Emniyet: Cumhuriyet'e ve Danıştay'a saldırı aynı örgütün işi
Aydıner, "Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yapılan saldırıların aynı grupça yapıldığının ortaya çıkarıldığını, örgütü isimlendirmenin söz konusu olmadığını" söyledikten sonra, saldırı olaylarına karışanların Susurluk olayıyla bir bağlantısı olup olmadığının sorulması üzerine, "Örgüt, suç grubu, tamamen ele geçirilmiştir. Uzantısı var mı, bu incelenmektedir" dedi.
NTV'nin haberine göre, örgütün mali kaynaklarına da ulaşmaya çalışan savcılık, Merkez Bankası ve diğer bankalara yazı yazarak, zanlılara ait hesaplardaki son bir yıllık para hareketlerine ilişkin dökümleri istedi.
Savcılık, Cumhuriyet gazetesine atılan ve patlamayan el bombalarını da araştırıyor. Makina Kimya Endüstrisi (MKE) ürünü olan bu bombaların kime teslim edildiği, seri numaralarından hareket ederek ortaya çıkarılmaya çalışılıyor.
"Emniyet ve MİT'e göre, çetenin başında emekli bir general var"
Zaman gazetesi, bugünkü haberinde, Emniyet İstihbarat Dairesi'nin ve Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) soruşturmayı yürüten Savcı Hamza Keleş'e sunduğu örgüt şemasında, en tepeye emekli bir generali yerleştirdiğini yazdı.
Gazete, haberinde, Danıştay saldırısının birinci derecede zanlısı olan Avukat Alparslan Arslan'ın babası İdris Arslan'ın da, ifadesinde bir generalden bahsettiğini yazdı. Zaman'a göre, baba Arslan'ın ifadesi şöyle:
"Oğlum, Muzaffer Tekin'le tanıştıktan sonra çok değişti. Onunla birlikte Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi'ne gidip gelmeye, toplantılarına katılmaya başladı. Alparslan'ın arkadaşlarıyla da zaman zaman konuşuyordum. Oğlum, Muzaffer Tekin'in kontrolü ve yönlendirmesi altındaydı. Alparslan'ın değişik tehditlerle korkutularak bu eylemde kullanıldığını düşünüyorum. Oğlumun yakın çevresinden Muzaffer Tekin'in emekli bir paşa ile ilişkide olduğunu duyuyordum."
Kilit ad Muzaffer Tekin, Susurlukçular ve Kerinçsiz
Bugün, Hürriyet , Sabah , Radikal ve Zaman gazetelerinin manşetinde Danıştay saldırısının azmettiricisi olduğu zannıyla gözaltına alınan emekli subay Muzaffer Tekin'in Susurluk bağlantıları yer aldı.
Haberlere göre, Tekin'in Susurluk hükümlüsü eski Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin ve emekli Tuğgeneral Veli Küçük'le ilişkisi ortaya çıktı.
Ordudan 26 yıl önce atılan Tekin'in telefon defterinde, Küçük'le Şahin'in telefon numaraları bulundu. Telefon irtibatları incelemeye alınan Tekin'in, hem Küçük hem de Şahin'le defalarca karşılıklı telefon bağlantısı kurdukları tespit edildi.
Kanal D de Tekin'in, Şahin'le ilişkisini yansıtan görüntüleri yayınlandı. Kanal D Ana Haber Bülteni'nde yayınlanan 7 Ağustos 2002 tarihli görüntülerde, Tahliye olduğu gün cezaevine giden Tekin, İbrahim Şahin'in sol koluna girmiş halde görülüyor.
Sabah gazetesiyse, Tekin'in 13 sanıklı Susurluk davasıyla ilgili tüm duruşmalara, arkadaşlarına destek olmak için katıldığını yazdı.
Gazete, Tekin'in emekli general Veli Küçük'le de bağlantısı olduğunu, telefon görüşmesi yaptıklarının saptandığını yazdı.
