Şiir yazarken kibritle oynayan bir çocuğun muzipliğini hisseden, çıkan yangınlara ve birilerinin ona yanan yeri bırakıp kaçmasını salık vermesine karşın kaçmayıp yangın yerini grapon kağıtlarıyla süslemeye çalışan bir kadın şair. Kendi deyişiyle şiir yazmak, bir çocukluk alışkanlığı, tehlikeyi güzelleştirme sanatı ve sınıfındaki müstahdemin oğlunun gözlerindeki kocaman ve kara acıdan bir çeşit özür dileme biçimiydi Didem Madak için.
Didem Madak şiirlerinin dokuz erkek, bir kadın oyuncu tarafından yorumlanarak seslendirildiği şiir performanslarının bulunduğu “Son Dizesiz Şiirler: Didem Madak” belgeselinin çekimleri tamamlandı, fragmanı yayınlandı.
“Kadın olmanın bile zor zanaat olduğu bir memlekette kadın şair”olan Didem Madak’la ilgili belgeselin fragmanı, Madak’ın daha önce verdiği röportajdan bir cümleyle başlıyor: “Ve benim için şiir yazmak onun gözlerindeki o kocaman, kara acıdan bir çeşit özür dileme biçimi.”
Son Dizesiz Şiirler: Didem Madak belgeselinde şiir performansları bulunan oyuncular: Defne Yalnız, Musa Uzuner, Bülent Emin Yarar, Yetkin Dikinciler, Levent Üzümcü, Tuncer Salman, Burak Tamdoğan, Lebip Gökhan, Nebil Sayın ve Hakan Özgömeç.
Belgesel ekibinde yer alan isimler ise şöyle: Hikmet Kerem Özcan (Yönetmen), Fatih Zenginoğlu (Yapımcı), Ömer Miraç Tunç (Görüntü Yönetmeni), Cenap Oğuz (Müzik), Sezen Aray (Genel Koordinatör), Emre Kaan Özen, Çağatay Hunca (Ses), Özlem Karataş (Reji), Cem Çatık (Ses Miksaj), Yavuz Pullukçu.
Son Dizesiz Şiirler: Didem Madak belgeselinin yönetmeni Hikmet Kerem Özcan’la Didem Madak’a, belgesele ve belgesel sürecine dair konuştuk.
Didem Madak’ın şiirlerine gömüldüm
Didem Madak’la ilgili bir belgesel çekme fikri Hikmet Kerem Özcan’ın daha önce Frankfurt Türk Filmleri Festivali’nde birinci olan kısa filmi Hêlak’ta başrolü oynayan Fatih Zenginoğlu’na ait.
Son Dizesiz Şiirler belgeselinin yapımcılığını üstlenen Zenginoğlu, Didem Madak’ın şiirleri üzerine çalışmalar yaptığını ve ona dair bir belgesel çekilmesini istediğini söylüyor Hikmet Kerem Özcan’a. Fatih Zenginoğlu, Didem Madak’ın eşi Timur Çelik’ten kitapların telifini alıyor önce. Birtakım ön hazırlık çalışmalarının ardından kollar sıvanıyor, belgesel çekimine başlanıyor.
“Didem Madak’ı duymuştum, şiirlerini okumuştum. Etkilendiğim bir şairdi. İzmirli olduğunu biliyordum. Aşinalığım vardı. Fatih bana Didem Madak’ın kitaplarını verdi ve ben üç dört gün süre istedim ondan. Didem Madak’ı araştırdım. Şiirlerine gömüldüm. Bu belgeseli yapmamız gerektiğine inandım. Daha önceden beraber birçok kısa film yaptığımız arkadaşım Ömer Miraç Tunç'la görüştüm, o da projeye dahil oldu. Bağımsız bir belgesel olduğu için her şey başta Fatih sonra benim projelendirmemle ilerledi.”
Didem Madak şiirlerini okuyan oyunculardan dokuzu erkek, biri kadın
Belgeselin en dikkat çekici noktalarından biri, Didem Madak şiirlerini yorumlayan on oyuncu arasından yalnızca bir tanesinin kadın, kalanının ise erkek olması. Fatih Zenginoğlu’nun fikriymiş bu.
“Kadın şiirlerini erkeklere okutmak Fatih’in fikriydi. Çünkü Didem Madak’ın şiirlerinin teması çok kadınsı ve belki sadece kadınların bizden daha farklı algılayabileceği, bizim belki de hiçbir zaman kadınlar kadar iyi algılayamayacağımız şiirleri var. Bu şiirleri erkeklere, hatta daha önce erkeksi, maskülen rollerde oynamış erkeklere okutma fikri farklı bir bakış açısından, insanlara kadın şiirlerini erkekler üzerinden anlatmayı barındırıyor. Fatih, yaşıyor olsaydı belki Didem Madak’ın da çok seveceği muziplikte bir fikir olduğunu düşündü ve bu fikir üzerinden ilerledik. Didem Madak’ın eşiyle de konuşuldu bu fikir üzerine. Başından beri olumlu bir tepkisi oldu, fragmanı da çok beğendiğini söylemiş.”
