığı daha.
Ve söz, "Dikenleri batmaz gıdıklar -Kültür mizah dergisi" Kirpi'de: "İlk sayımızla yolculuğumuza başlıyoruz. Heyecanlıyız. Ufak çizimlerle başlayan serüvenimiz, 'Hadi bir kültür-mizah dergisi çıkaralım'a kadar ilerledi. Ve artık sahne alma zamanıydı: PERDE! Kirpimiz yürüsün, yürüdükçe büyüsün." (SÖ/EÖ)