* Fotoğraflar: Anadolu Ajansı.
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Kırklareli'nin Demirköy ilçesine bağlı İğneada beldesindeki selin ardından kaybolan kişiyi arama çalışmaları üçüncü gününde devam ediyor.
Bölgede ikisi önceki gün, üçü de dün (6 Eylül) olmak üzere beş kişinin cesedine ulaşıldı.
Hayatını kaybeden iki kişi, "bungalov" ismi verilen yapılarda kalıyordu. Kaybolan kişi de yine aynı bungalov bölgesinde aranıyor.
Bungalov ve tiny house'lar nasıl yapılar, herhangi bir denetime tabiler mi? Çevre hukuku ve insan hakları konuları üzerine çalışan Avukat Özlem Altıparmak, bianet için yanıtladı.
"Longoz ormanları sulak ekosistemler"
Kırklareli'deki selde hayatını kaybedenlerden ikisi balayı için bungalov tatilini tercih eden bir çiftti. Longoz ormanları gibi sulak ekosistemlerde bungalov ve tiny house (küçük ev) gibi yapıların rastgele kurulması ne kadar sağlıklı?
Longoz ormanları esasen su basar orman demek. Çok farklı bir ekosistemi vardır, sık ağaçlardan oluşur ve suyun içinde var olmuş bir ormandır. Sayılı ekosistemlerdendir. Bu tip sulak alanlar afetlerde aslında bir tür sünger işlevi görür, var olmalarının nedenleri vardır yani. Orayı sel basacağını, su tutacağını bilirsiniz ve o bölgelerden uzak bir şekilde yerleşim kurarsınız. Ya da bu tür bir sulak alanı kuruttuğunuzda ve onun üzerine örneğin İzmir Mavişehir'deki gibi bir yapılanma kurduğunuzda, ki orası Gediz sulak alanıdır, orayı afete açık hale gelirsiniz.
Bungalov ve tiny house'lar ise kanunun arkasından dolanarak yapı izni alınan yapılar aslında. Özellikle pandemi sürecinde ve sonrasında insanları biraz daha kentlerden kaçmaya yönelten kapitalizmin bir çözümü. Bu bir sektör şu anda.
Herhangi bir denetime tabi değil mi bu yapılar?
Türkiye'de yapı imar iznine bağlı olarak bu evleri kurabileceğiniz imara açık yerler var. Ancak bir de imara kapalı olup, geçici yapı yapabileceğiniz bazı yerler var. Örneğin muvakkat yapı dediğimiz yerler. Yani sizin bir tarlanız vardır; bir çiftçisinizdir, tarla sahibisinizdir ve orada öğle yemeğinizi yiyecek, sıcaktan korunacak bir yapıya ihtiyacınız vardır. Bağ evleri ya da zeytin işliği dediğimiz yapılar gibi. Bunların hepsinin bir amacı varken ve kullanımı o amaca özgülenmiş yapılarken bir bakıyorsunuz bunlar da ticari bir sektörde kendine yer bulmuş. Emlak satış yerlerinde tarlaya ev yapılabilir ilânı görüyorsunuz. Şimdi bile 5 bin metrekarenin üzerinde bir yere siz prefabrik bir yapı kurabiliyorsunuz.
Fakat tiny house'lara baktığımızda orada daha da vahim bir durum var. Bu yapılar artık bir tür araç kabul edilip imardan çıkarılabiliyorlar. Yani bir yapı statüsünden ziyade tıpkı bir römork gibi kabul ediliyorlar. Karayolları kanuna tabi ve izinlerini oradan alması gereken bir yük taşıma aracı muamelesi görüyor. Tıpkı karavan gibi. Tekerlekli olanları var, tekerlekli olup tamamen sabite dönüştürülerek, ahşap üzerine kurulanlar var. Bu tip yapıların zaten longoz ormanının içinde yer alması mümkün değil. Bir boyutuyla tamamen İmar Kanunu'na aykırı.
"Cazibeli, büyüleyici kamp"
Çünkü siz bunları arabanıza bağlayıp, imara kapalı yere koyup orada sabit hale getirmeye başladığınızda bu bir imar oluyor. Üstüne bir de aynı yapıdan 10 tane koyup kiralamaya başlıyorsanız, bu artık bambaşka bir hukuksuzluk. Hem İmar Kanunu'na, hem işletme usullerine hem de belediye mevzuatına aykırılık hakim burada. O yüzden sadece işletmecinin değil, buna göz yuman idarecilerin de, bir sektör varsa bunun denetimsiz ilerlemesinin sorumluların da suçlu olduğunu düşünüyorum. Tamamen kaçak işletmecilik bu çünkü.
Bir de tabii glamping'ler var, "cazibeli, büyüleyici kamp" anlamına geliyor. Kamp ya da camping dediğimiz böyle bir şey değil ya esasen.
Kampta doğaya karışır ve geriye ayak izinizden başka bir şey bırakmazsınız. Bence bu tip tatillerin de peşine düşmemek gerekiyor. Ve hakikaten doğayla kurduğumuz ilişkiyi bir kez daha düşünmek gerekiyor. Yoksa su çok güçlü bir şey. Akıyor, yolunu buluyor. Olan bize oluyor.
(TY)