60 çeşidi olan kilimlerin en büyük özelliği ise kilim yapan kadının yüzünün ürüne yansıması.
Urartu ve Asurlar döneminden günümüze kadar Kürt kadınının duygularıyla işlenerek bugünlere gelen Van kilimleri Kuzey Mezopotamya'nın kültür ve yaşam tarzını anlatıyor.
Kadınlar iç dünyalarını; tepki, nefret, sevgi, aşk, hayal ve özlemlerini sanatsal bir şekilde motiflerle nakşediyor.
Sevdiği erkeğe saç telleriyle
Feodal ve kapalı bir yaşamın içindeki kızlar, tepkilerinden duygularına kadar ev içinde anlatamadıklarını, sevdiği erkeğin ayaklarına serecekleri kilime saç telleri ile birlikte işliyor.
Bölge insanları 1970'lere kadar kilimlerin satılması ve ticari meta olarak kullanılmasını hor görürlerdi. Günümüzde bir kadının öğrenimi veya mücadelesi o dönemde dokuduğu kilimlerle anlatılıyor.
Kürt kadınları o zamanlar dokudukları kilimleri göçebe bir yaşam sürdükleri için yere sermekten, çocuğunu yağmurdan korumaya ve gelen misafirleri en iyi şekilde ağırlamaya kadar çeşitli alanlarda kullanırdı.
İsmi kilimle anılıyor
Genç kızların dokuduğu ve hayalleriyle ördüğü kilimler, tamamen geometrik şekillerden oluşuyor. Hakkari ve Van yöresinde işlenen kilimler, ören kişiyle özdeşleşiyordu. Özelikle 1975'lere kadar genç kızlar ismi, ünü ve güzelliği ile değil, yaptığı kilimle anılıyordu.
Bu özelliği en iyi anlatan ise "Qîza flankesê berikek çêkeriye, di gustîlê de derbas dibe" sözüdür. Bunun Türkçe karşılığı ise "Falankeşin kızının yaptığı kilim o kadar zarif dokunmuş ki yüzüğün deliğinde bile geçiyor," anlamını taşıyor. Bu da genç kızlar arasında daha güzel kilim dokuma yarışını alevlendiriyordu.
Meşakkatli kök boyası
Taşıdığı sanatsal birikimi bakımından bir çok özelliğe sahip olan kilimler renk yapımında kullanılan kök boyalarda da kendini gösteriyor.
Kadınlar, Hindistan'dan getirilen İndigo boyası hariç kilimlerde kullanılan kök boyaları kendi yörelerindeki bitkilerden elde ediyorlar.
Hindistan'da bulunan bir ağaçtan elde İndigo boyasından mavi, lacivert ve yeşil renkler yaratılıyor. Bu kök boya suda yıllarca kalsa bile çözülmesi mümkün değil.
Boyayı, ancak idrar, sarımsak ve arpa karışımı ile ekşitip, 50 derecelik bir sıcaklıkta çözmek de mümkün. Bunun da sadece küp veya emge kaplardan yapılması gerekiyor.
Sevgi ve hasret
Kilimler; Gulgever, Lûlepen, Şehwanî, Herkî, Şamarî, Hevçakar, Şimkabuk, Gulveri, Gulqeşur ve Sine gibi isimlerle anılıyor.
Bu kilimler ya dokuyan kişinin isminden alınıyor ya da dokuyan kişinin özlemini veya sevgisini anlatıyor.
Van'da ikamet eden Qeşuran aşiretine bağlı bir genç kız Hakkari yöresinden evlendiriliyor. Genç kadın Hakkari yöresinde, ailesine karşı büyük bir özlem ve hasret taşıdığı için orada kilime doğduğu ortamın hasretine bağlı olarak "Gulqeşur" ismini veriyor.
Gulqeşur, Qeşuran aşiretin gülü anlamına gelmektedir.
Aynı motiflerle işlenmiş olan kilimler böylece Gulqeşur ismiyle bu güne kadar gelebilmiş. Gulgever ise, Yüksekova'da yaşayan genç bir kızın Yüksekova'nın Kürtçe ismi olan Gever'e Gül'ü de ekleyerek Gulgever ismini türetmesidir. (MS/NM)