Antep’te Kırkayak Kültür Merkezi öncülüğünde İklim Adaleti ve Toplumsal Cinsiyet Çalıştayı yapıldı. İklim krizi, suya eşirim, toplumsal cinsiyet ve deprem sonrası yaşanan süreçlerin ele alındığı çalıştay iki gün sürdü.
Serenay Oğuz, Deniz Gümüşel, Gizem Şahin, Funda Uğraş, Ali Kocabaş ve Erhan Karadağ’ın sunumlarının olduğu toplantıda katılımcılar, Ekoloji Mücadelesinde Kadınlar, Peri Patetik Topluluklar ve İklim Adaleti, İklim Adaleti İçin Düşünen Bedenler, Medyada Eylem, Akbelen Örneği başlıklı oturumlar gerçekleştirdi.
Kırkayak Kültür’ün Proje Koordinatörlerinden Emine Doğan, her yıl toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle çalıştay yaptıklarını, bu yıl diğer yıllardan farklı olarak 6 Şubat Depremlerinin etkisiyle, çevre kıyımları ve iklim krizi konularını da çalışmalarına eklediklerini söyledi.
Çalıştayın amacının, iklim krizi ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği arasındaki ilişkiyi anlamak olduğunu ifade eden Doğan, hedeflerinin iklim kriziyle mücadelede cinsiyet eşitliğini nasıl destekleyeceklerini sağlamak olduğunu sözlerine ekledi.
“Farkındalık yaratmayı amaçladık”
Kırkayak Kültür olarak doğa ve çevre özelinde çalışmaları önemsediklerini aktaran Doğan, çalıştayın önceliğinin toplumsal cinsiyet tartışmaları üzerinden iklim adaleti olduğunu vurguladı. Kırkayak Kültür bünyesinde bulunan Mutfak||Matbakh Atölye olarak, iklim adaleti ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği konularında farkındalık yaratmayı, bilgi paylaşmayı ve toplumsal değişime katkıda bulunmayı amaçladıklarını ifade eden Doğan “İklim adaleti ve toplumsal cinsiyet yan yana geldiğinde ne anlatmak istiyoruz neden iklim adaletini toplumsal cinsiyet özelinde tartışmamız gerekiyor dedik ve oturumlara bunu tartışarak başladık” dedi.
Kadınların iklim kriziyle yaşadığı kırılganlıklar, geçim kaynaklarına erişim, toprak hakkı, suya erişim, enerji tedarikinden yoksun kalma, kamusal kalkınma politikalarında görünmez olmaları gibi konular üzerinden iklim krizinin kadınları nasıl etkilediği üzerine konuşmaların yapıldığı panellerde, iklim krizinden etkilenen gençler, peri patetik topluluklar ve iklim krizinin önemli sebeplerinden biri olan hayvan kullanımı ve iklim krizinden insanlardan çok daha önce etkilenen, yok olmuş ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan hayvanlar üzerine konuşmalar yapıldı.
Deprem sonrası yaşanan çevre kirlilikleri, bunların insanlar ve doğa üzerindeki etkilerinin tartışıldığı oturumlarda, iklim krizinin yaratmış olduğu yıkımı anlamak için sanatın nasıl kullanıldığına dair örnekler sunuldu.
Sosyal medyanın iklim adaleti aktivizminde nasıl kullanıldığı ve ne gibi etkiler yaratabileceği üzerine tartışmaların olduğu çalıştayda, Akbelen’de yaşanan mücadelede aktif olarak yer alan Deniz Gümüşel, deneyimlerini ve yaşadıklarını paylaştı.
Çalıştayın son gününde iklim krizi meselesi, Yeşil Düşünce Derneği, Gola Derneği, Dört Ayaklı Şehir, Yaşamdan Yana Derneklerinin temsilcilerinin gözünden ele alındı. Burada her dernek çalışanı yürüttükleri faaliyetler hakkında bilgiler verdi.
“Antep’te bu konuları tartışmak kıymetli”
Et üzerine kurulu erkek egemen yemek kültürüne sahip Antep gibi bir kentte et yemenin, hayvancılık sektörünün, iklim krizi konusunda ne kadar etkili olduğunu tartışmanın oldukça kıymetli olduğunu aktaran Emine Doğan, bu çalıştayla birlikte mücadele alanlarını yaymayı ve dayanışmayı artırmak istediklerini hedeflediklerini söyledi. (CÖ/AS)