"Kırbaç, ne olursa olsun sembolik ceza değil, insanlık dışıdır"
Mahkemenin dün açıkladığı daire kararı, Türkiye'nin ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Türkiye Bürosu'nun sığınmacıların durumuyla ilgili değerlendirmesini de çürüttü.
Türkiye ve UNHCR'ın kırbaç cezasının sağlıkla ilgili hafifletici nedenlerle "sembolik" olduğuna yönelik değerlendirmesine, AİHM, her ne koşulda olursa olsun, fiziksel şiddet içeren, üstelik kamuya açık olarak uygulanan kırbaç cezasının insanlık dışı olduğunu not etti.
AİHM, tek bir kırbaçla yüz darbe de vurulsa, yüz uçlu bir kırbaçla tek darbe de vurulsa, bu, cezayı "sembolik" kılmaz, "insanlık dışı" karakterini değiştirmez, dedi.
Mahkeme, böyle bir cezanın uygulanmasının, kişiyi devlet gücünün nesnesi haline getirmenin ötesinde, kişisel saygınlığına, fiziksel ve ruhi bütünlüğüne de zarar vereceğini, AİHS'nin 3. maddesinin tam da bunları koruma altına almak üzere tasarlandığını belirtti.
Türkiye'nin mültecilik sorunu tekrar etti
Mahkemeye başvuran A.D., P.S. ve kızları A.D., Kastamonu'da "geçici oturma izniyle" yaşıyor.
Kürt asıllı, Sünni A.D. ve eşi Azeri asıllı, Şii P.S., İran'da Şii şeriat kanunlarına aykırı olarak evlendikleri için, 1996'da İslami mahkeme tarafından suçlu bulundu. İran'daki mahkeme, her ikisine 300 bin riyal para cezası verdi; ikiliyi Şii şeriat kanunlarına göre yeniden evlendirdi ve yine her ikisine zina gerekçesiyle yüz kırbaç cezası verdi.
Kırbaç cezası 1997'de A.D.'ye uygulandı. Ama eşi P.S. o sırada kızları A.D.'ye hamile olduğu için cezanın infazı ertelendi.
Başvurucular, 1999'da İran'dan kaçıp Türkiye'ye girdiler. İlk iş olarak UNHCR bürosuna başvurdular ve geçici sığınmacı statüsü aldılar. Ancak, UNHCR, kalıcı sığınmacı statüsü vermeyi reddetti. Sonuçta, Türkiye göçmen bürosu, oturma izinlerini uzatmayı Kasım 2002'de reddetti.
Nisan 2003'te de, bakanlık, başvuruculara sığınmacı statüsü başvurularının olumsuz olarak sonuçlanması nedeniyle İran'a dönmekte özgür olduklarını veya tercih edecekleri üçüncü bir ülkeye gidebileceklerini, bu arada sınır dışı edilme risklerinin bulunduğunu bildirdi.
Bunun üzerine AİHM'ye başvuran İran yurttaşlarına bugüne dek bir sınır dışı tebliği ulaşmadı, aynı zamanda geçici oturma izinleri de uzatıldı. (TK/EZÖ)