Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimlere iki gün kala son mitingini Ankara'da gerçekleştirdi.
Saat 17.30'da başlayan Ankara "Millet Buluşması" için on binlerce insan çok önceden Tandoğan Meydanı'nda toplanmaya başladı. Mitinge hep bir ağızdan tekrar edilen "Hak, hukuk, adalet" sloganı egemen oldu.
Miting sırasında yağmur yağmaya başlamasına karşın büyük kitlede bir dağılma olmadı ve haber yayına hazırlandığı saatlerde halk hala sokaklardaydı.
Kemal Kılıçdaroğlu Ankara Mitinginde
Kimler katıldı?
Mitingde Kılıçdaroğlu'nun yanısıra ittifak tarafından Cumhurbaşkanı Yardımcıları olarak belirlenen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hazır bulundu.
İnce katılmadı
Kaset iddiaları sonrası cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilen Memleket Partisi lideri Muharrem İnce, Kılıçdaroğlu'nun sosyal medya üzerinden yaptığı çağrı sonrası Millet İttifakı'nın Ankara'daki mitingine katılacağı iddia edilmişti ancak İnce mitinge katılmadı.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyleydi:
"Mustafa Kemal'in Ankarasına
demokrasiyi getireceğiz"
"Bu ülkenin gençleri ve kadınları otoriter bir yönetimi, demokratik yollarla değiştirecekler. Gençleri ve kadınları yürekten kutluyorum. Mustafa Kemal'in başkentindeyiz.
Mansur Başkan gerçekten de Ankara'yı, Mustafa Kemal'in Ankarası yapmak için elinden gelen her türlü çabayı gösteriyor. Ama şimdi bütün Türkiye'yi Mustafa Kemal'in Türkiyesi yapacağız. Bütün Türkiye'de huzur ve barışı sağlayacağız.
Sandık güvenliği
Tam bir buçuk yıldır sandık güvenliği için çalışıyoruz. Bütün sandıklarda müşahitlerimiz, temsilcilerimiz var. Sizden ricam; bahar havasında sandığa gidin. Sinan Ateş'in katillerini bulacağım ve onların kulaklarından yakalayıp, adalete teslim edeceğim. Benim saraylarda oturma gibi alışkanlığım yok. Saray maray bize vız gelir.
Saray'dan Çankaya'ya
Ankara'nın seymenleriyle, oyun havalarıyla beraber Gazi Mustafa Kemal'in Çankaya Köşkü'ne gideceğiz. Çankaya Köşkü halkın köşküdür. Çankaya'da mütevazı bir hayat var. Sizler gibi olacağım, sizler gibi dertleneceğim, sizler gibi sevineceğim. Varsa bir yerde sorun, soruna kilitleneceğim ve mutlaka çözeceğim.
Göçmen sorunu
Sınırları yol geçen hanına döndürdüler. En geç 2 yıl içinde bütün Suriyeli kardeşlerimizi kendi ülkelerine uğurlayacağız. Türkiye'yi 5'li çetelerden kurtaracağım. Benim cumhurbaşkanı olmamam için her oyunu denediler, her iftirayı attılar. Ben size güveniyorum. Bu ülkeye barışı getireceğim. Huzuru getireceğim. Bu ülkenin sorunlarına talibim saraylara değil. Kızılay'dan bir kez daha söylüyorum. Allah nasip ederse hep beraber Gazi Mustafa Kemal'in Çankaya Köşkü'ne çıkacağız. Bu ülkeyi adalete getireceğim. 450 kilometreyi yürüdüysem o bir başlangıçtı. Şimdi ayın 15'inde önemli bir aşamayı daha kat etmiş olacağız. Bu ülkenin bütün coğrafyasına adaleti, hakkı ve hukuku getireceğim. En ufak endişeniz olmasın..
Mansur Yavaş: "Ankara'da
ayrıştırıcı siyaset son buldu"
Kürsüde ilk sözü alan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, "2019 yılında bugün yaşadıklarımızın hemen hemen hepsini yaşadık. Anketlerde geri kaldıklarını görünce her türlü iftirayı attılar. Ankara halkı bunlara inanmadı. Dolayısıyla Ankara'da ayrıştırıcı siyaset ortadan kalktı. İnsanlar 25 yıl aynı yönetimi görünce onların ayrıştırıcı siyaseti görünce başka yönetimi denemedi ama 25 yıl sonra bir deneme yaptı ve Ankara halkı belediyeciliğin ne olduğunu gördü." dedi.