Zaman gazetesiyse, 9 Nisan 2006'da, İşçi Partisi'nin desteklediği Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey anısına düzenlenen törene Takin, Küçük ve Hukukçular Birliği adlı derneğin başkanı Avukat Kemal Kerinçsiz'in birlikte katıldığını gösteren fotoğrafı yayınladı.
Kerinçsiz ve Küçük, 16 Mayıs'ta gazeteciler Hrant Dink ve Aydın Engin'in yargılandığı ve saldırıya uğradıkları davaya da birlikte katılmışlardı. Dink, duruşmadan sonra, saldırganları "ultra milliyetçiler" olarak nitelendirmişti.
Doğu Türkistan Parlamentosu, Vatansever Kuvvetler, Türk Solu, Kıbrıs madalyası
Sabah gazetesi, Şahin'in eski korumalarından ve Tekin'i kalbinde bıçak yarasıyla hastaneye götürenlerden Musa Çakmak'la yaptığı röportajı yayınladı. Gazeteye göre, Çakmak şunları söyledi:
"Korkut Eken, İbrahim Şahin, Mehmet Emin Yurdakul iyi arkadaşıdır. Yüzbaşı ve çevresindekiler arasında Özel Harpçiler vardır.
"Aynı zamanda Sürgünde Doğu Türkistan Parlamentosu'nun milletvekiliyim. Muzaffer Yüzbaşı, Doğu Türkistanlıların davasına destek veriyordu. Yanındaki askerlerin çoğunluğu da öyledir. O sebeple görüşüyorduk. Kendisi fikir adamıdır."
Vatan gazetesiyse, Akın Birdal suikastında azmettirmekten hüküm giyen ve Danıştay saldırısına karışan zanlılarla telefon görüşmeleri yaptığı tespit edilen Semih Tufan Günaltay'la görüştü; Günaltay'ın Tekin'le, cezaevinden çıktıktan sonra, Türk Solu Dergisi'nin bir gecesinde tanıştıklarını söylediğini yazdı:
"Kendisi en az 3 defa Küçükyalı'daki büroma, ibrahim Şahin'le birlikte geldi. İsmini şu an hatırlayamadığım bir albayla beraber, bir iftar yemeğinde de bir araya geldik. Ancak bizim oluşumumuzun içinde değildi.
"Bizim hareketimizle en ufak bir bağı yoktur. Susurluk sanıklarından eski Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin ile birlikte Vatansever Kuvvetler Hareketi'nin içinde yer alıyor. Şahin'le Kadıköy yapılanmasını oluşturmuştu."
Vatan, Tekin'in Göztepe'deki evinde yapılan aramada "Kırmızı kitap" olarak bilinen ve sadece devlet yöneticilerinin içeriğini bildiği Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin tam metniyle "istihbarat ve Gerilla" adlı bir kitabın bulunduğunu yazdı.
Zaman'a göreyse, Tekin'in evinde ayrıca, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Derneği'nin tüzüğüyle Türk Solu dergisinin bütün sayıları bulundu.
Akşam gazetesi, Tekin'le Arslan'ın Vatansever Kuvvetler Güç Birliği toplantılarından tanıştığını yazdı. Haberde, Tekin'in evinde, Alparslan Arslan adına düzenlenmiş derneğin kimlik kartının bulunduğu, Arslan yakalandığında üzerinde derneğin Beykoz İlçe Başkanı Ercan Cin'e ait kartvizitin çıktığı bilgileri de yer aldı.
Gazete, ayrıca, derneğin başkanı Taner Ünal'ın 12 Eylül öncesinde Ülkü Ocakları Başkanlığı yaptığını, hakkında birçok dolandırıcılık davası açılmış olduğunu da yazdı.
Ünal ise, düzenlediği bir basın toplantısıyla, iddiaların bir komplodan ibaret olduğunu, Danıştay olayı ile hiçbir şekilde ilişkilerinin bulunmadığını söyledi.
Derneğin Genel Başkan Yardımcısı Nihat Gürkan da bugün Ankara'da sorguya alındı.
