KIBRIS BASININDAN İKİ FARKLI YORUM
Kimi gazeteler "Ankara kazandı", kimi gazeteler "Ankara kaybetti" dedi

Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı Seçimi'ni Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman'ın kazanması, Kıbrıs'ta yayımlanan gazetelerin bir kısmında sevinç ile karşılandı.
Yazarlar, Ankara'nın KKTC eski Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'a verdiği desteğin onu seçimi kaybetmeye götürdüğünü savundu. Seçimi kazananın demokrasi ve laiklik vurgusu olduğunu dile getirdi.

“Ortadoğu’nun yeniden dizayn edilmesi Kıbrıs’ı doğrudan etkiliyor”
Ancak bazı yazarlar ise Ersin Tatar'ın rolü sona erdiği için Erhürman'ın kazandığını ve bunun da Ankara'nın planı olduğunu savundu. İşte sizler için alıntıladığımız yazıların bir bölümü:
Kıbrıs Postası
Levent Özadam
Ankara’dan gelen seçim ekibi Tatar’ın eline verdiği kağıtlarda hep ‘ATAK’ sloganını kullanacağını söyledi...
Tatar da buna uydu, görevini yerine getirdi!
Bizim bilmediğimiz bir Ersin Tatar çıktı karşımıza...
Peki seçim hezimetinde Ankara ne kadar sorumludur?
Seçim ekibi Tatar’dan çok daha fazla Atak propaganda dönemi başlattı...
Kamyonla paralar akıttı!
Tüm seçim çalışmalarına maddi kaynak sağladı...
Türkiye’de çok da sevilmeyen siyasileri destek için getirdi!
Hükümete yakın basın kuruluşlarına Tatar’ı yayınlara çıkardı...
...
Bundan sonra peki ne olacak?
Kesinlikle erken genel seçim...
Yenidüzen
Cenk Mutluyakalı
Bu seçimin sonucunda kazanan üç kavram var:
Haysiyet…
Ciddiyet…
İtibar…
Elbette Tufan Erhürman kazandı.Onun bilgisi, duyarlılığı, bilgeliği, birleştirici ve sorumlu siyasi tavrı olmasaydı, böyle bir sonuç alınamazdı.
Ama şu gerçek de ortada: Bu toplumun haysiyetiyle, itibarıyla, iradesiyle çok oynadılar son dönemde…“Siz karar veremezsiniz” dediler her defasında… "Sizin söz hakkınız yok” dediler.
Bir “garip” siyaset uyduruldu ve iki devlet üzerinden ambalajlandı. Ne siyasi temeli vardı, ne altyapısı...
Bir anlatı vardı ama pratik çok başkaydı....
Yaşadığımız topraklara yabancılaştıkça bizler, “devlet” diye bağırdılar…
Görmediler azınlık olduğumuzu, bununla korkuttular... İhaleler bağladılar kendilerine… Yolsuzluklar ördüler… Biz evlatlarımıza hasretler çoğaltırken, onlar soğuk savaştan kalma korkular yaydılar… Yalan söylediler, hem de çok fazla… Ne kadar kirlilik, ne kadar haramilik varsa, üzerine bayrakla örtmeye yeltendiler.
Tarihle, siyasetle, hukukla dalga geçtiler.Her gün biraz daha pişkin, biraz daha laubali, biraz daha ciddiyetsiz davrandılar üstelik…Kendi halkını umursamadan, kendi yaşadığı ülkeden uzaklaşarak sandılar ki, salt AKP ya da MHP’nin gücüne yaslanarak sonuç alacaklar.İnsanlar tutuklandığında ses etmediler, insanlar havaalanında nezarette bekletilerek uçakla geri gönderildiğinde gözlerini yumdular.
Hayat giderek pahalı olurken kendi keyiflerine baktılar, toplumun kaynaklarını kendi yandaşları için kullandılar. Ne arsızlıkları tükendi, ne yüzsüzlükleri...
***
Tufan Erhürman’ın kazandığı bir seçimin ötesindedir bu sonuç…Bir halk yeniden umudunu kazandı.Özgüvenini kazandı yeniden…Sesini, sözünü, yüreğini kazandı.“Biz varız” dedi…
...
Tufan Hoca’nın deyimiyle: kardeşlik kazandı.Özellikle yerel yönetimlerdeki başarı kazandı; Girne’den Lefkoşa’ya, Değirmenlik’ten Mağusa’ya, Mesarya'dan Dikmen'e… İyi hizmetin etkisi oy iklimini çok değiştirdi.Bağımsız, alternatif, özgür medya kazandı; patron gazeteciliğine ve menfaat bekçiliğine karşı…Kıbrıslı Türkler kazandı, doğum yerinden bağımsız, "burada bir başka ülke var" diyenler.Adada "ortaklaşma" umudu kazandı yine, yeniden... Kaynak: Şimdi Umudumuz Var -
Yenidüzen
Serhat İncirli
Bazı notlar paylaşalım, seçim sonuçlarını daha çok değerlendireceğiz...
