Haberin İngilizcesi için tıklayın
Sığınmacı Hakları Platformu, Suriyeli mültecilerin Maraş depremlerinin ardından hedef gösterilip saldırıya uğramasına ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Toplantıya online katılan Suriyeli Usama El Ali maruz kaldığı saldırıyı anlattı. Hatay Reyhanlı'da yaşadığını söyleyen El Ali, depremin yaşandığı gece Reyhanlı'dan dört arkadaşıyla Antakya'ya gitmek üzere yola çıktıklarını, yolların kapalı olması sebebiyle saatler sonra Antakya'ya vardıklarını söyledi.
Antakya'ya gittiklerinde korkunç bir tabloyla karşılaştıklarını vurgulayan El Ali, insanların korku ve panik içinde olduğunu, yardım ekiplerinin gelmediğini, halkın kendisinin yakınlarını enkaz altından çıkarmaya çalıştığını belirtti.
TIKLAYIN-"Türkiyeli Suriyeli aynı çadırda yaşıyor, saldırılar kışkırtılıyor"
"Ellerimizle duvarları kaldırdık"
Kurtarma çalışmalarına katıldıklarını birçok kişiyi enkaz altından çıkardıklarını söyleyen El Ali, "Hiçbir aracımız yoktu ellerimizle duvarları kaldırdık, ilk çıkardıklarımızın büyük çoğunluğu Türk ve Kürtlerdi. Durum çok kötüydü, yağmur yağıyordu, insanlar ne yapacağını bilemiyordu.
"İlk gün çıkarabildiğimiz kadar insanı çıkardık, sonra Reyhanlı'ya gitmek isteyenler oldu, onları Reyhanlı'ya götürüp oradan daha fazla genç alarak geri döndük çünkü çok daha fazla insana ihtiyaç vardı ve oradaki insanlar şok yaşıyordu, biz yardım etmeliyiz diye düşündük" dedi.
"Hiç uyumadan insanları enkazdan çıkardık"
El Ali, dört gün boyunca hiç uyumadan kurtarma çalışmalarında yer aldıklarını, bazı enkazlardan sesler duydukları halde yardım edemedikleri anlattı:
"Çünkü hiçbir aracımız yoktu, aletlere ihtiyaç vardı ama bizim hiçbir aracımız yoktu sadece elimizde ışıklarımız vardı. Elektirik yoktu ve insanlar karanlıktan korkuyordu elimizdeki ışıkları onlara bırakmamızı istiyorlardı, elimizdeki el lambalarını veriyorduk, Reyhanlı'ya gidip daha fazlasını alarak geri dönüyorduk.
TIKLAYIN-"Ümit Özdağ Antakya'ya gitti, Suriyelilere saldırılar başladı"
"Ses duyuyorduk bir şey yapamıyorduk"
"Bazı yıkılan evlerden ses duyuyorduk ama bir şey yapamıyorduk, çünkü elimizde hiçbir şey yoktu. Sesleri duyup bir şey yapamamak çok çaresiz hissettiriyordu.
"Artık isyan ettim, Suriyelilerin Facebook'ta oluşturduğu bir gruba yazdım. 'Bu insanlar 2011'de bize kucak açtı burada durum çok kötü şimdi sıra bizde, yardım etmeliyiz, yardıma ihtiyacımız var' dedim. İnsani olarak yardım etmemiz gerektiğini düşünüyordum.
"Yakasında kart olan mavi yelekliler dövdü"
"Beşinci veya altıncı gündü, enkazda ailesini kaybeden sadece çocuğu ve kendisi kalan bir arkadaşım aradı. Çocuğu İstanbul'da hastanedeymiş, 'Usame hiçbir şeyim kalmadı sadece motorum var, motorumu Antakya'ya götürür müsün' dedi.
"Hiçbir şey götürmeyeceğimi söyledim. Tekrar aradı, ben de 'kimliğini, motorun ruhsatını ve bir video gönderirse' götüreceğimi söyledim. Motoru, iki yaşlı insanı ve Suriyelilerin cenazelerini alarak Reyhanlı'ya arkadaşlarımla yola çıktık.
"Yaşlı amcanın şekeri düştü, yemek yardımı olan yerde çorba içmek istediğini söyledi, durduk. Biz de çorba aldık, üzerinde mavi kıyafeti ve kartı olan bir kişi, 'bize siz kimsiniz hırsızsınız' diye bağırdı, Arapça bilen biri vardı. Yardıma geldiğimizi söylesek de bize inanmadılar ve saldırdılar, sonra oradaki halk da saldırdı.
TIKLAYIN-Suriyeli mültecilerin cenazeleri sokak ortasında bekliyor
"Komutana anlattık ama onlar da dövdü"
"Bizi yan yana dizdiler arama yapacaklar sanıyordum ama herkes saldırdı, en çok mavi yelek giyinenler saldırdı. Mavi yelekliler arasında kimisi de 'vurmayın artık bunlar hırsız değil' diye bağıyordu ama yine de dövdüler.
"Biraz zaman geçti ve jandarma geldi. Komutana kendimizi anlattık ama onlar da dövdü. Jandarmanın, diğerleri bize saldırmasın diye dövdüğü düşünüyorum 'siz karışmayın bak biz dövdük' demek istedi sanırım.
"Motorun sahibinin çektiği videoyu ve belgeleri gösterdim. Bizi alıp götürdü jandarma, komutan telefonlarımızı aldı, sırayla çağırdı teker teker telefonlarımızı açtırdı, telefonda enkazlarda yaptıklarımızın videoları vardı onları gördü ve bizim hırsız olmadığımızı yardım ettiğimizi anladı.
Önce dövdüler sonra özür dilediler
"Sonra komotan 'kusura bakmayın siz dövdük ama biz sizi hırsız sandık' dedi. Tekrar aynı mahalleye dönmemizi ve Reyhanlı'ya gitmemizi söyledi, arabamın, cenazelerin ve motorun olduğunu gitmem gerektiğini anlattım. Bir arkadaşımız da yoktu, o orada bayılmıştı.
"İzin verdi, jandarmayla gidip arabayı aldık, sonra arkadaşımı Suriyeli yardım ekibinin yanında buldum, bayıldıktan sonra götürüp mezarlıkta bir çukura atmışlar.
"Biz sadece yardıma gittik, yardım etmek istedik günlerce uyumadık, kimse o enkazları görüp, insan seslerini duyup hırsızlık yapmayı düşünmez, biz de düşünmedik, sadece yardım ettik ama saldırıya uğradık."
(RT)