Fotoğraf: Sercan Küçükşahin / AA
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kırşehir’de esnaf ziyaretinde bulundu.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Enis Berberoğlu’yla ilgili ikinci kez ihlal kararı vermesi, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül – İçişleri Bakanı Süleyman Soylu arasında geçtiği belirtilen tartışma ve erken seçim konularına değindi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları özetle şöyle:
AYM’nin Berberoğlu kararı
"AYM’nin Berberoğlu kararı iki açıdan önemli. Birincisi adaleti sağlaması, bir haksızlığı gidermesi açısından önemli. İkincisi ise bozulan adalet düzeninin tekrar inşası için umarım kararı uygulamayan hakimlerin kulağına küpe olur. Bu açıdan önemli.
“Çünkü devletin adalet üzerine, yargı üzerine inşa edildiğini biliyoruz. Eğer adalet, yargı sistemi bozulursa vatandaş hakkını arayamaz konuma gelirse bu temelde büyük bir devlet krizine yol açar. Şimdilik o kriz önlenmiş oluyor."
Soylu – Gül tartışması
“Yargıya özellikle iktidarın müdahale ettiğini, talimat verdiğini, o talimat çerçevesinde karar aldırttığını biliyoruz ama hükümetten iki ayrı bakanın bu konuda bir tartışma zemini yaratmaları bu hükümetin Türkiye'yi nasıl yönetemediğinin de açık bir göstergesidir.
“Türkiye artık yönetilmiyor. AK Parti hükümeti, Erdoğan Türkiye'yi yönetemiyor. Türkiye savruluyor. Her alanda sorunumuz var. Az önce sorun yaşayan esnafla servisçiyle üniversite öğrencileriyle üniversite mezunu işsiz üç kardeşle görüştüm. Bütün bunların hepsi toplumun önünde ciddi bir sorun olarak bekliyor.
“Bana söyler misiniz, devleti yönetenler, benim dışımda bu sorunlarla uğraşıyorlar mı? Benimle uğraşıyorlar. Benimle ne uğraşıyorsun, işsizlikle yoksullukla uğraş. Esnafın, sanayicinin derdini çöz. Evlere temizliğe giden öğrenciler var, o sorunu çöz.
Ne olmuştu?İçişleri Bakanı soylu Twitter hesabından dün annesiyle çekilen fotoğrafıyla birlikte şu mesajı paylaştı: "45 gündür anam hastanede Annemle fotomun altına küfreden alçak mahkemeye çıkıyor ve adli kontrolle serbest. Ne yapmalıyım. Bakan olsam ne yazar. Millet, devlet işleriyle boğuşurken anasının namusuna sahip çıkamamak ne ifade eder. Tweet'imle yeniden alınırsa da provakasyon sayacağım." Adalet Bakanı Gül, bugün Ankara Hakimevi'nde düzenlenen "5. Yılında İstinaf Mahkemeleri Değerlendirme Toplantısı"nda özetle şunları dedi: "Klavye başına geçip sosyal medyada bana her gün tutuklama siparişi verenlere sesleniyorum. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Burada kanunlar işler, kurallar işler, usuller işler ve işlemeye de devam eder. Bu işleyişi beğenmeyen gider itiraz hakkını kullanır ama yargıya kimse parmak sallayamaz. Adalet Bakanından da bu işleyişe müdahale etmesini bekleyemez. (...) İki yıla kadar hapis cezası gerektiren bir suçta tutuklamanın yasak olduğunu hepimiz biliyoruz. Hakaret suçu da bu yasak kapsamındadır. Konunun teknik ayrıntılarına yabancı olan vatandaşlarımızın tepkisini anlayışla karşılarız. Hatta bu tür tepkiler, mevcut kuralların gözden geçirilmesi yönünde bir toplumsal talep olarak okunabilir. Ancak bu tür değerlendirmelere bazen teknik uzmanlığını varsaydığımız kişilerin de iştiraki düşündürücüdür. Yargıyı kanunları uyguladığı için suçlamak, eleştirmek insaflıca değildir. Yargı kimsenin sıfatına bakmaz, kanun önünde herkes eşittir. Yüce Meclis kişiye, olaya özgü kanun çıkarmıyor. İster yürütmede, ister yargıda görev üstlenmiş olalım, hepimiz yasa tenfiz memurlarıyız." Gül'ün bu sözleri İçişleri Bakanı Soylu'ya cevaben söylediği iddia edilmişti. |
Erken seçim
"Çıkmışlar tartışmalar, şunlar bunlar... Bunlar Türkiye'nin gündeminde olur olmaz, bu başka bir şey ama bu milletin temelde bir sorunu var. Herkes bekliyor. Herkes sandığı bekliyor. 'Sandığı koyun önümüze' diyorlar. 'Yeter' diyorlar.
“Erdoğan çıkıp bir esnafla bir çiftçi ile emekli ile üniversiteyi bitirmiş bir işsizle konuşuyor mu, derdini soruyor mu, evlere temizliğe giden üniversite mezunlarını biliyor mu, görüyor mu? 'Ben iş istiyorum, başka bir şey istemiyorum' diyor. 'Dilenmek istemiyorum' diyor. 'Bana iş lazım' diyor. Nerede bu devlet? Saray devleti var, sosyal devlet yok. Halkın gündemi ayrı, sarayın gündemi ayrı.” (EKN)