Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminin üçüncü yılı nedeniyle yaptığı açıklamada darbenin halkın “direnme hakkını” kullanmasıyla önlendiğini belirtti.
“Fethullahçı Terör Örgütü”nün (FETÖ) Türkiye Cumhuriyeti’ni le geçirme faaliyetleri yürütürken yıllarca AKP’den açık destek gördüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, Ergenekon ve Balyoz dava süreçlerini hatırlattı.
Türkiye'nin bir daha darbe girişimleriyle karşı karşıya kalmaması için hukuk sisteminin darbe hukukundan arındırılması gerektiğini ve 15 Temmuz darbe girişiminin bütün boyutlarıyla masaya yatırılması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, CHP'nin resmi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu noktalara dikkat çekti:
“Akar ve Fidan’ın Komisyona gelmesi engellendi”
“Darbe girişiminin hemen hemen bütün ayrıntılarına vâkıf Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı'nın Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'na gelerek millî iradenin temsilcilerine bilgi vermesi sağlanamamıştır.
“Bu iki bürokratın komisyona gelerek millî iradenin temsilcilerinin sorularına yanıt vermek yerine yazılı olarak bilgi vermeyi tercih etmeleri asla kabul edilemez.
“Temel soru şudur: Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı'nın hangi gerekçe, telkin ve talimatla Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kurulan komisyona gelmesi engellenmiştir?”
“Adil Öksüz iki telefon bir GPS cihazıyla bırakıldı”
MİT Müsteşarlığının komisyona gönderdiği 22 Mayıs 2017 tarihli yazıdaki bir paragrafta “MİT'in daha önce dış makamlarla paylaşılan notlarda cemaatin darbe girişiminde bulunabileceğini bildirdiğini ancak Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde istihbarat toplayamadığından darbe girişiminin tarihi konusunda net bir
istihbarata önceden ulaşılamadığı" ifade edildiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, şu noktalara dikkat çekti:
* 2012 tarihinden itibaren, Adil Öksüz'ün Hava Kuvvetleri Komutanlığı imamı olduğu devletin arşivlerinde kayıtlıdır, herkes bilmektedir ve Adil Öksüz asker değildir.
* Sadece Adil Öksüz değil, darbe toplantıları yapan Kemal Batmaz, Hakan Çiçek, Nurettin Oruç ve Harun Biniş de asker değillerdir.
* Darbe toplantılarının büyük bir kısmı Türk Silahlı Kuvvetleri dışında yani özel evlerde yapılmıştır.
* Adil Öksüz iki cep telefonu ve bir GPS cihazıyla serbest bırakılmıştır. GPS cihazının özelliği şudur: Dünya üzerinde dört veya daha fazla uydu ile her türlü hava koşulunda yer ve zaman bilgileri sağlayan uzay tabanlı bir haberleşme sistemidir. Bu sistemle ve iki telefonla serbest bırakılmıştır. Haydi serbest bırakıldı. Millî İstihbarat Teşkilatı Adil Öksüz'ü neden izlememiştir?
* Daha vahim olanı; darbe yapılmış, ortalık toz duman ama bir kişi Başbakanlık Müşaviri Ali İhsan Sarıkoca, Adil Öksüz'ü gidip karakolda, gözaltına alındığı yerde ziyaret ediyor. Bir Başbakanlık müşaviri elini kolunu sallayarak Adil Öksüz'le görüşmeye gidiyor. Neden? Niye? Niçin? Daha sonra MİT'in orduda bu konuda istihbarat yaptığı ve ilgili makamlara bilgi verdiği de ortaya çıkmıştır.Dolayısıyla, MİT'in verdiği bilgiler bizi tatmin etmemiştir.
“FETÖ savcıları görevden alındı”
“15 Temmuz günü darbenin yapılacağından iktidar yetkilerinin bilgileri var mıydı, yok muydu?” diye soran Kılıçdaroğlu açıklamasına şöyle devam etti:
“Genelkurmaydan bir yetkili. Hürriyet gazetesinin köşe yazarı Mehmet Yılmaz'ı arar, der ki: ‘MİT bize bilgi verdi ama darbe bilgisi vermedi. Bazılarının kaçırılacağını söyledi.’
“Ancak daha sonra savcılık O.K. dediğimiz kişinin bilgisine başvurur, O.K. davet edilir ve ifadesi alınır. Şimdi o tutanaktan size bir bölüm aktarıyorum, ‘Bana ne olabileceğini sordular’ diyor O.K. ‘Ben de büyük bir faaliyet olabileceğini, hatta darbe faaliyeti olabileceğini söyledim’ Savcı yine sorar: ‘Darbe olabileceğini söylediniz mi?’
“Verdiği cevap aynen şudur: ‘Darbe olabilir kelimesini kullandığımı çok iyi hatırlıyorum.’Savcı ikinci kez O.K.'nın ifadesine başvurmak ister ama gelin görün O.K. Millî İstihbarat kadrosuna alınır ve savcı bunun bilgisine başvuramaz. Niçin?
“FETÖ ana iddianamesi hazırlandı, iddianame bitmeden bir grup savcı görevlerinden alındılar. Niçin? Bu savcılar kimin bilgisine başvurmak istediler de görevlerinden alındılar?
“Savcılar Erdoğan’ı çağırmalı”
“(…) Tayyip Erdoğan'ın, FETÖ ile yapılan işbirliğinin itirafı niteliğindeki ‘Ne istediniz de vermedik?’ sözü, kumpas döneminin karakterini en doğru şekilde betimlemesi bakımından tarihseldir. İşte kilit cümle budur. ‘Ne istediniz de vermedik?’
“Ben yürekli bir savcı arıyorum. Halen ülkemizde yürekli savcılar bulunduğuna inanıyorum, inanmak istiyorum.
“Cumhurbaşkanı dahi olsa Erdoğan'ı çağıracak ve soracak; "Ne istediler?" ve "Siz ne verdiniz?".
“İşte o gün FETÖ'nün siyasi ayağı çözümlenmiş olacaktır. İşte o gün bu kanlı darbe girişimi aydınlığa kavuşmuş olacaktır.
“İşte o gün 20 Temmuz sivil darbe sürecine sokulan Türkiye'nin hukuk düzeni, darbe
hukukundan arınma yolunda en büyük adımı atmış olacaktır.” (EKN)
* Fotoğraf: AA - Arşiv