Yargılanan dokuz sanıktan yedisinin ifadelerini dinleyen Tunceli Asliye Ceza Mahkemesi, diğer iki sanıkla tanıkların dinlenmesi için davaya 2 Haziran'da devam edilmesine karar verdi.
"Sözde değil, gerçek insan hakları savunucularıyız"
Davanın ilk duruşmasına "örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla yargılanan İnsan Hakları Derneği (İHD) Bölge Temsilcisi Mihdi Perinçek, Sanatçı Ferhat Tunç, Tunceli Belediyesi İl Encümeni Özgür Söylemez ve haberi izleyen Doğan Haber Ajansı (DHA) muhabiri Ferit Demir, Anadolu Ajansı (AA) muhabiri Haydar Toprakçı, Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabirleri Abdülkadir Özbek ve Rüştü Demirkaya katılırken İHD Diyarbakır Temsilcisi Selahattin Demirtaş ve heyette yer alan gazeteci-yazar Umur Hozatlı yer almadılar.
Er Kırandi'yi PKK militanlarından teslim alan aktivistlerden Perinçek, yalnızca insan hakları savunucusu olarak değil bir insan olma sorumluluğunu dikkate alarak hareket ettiklerini belirterek, Tunceli Cumhuriyet Savcısı Sedat Ertaşkın'ın hazırladığı iddianamede, kendilerine yönelik yer verilen "sözde insan hakları savunucuları" ifadesine tepki gösterdi.
Perinçek, "Tüzel kişiliğimiz ve çalışmalarımızla gerçek insan hakları örgütüyüz" diyerek İddianamede, Kırandi Ailesi'nin anarşik olaylara alet edildiği yönündeki tespiti de eleştirdi.
Beş gazeteci de hapisle yargılanıyor
Dokuz kişi, Ceza Yasası'nın "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma" başlıklı 220. maddesinin, 8. bendinden yargılanıyorlar. Bu düzenleme, "Örgütün veya amacının propagandasını yapan kişileri"nde cezalandırılmasını öngörüyor.
İddianamede, kaçırılan Er Kırandi'yi, 4 Ağustos'ta Güleç Köyü'nde örgüt üyelerinden teslim alan aktivistler "sözde insan hakları savunucuları" denilerek, gazeteciler ise, "yaptıkları yayınlarla toplumda suni bir kamuoyu beklentisi oluşturdukları" gerekçesiyle eleştirilmişlerdi.
İddianamede, ayrıca, "...kendisinden sağlıklı, aklı başında sözler söylemesi beklenemeyecek Er Kırandi'ye örgüt yanlısı sözler söyletildiği" iddiasıyla da CNN Türk ile yapılan canlı yayın eleştirildi.
Mahkeme, yayın yasağı getirdi
Er Coşkun Kırandi'nin teslim alınmasından sonra Güleç Köyü'ne baskın düzenleyen güvenlik güçleri, heyet üyelerini ve gazetecileri gözaltına almıştı. Üç gün süreyle gözaltında tutulan heyet üyeleri savcılıkça tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilmiş, ardından serbest bırakılmışlardı.
Tunceli Sulh Ceza Mahkemesi, er Kırandi'nin teslim alınması sırasında çekilen görüntü ve fotoğrafların yayımına yasak getirirken yasak kararı Radyo Televizyon Üst Kurulu'nca da (RTÜK) kamuoyuna duyurulmuştu.
Yasa ne diyor?
1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren Ceza Yasası' nın 220.maddesinin 8. bendine göre, "Örgütün veya amacının propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır." (EÖ)