Sedat Peker bağlantısı
Gazete, organize suç örgütü kurmaktan cezaevinde bulunan Sedat Peker'in yakın adamları olan ve polis tarafından aranan Yener Keskin ve Boğaçhan Murathan'ın Muzaffer Tekin'le sık sık bir araya geldiğini ve telefonla da görüştüklerini yazdı; görüşmelerin metinlerini yayınladı.
Alparslan Arslan'ın da daha önce Sedat Peker'in avukatlarından Hakkı Kurtuluş'un yanında staj yaptığı ortaya çıkmıştı.
Sevgi Erenerol bağlantısı
Zaman gazetesi de, Tekin'in ağabeyi Rıza Tekin'in 4 yıl önce faaliyetine son verdiği Kadıköy'deki akaryakıt ofisinin, olayda adı geçen emekli askerlerin buluşma noktası olduğunu yazdı. Haberde, Tekin'in 2004'te Türk Ortodoks Patrikhanesi'nin kuruluş yıldönümü için düzenlenen törene katıldığı, törende Tekin'in yanı sıra, Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Şuayip Özcan, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in oğlu Mehmet Perinçek'in de bulunduğu bilgisi yer aldı.
Sabah gazetesi de, Tekin'in telefon kayıtlarında, Türk Ortodoks Patrikhanesi'nden Sevgi Erenerol'un adına rastlandığını yazdı.
Erenerol da Dink ve Engin'in yargılandığı davada müdahil olma talebiyle yer almıştı.
Cumhuriyet gazetesine saldırıda ortak zanlılar
Danıştay'a saldırı dosyasında da, Cumhuriyet gazetesine bombalı saldırılarda da ortak zanlılar var.
CNN TÜRK'ün haberine göre, Alparslan Arslan, sorgusunda, Cumhuriyet gazetesine saldırıda yer aldığını söyledi.
Sabah gazetesi de, Arslan'ın Muzaffer Tekin'den silah ve bomba bulmak için yardım istediğini yazdı.
Danıştay saldırısının Arslan'ın dışındaki zanlılarından Erhan Timuroğlu ve Tekin Irşi, Cumhuriyet gazetesine saldırıların da zanlıları arasında. Gazeteye saldırıların diğer zanlıları İsmail Sağır ve Osman Yıldırım.
Zaman gazetesinin haberine göre, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuklanan zanlılardan Sağır'ın ifadesinde şu bilgiler yer alıyor:
"Konuşma esnasında, Yıldırım ve Arslan, bana hangi yer olduğunu belirtmeksizin bir yere patlamayan bomba atacağımızı, karşılığında yüklü bir para kazanacağımızı söylediler. Ben de ihtiyacım olduğundan talebi kabul ettim. Sonradan anladığıma göre Cumhuriyet'e birinci bomba Tekin Irşi tarafından atılmış, patlamamış."
Gazete, Yıldırım'ın verdiği bombayı Tekin Irşi ile beraber Cumhuriyet'e attıklarını belirten Sağır'ın, "Patlamayacağını da söylediklerinden bombanın pimini çektik, bahçeye attık ve oradan kaçtık" dediğini, olaydan bir gün sonra da Cumhuriyet gazetesi civarında gezerken Alparslan Arslan'ın 3. bombayı attığını ve olay yerinden kaçtıklarını söylediğini de yazdı.
Aynı habere göre, Erhan Timuroğlu ve Osman Yıldırım'ın "Bir yere taş atılacak" ısrarı üzerine eylemi kabul ettiğini belirten diğer zanlı Irşi de şunları söyledi:
"Ancak Osman, bardan taksiyle giderken bomba gösterdi ve nasıl atılacağını anlattı. Cumhuriyet Gazetesi'nin oraya gelince Osman, 'Bunu atınca hem bu dünyada hem öbür dünyada meyve yiyeceksin' dedi. Saat 21.00 civarı poşetten çıkarttığım el bombasını özellikle kimseye zarar gelmesin diye pimini çekmeden attım ve uzaklaştım. Ertesi gün Osman bana 'Beceriksiz, eline yüzüne bulaştırdın;' dedi. O gün Osman 50 YTL taksi parası vermişti." (TK/EK)
* Bu haberi Tolga Korkut derledi.