Yasalara aykırı davranacak kadar ahlaksızlaştılar... Anayasayı takmadılar...Yasaklara uymadılar...“Çık konuş Ersin bey” dediler, çıktı konuştu...CNN’de propaganda yaptı ve şimdi mahkemede hesap verecek ve hukukçulara göre hapis de yatacak!
...
Hırsına yenik düştü!
Derdi ne devletti, ne de vatandaş!
Tek derdi makamdı! Havasına kapıldı!
Özel hayatı bile darmadağın oldu!
Gerçekten iki paralık en alt seviyeden türkiyeli memurların oyuncağı oldu!
Sıfır iş yaptı!
Timsah kuyruğu tuttu; araç park yeri açılışı yaptı!
Ama Gana’dayım, Avustralya’dayım gazı vermeye çalıştı!
Dünya ile KKTC’nin her türlü ilişkisi azaldı...Türki devletlerden tarihi kazık yedi – yedik hep birlikte!
Orada bile sesini çıkarmadı; yalanlara ya inandı ya da çaresiz inanırmış gibi yaptı!
Seçim kampanyası tam bir rezaletti!
Milyonlarca TL dağıtıldı!
Kendi makamındaki para dolabının kilidinin bozulması ayrı bir komediydi!
Kendi toplumunun yerine, yukarıda da dediğim gibi, abidik gubidik adamların talimatlarına değer verdi...-*-*-Ve sonuç çok acı oldu...Onca baskıya, onca paraya, onca tehdide, onca TC’li siyasetçiye rağmen resmen ezildi...
...
İktidardaki üç parti sadece yüzde 35 civarında oyla kendisini destekledi...Bu oran rezalettir...
Şimdi, hükmet kesinlikle istifa etmelidir...
Erken seçim kaçınılmazdır...
Ve tabii ki artık gerçekten bu topluma yakışan enfes bir kardeşimiz Cumhurbaşkanı’dır, gerçek liderimizdir ve herkesi kucaklayacaktır...
...
Özgür Gazete Kıbrıs
Muhammed Gözay
Bir ay önce yazdım, şimdi daha da net görünüyor:
İşgal altında, ateşkes koşullarında yapılan bu seçimlerin öznesi Kıbrıs Türk toplumu değildir.
Çünkü bu toplumun iradesi çoktan devre dışı bırakılmıştır.
Ersin Tatar’ın misyonu bitmiştir.
Ankara, Tatar’ı “iki devletli çözüm” söylemiyle uluslararası alanda meşruiyet zemini arayan bir figür olarak kullandı.
Bu süreçte Tatar, Kıbrıslı Türklerin değil, Türkiye’nin çıkarlarını temsil etti.
Ancak bu rol artık Ankara’nın işine yaramıyor.
Şimdi Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu, “uluslararası kamuoyuna makul gelen” bir isim: Tufan Erhürman.
...
Gerçek Kıbrıslı iradesi, sayısal çoğunluk içinde eritilmiştir.
Sonuç, önceden bellidir:
Kazanan Ankara’dır.
Kaybeden, bu toprakların kimliğini korumaya çalışan Kıbrıslılardır.
...
Bu hedefin son aşamasında, “Kıbrıs Türk Devleti” ilanı ve ardından uluslararası alanda yasal tanınırlık arayışı yer alacak.
CTP’nin Tufan Erhürman liderliğinde iktidara taşınması da bu aşamayı yönetmek için planlanmıştır.
CTP’nin Rolü: Meşruiyetin Yerli Maskesi
CTP, yıllardır Ankara’nın işgalini “meşru” göstermek için kullanılan yerli bir kılıf işlevi gördü.
Sömürge idaresi, asla doğrudan baskıyla değil, her zaman “yerli işbirlikçiler” eliyle kalıcı hale getirilir.
CTP’nin hükümette olduğu dönemlerde, en kritik yasal değişiklikler, en ağır statü koruma yasaları geçirildi.
Ankara, hep “Kıbrıslı görünümü” olan kadrolar üzerinden işgalini derinleştirdi.
Bugün Tufan Erhürman, bu planın yeni yüzüdür.
Ankara, onun üzerinden “uluslararası kamuoyuna uygun” bir vitrin yaratmak istiyor.
Külliye’nin açılışı, Anayasa değişiklikleri ve başkanlık sistemine geçişle birlikte, bu topraklarda yeni bir siyasal rejim kurulacaktır.
Kıbrıs konusu çıkmaza sokulacak, “bağımsızlık” adı altında tam ilhak süreci başlatılacaktır.
Yazının tümünü okumak için tıklayınız
(Mİ)









