İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Doğanay Tolunay da, "Türkiye'de enerji sıkıntısı var"sözlerine tepki gösterdi:
"Termik santral yapımlarına gerekçe bulmak isteyen çevreler, 'Türkiye'de enerji sıkıntısı var' polemiğini ortaya atıyor. Türkiye, hidroelektrik santrali kapasitesinin sadece yüzde 20'sini kurmuş. Su potansiyelini de yeterince kullanmıyor."
3 milyon kişinin sağlığı tehlikede
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim görevlisi Dr. Umur Gürsoy, İskenderun Körfezi'nde yapımı süren Sugöze Termik Santrali'nin çevre ve insan sağlığını olumsuz etkileyeceğini söyledi. Dr. Gürsoy konuşmasında şu noktalara dikkat çekti:
* Sugöze Termik Santrali, toplumsal sağlık maliyetini olumsuz etkiler ve Hatay, Adana, Osmaniye, Kahramanmaraş bölgesine hastalık saçar.
* Santralin etki alanındaki 100 kilometre yarı çapındaki 3 milyon insan, başta astım olmak üzere birçok hastalığın tehdidiyle karşı karşıya.
* Türkiye'de 90 bin hekimden sadece 200'ü halk sağlığı uzmanı.
Bilimsel veri aktarımı yok
* Türkiye'de hukuk, iktidar tarafından belirleniyor.
* Ülkemizde bilimsel veri aktarımı yapılamıyor. Hiçbir alanda düzenli bilgilenemiyoruz. Var olan verilere de ancak parayla ulaşabiliyoruz. Veri olmayınca, hukuk düzgün işlemiyor,yetersiz kalıyor.
* Hava kirliliği ölçümleri yapılmıyor.Bunları yaptırmak için gerekli baskı gücünü oluşturmak gerekir. Sanırım yetkililer termiksantralleri Anadolu'nun içine yaptıktan sonra ölçümlere başlayacaklar.
Kirlilik ölçümleri 50 yıl sonra
* Uzak hedef kapsamında düşünülen ölçümlerin 50 yıl sonra yapılması planlanıyor.
* İnsanımızın yüzde 51'i sigara içiyor. Adana'da her yüz çocuktan 22'si astımlı. Bizim altyapımız bu ve bunun üzerine kirlilik getiriyorlar.
Hava kirliliği oranı gelişmiş ülkelerin üç katı
* Bunu belirleyenler iktidarlar. Türkiye'de hava kirliliği oranı, gelişmiş ülkelerin üç katı. Hiçbir santralin desülfürizasyon sistemi yok.
* Ölçümün sağlıklı yapılabilmesi için Sağlık Bakanlığı uzmanlarının yurtseverce çalışması lazım.
* Bunlar olmuyorsa da, insan olmanın bize sağladığı isyan etme hakkını kullanmamız gerekir. Çünkü, Türkiye'nin çevre sağlığı tarihi, Türk insanına güven vermemektedir.
Enerji sıkıntısı bahane
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Doğanay Tolunay da,"Enerji sıkıntısı var" polemiğinin termik santral yapımlarına gerekçe bulmak için ortaya atıldığını belirtti.
* Türkiye'nin enerjisinin sadece yüzde 30'u hidroelektrik santrallerinden sağlanırken, yüzde 70'i termik santrallerden karşılanıyor.
* Hidroelektrik santral kapasitemizin sadece yüzde 20'sini kurmuşuz ve su potansiyelimizi yeterince kullanmıyoruz.
* Arıtma tesisi olmayan termik santrallerin çevreye saçtığı asitler toprak özelliğinin değişmesine , toprakta bulunan ağır metallerin mobil hale gelip bitki aracılığıyla canlılara geçmesine yol açıyor.
* Zehirli gaz ve atıklar, birçok bitki türünün ve bitki örtüsünün ölümüne yol açtı.(BB)