Yavaş belediyesinin başarılarını anlattı: "Pandemi döneminde 40 bin öğrenciye 10'ar GB internet verdik. Sayın Cumhurbaşkanı da 21 yıldır verilmeyen interneti seçimden sonra vereceğini söylüyor. Yine birer aylık doğal gaz ücretleriyle sadece mutfakta harcanan gazın ücretini bir yıl alınmayacak. Bu seçim zamanı yapılıyor. Halbuki bu kardeşiniz geçen yıl ve bu yıl tam 200 bin aileye doğal gaz yardımı yaptı."
"Eskiden 1.8 dolara su satıp, aldıkları bu parayı da koli şeklinde yardımlarla dağıtıp, onlardan aldığı parayla onlara yardım yapıp 'Biz fakir fukarayı kolluyoruz' diyorlardı. Şu anda 10 ton su kullanan ailenin ödediği ücret sadece 10 lira. 2019 yılındaki iftiralara inansaydı insanlar, şimdiki gibi ayrıştırıcı siyasete cevaz verseydi Ankara'da bunların hiçbirisi olmayacaktı. Şimdi Türkiye'de 21 yıldır hep aynı hükümeti gördüler. Öğrenmişler 'bunlar üç koyunu güdemez' diye. Verin bakalım, güdüyor mu gütmüyor mu? Ama inşallah mitinglerde gördüğümüz kadarıyla bu iş bitmiş."
"Türkiye kararını verdi"
Yavaş, iktidar partilerinin "milliyatçilik" iddialarını eleştirdi: "Bunlar mevsimlik, sezonluk milliyetçi. Duruma göre şekil alırlar. Bunlara inanmıyoruz artık. Ne muhafazakarlıklarına ne başka bir şeyine. İyi bir Müslümanın ağzından bal damlar, yalan söylemez, hakaret etmez. Bugün Cuma, acaba o sahte broşürleri basanlar ne dua ettiler."
"Türkiye kararını verdi." diyen Yavaş, "mitinglerde insanların çok kararlı olduğunu", "bu laflara kulak asmadıklarını" söyedi: "Nereye gidersek gidelim, binlerce milyonlarca genç hakkını almak için meydana çıkmış. Hakkını istiyor, hakkını alacak. İnşallah ayın 15'inden sonra herkese ayar çekmeyen, kimseyi azarlamayan, kimsenin kıyafetine, yediğine içtiğine karışmayan, dertlerini anlatmakta özgür kılan, 'beni istediğiniz kadar eleştirin' diyen bir yönetim geliyor."
Babacan: "Pazar günü referandum"
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Türkiye'de yaşanan felaketler karşısında hükümetin eylemsizlik ve ihmallerini eleştirdi: "Ülkemizin en can alıcı gündemi, 6 şubat Maraş depremlerinden bu yana tam 3 ay 6 gün geçti. Ateşin düştüğü o evler, o günden beri yanıyor. O evlerde yüzler gülmüyor. Taş olsa dağ olsa dayanmaz derler ya, işte öyle bir acıyla kavrulduk. Ben de çok sayıda çalışma arkadaşımı kaybettim."
Babacan gittiği her yerde halkın 'İlk 48 saat, ilk 72 saat devlet yoktu, enkazları kendi ellerimizle kaldırdık" dediğini aktardı. "Muhtarlar 'enkazı ellerimiz kanayarak kaldırdık' dediler. Geçen sene hatırlayın orman yangınları çıktı değil mi, ormanlarımız gözümüzün önünde binlerce hektar cayır cayır yanarken bir baktık ki memleketin yangın söndürme uçağı yok. Depremin ilk 72 saati yardım ulaştırılamadı. O 72 saatte ne oldu, diye soruyorum. O iş makinaları parklarda kapalı dururken insanlar enkaz altındaydı. Madenciler neden harekete geçmedi, ne oldu diye soruyorum. Cevap yok."
Her şeyi tek kişiye bağlamanın sonu
Babacan "İşin özünde bu tek kişilik sistemin yürümemesi[nin] olduğunu" söyledi.
"Her şeyi tek kişiye bağlamanın getirdiği sorunlar yaşıyor bu ülke. Son 5 yıldır bütün sistemi Erdoğan tek başına bağladı. Şu ana kadar Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde 6 parti bir araya gelip bu kadar kapsamlı bir anlaşma yapmamıştı. Seçimlerden sonra kurulacak hükümetin 20 tane bakanının ne iş yapacağı hepsi hazır. Önümüzdeki pazar günü sizlerin desteğini bekliyoruz. Ülkemiz için çok önemli bir dönüm noktası. Pazar günü sıradan bir seçim değil. Pazar günü aslında bir referandum." dedi.
Babacan'ın ardından, İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu konuştular.
(AEK)