“Oyuncular şiirlere göre belirlendi”
Hangi oyuncunun hangi şiiri yorumlayacağı konusunda şiirin, oyuncunun karakteristik yapısıyla ne kadar uyduğu, sinematografik olarak hangi şiirlerin yansıtılmasının belgeselin temasına daha elverişli olacağı gibi sorulara belgesel ekibi kolektif olarak yanıt aramış. Sonrasında oyuncularla iletişime geçilmiş ve oyuncular bu bağımsız belgesel projesinde yer almaya ikna edilmiş. Hikmet Kerem Özcan sürece ilişkin olarak şunları söyledi:
“Genel koordinatörümüz olan Sezen Aray ile tanıştık. Düşünülen oyuncularla bağlantı kurabileceğini söyledi. Oyuncuların isimleri şiirlere göre düşünülmüştü. Oynayacak kişileri okuyacağı şiirle birlikte hayal edip, zihnen onların entegrasyonunu gerçekleştirdim. Oyuncular projede yer almaya çok istekliydiler. Mest oldular. Tamamen bağımsız bir proje. Kendi zamanlarından fedakarlık yaparak ve kendi imkanlarını kullanarak ve hatta kendi imkanlarını da bize açarak, destek olarak yürütüldü bu iş. Hepsinin tiyatro sahnelerine gittik, orada çekim yaptık. Orada bize çok büyük kolaylıklar sağladılar.”
“Bir tek senin şiirin bu yüzden son dizesiz kaldı”
Belgeselin ismini Hikmet Kerem Özcan, Didem Madak’ın şiirlerini okurken bulmuş. Belgesel ismini, Madak’ın Pulbiber Mahallesi şiirinin son dizesinden alıyor.
“Ve tanrının sana gülümsediğini
Tekinsiz bir kesinlikle hissediyorduk.
Bir tek senin şiirin bu yüzden son dizesiz kaldı.”
“Didem Madak’ın bir şiirinde geçiyordu, bu şiir son dizesiz kaldı, diye. Gözüme çarptı. Sezen’e ve Fatih’e söyledim, onlar da beğendiler. Didem Madak’ın kendi şiirinde de geçen aynı zamanda onun ölümüne de gönderme yapan bir dize olduğu için belgeselin ismini ‘Son Dizesiz Şiirler’ koyduk”
Belgeselde Didem Madak’ın kişisel yaşamına da değinildiğini söyleyen Özcan, belgeselin odaklandığı noktanın Didem Madak’ın şiirleri ve o şiirlerin performansı olduğunu, genel olarak bir yaşam serüveni anlatılmadığını ifade etti.
“Rüyamda şiirlerini görüp kendi kendime mırıldandım”
Hikmet Kerem Özcan, belgeselin çekerken yaşadıklarını, hissettiklerini şöyle anlattı:
"Bir yandan oyuncular şiirleri yorumlarken çekim yapmak, bir yandan da şiirleri bir seyirci olarak oyunculardan dinlemek, kurgu sırasında şiirleri tekrar defalarca kez dinlemek bende şiirlerle bütünleşme duygusu yarattı. Şu şekilde bir bütünleşme duygusu, Didem Madak’ın fikirlerinin, zihninin içinde de çok derin bir yolculuk yapmışım gibi bir duygu uyandırdı. Rüyamda şiirlerini görüp kendi kendime mırıldandım. Çünkü belgeselde kullanılan on şiiri var. Bunları en iyi şekilde yansıtmak için projenin öncesinde okuyorsunuz. Notlar alıyorsunuz. Çekim aşamasında hepsini teker teker çekiyorsunuz. Artık kalıcı bir etki yaratıyor zaten şiirler ve oyuncuların müthiş performanslarıyla daha da içselleştirmiş oluyorsunuz. Kurguda Didem Madak’ın da görüntüleri var. Belki evinde çekilmiş, belki gülümserken, belki çocuğuyla oynarken… Kurgu süreci genelde çektiğin şeyden bazen sıkıldığın bir süreç haline gelir. Sürekli aynı şeyler. Ama burada sıkılmaktan çok bende duygusal tepkimeler yaratan bir süreçti.”
Son Dizesiz Şiirler: Didem Madak’ın Eylül ayında galasının gerçekleştirilmesi planlanıyor.
Didem Madak kimdir?8 Nisan 1970'te İzmir'de doğdu. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. İlk kitabı Grapon Kağıtları, İnkılap Kitabevi Şiir Ödülü'nü kazandı. Ah'lar Ağacı ve Pulbiber Mahallesi diğer şiir kitapları. Kanser sebebiyle 24 Temmuz 2011'de yaşamını yitirdi. |
Hikmet Kerem Özcan kimdir?1991 yılında İzmir'de doğdu. İlkokul ve lise eğitimini İzmir'de tamamladıktan sonra Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sinema ve Televizyon bölümüne girdi. Birçok kısa film çekti. Bu filmlerle çeşitli ödüller kazandı. Ayrıca profesyonel klip,reklam ve belgesel filmlerde yönetmenlik yaptı. |
(EH/EKN)