Akıncı ve Durduran, toplumsal barış için ayrıca "kayıplar sorununun" çözüme kavuşturulmasını, Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk tarafları arasındaki kapıların açılmasını, Annan Planı'nın yeniden gözden geçirilerek hayata geçirilmesini de istedi.
Hükümeti çözüm için inisiyatif almamakla suçlayan Akıncı ve Durduran'a göre, adada çözüm sağlandıktan sonra atılması gereken en önemli adım ise, adanın askersizleştirilmesi ve İngiliz üslerinin adadan kaldırılması.
İngiltere'de ve Avrupa Parlamentosu'nda Türk askerlerinin adadan çekilip Kıbrıs'a NATO kuvvetlerinin yerleştirilmesinin tartışıldığını hatırlatan Akıncı; "Kıbrıs'ta sorun çözümlenmeden bunun gerçekleşeceği kanaatinde değiliz. Bu konu ancak Annan Planı çerçevesindeki bir çözüm perspektifinde gündeme getirilebilir" dedi.
Durduran ise, "Kıbrıslıtürk tarafındaki mayınların temizlenmemesinin" Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) hükümetinin ve Türkiye'nin başına dert açacağı görüşünde. Durduran'a göre, KKTC hükümeti mayınların temizlenmesinden yana olduğu halde, Türk ordusundan çekindiği için sesini çıkaramıyor. Kıbrıslıtürk tarafının bu olumsuz tavrına, sivil toplum kuruluşları da tepkisiz kalıyor.
Akıncı ve Durduran'ın bianet'e açıklamalarında öne çıkan noktalar şöyle:
Akıncı: Kıbrıslıtürk tarafı da çözüm için harekete geçmeli
* Kıbrıslırum tarafının yerleştirdiği mayınların kaldırılması yeterli değil. Mayınsızlaşma için Kıbrıslıtürk tarafının da kendi tarafında mayın temizliğine başlaması gerek. Hükümet, çözüm için inisiyatif almalı.
* Kayıplar konusunun çözümlenmesi, Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum ailelerin acılarının dindirilmesi gerekli. Kayıplar Komitesi'nin çalışmalarını hızlandırması lâzım.
* İki taraf arasında, açılan kapıların yanına yenilerinin eklenmesi de önemli. İlk etapta Güzelyurt bölgesindeki Ostancı kapısının, Lefkoşa'nın içindeki Lokmacı barikatının açılmasını halk dört gözle bekliyor. Ardından tüm kapıların açılması talebimiz. Hiçbir şey çözümün yerini tutamaz, ama önemli katkılar sunar.
* Annan Planının öldüğü kanaatinde değiliz. Annan Planı 9 bin sayfalık kapsamlı bir metin. Bu plana ilişkin, Kıbrıslıtürklerin eşit politik statülerine zarar vermeyecek bir çerçevede, sınırlı bir müzakere yapılabilir.
* Annan Planında aşamalı bir askersizleştirme öngörülüyor. Dolayısıyla, Kıbrıs'ta sorun çözümlenmeden bunun gerçekleşeceği kanaatinde değiliz. Şu anda gündeme getirilen Türk askerinin sayısında indirim konusu, sanıyorum ki çözüm perspektifi içinde ancak dikkate alınabilir.
Durduran: Sivil toplum harekete geçmeli
* Kıbrıs'ta, askeri bakımdan zayıf olan Kıbrıslırum tarafı mayınları temizlemeye başladığı halde, Kıbrıslıtürk tarafı kendi mayınlarını temizlemeye yanaşmıyor. Sivil toplum kuruluşları ve basın da "ara bölgedeki mayınlar temizleniyor" söylemiyle, bu olumsuz tutuma katkıda bulunuyor.
* Hükümet mayınları temizlemekten yana olduğu halde, Türk ordusundan çekindiği için sesini çıkaramıyor. Oysaki, bu tutum Türkiye'ye müzakereler öncesinde çok özel ön şartlar koymak isteyen Kıbrıslırum yönetimine destek oluyor. Türkiye-AB arasındaki müzakerelerde bu konu sürekli gündeme gelecek.
* Kıbrıslıtürk tarafı, barışçı görünümünün gölgelenmesini istemiyorsa, bölgesindeki mayınları derhal temizlemelidir.
* Sivil toplum örgütlerinin, sağlık, çevre, barış ve insan hakları için mücadele eden kişi ve kuruluşların bir protesto gösterisi düzenlemesi önerilebilir. Ancak Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) sivil toplum hareketini zehirliyor. Çünkü ne yazık ki, sivil toplum kuruluşlarının çoğunluğunun yönetimi, CTP'li.
* "Kıbrıs'ın Türk askerlerinden temizlenmesi ve Kıbrıs'a NATO kuvvetlerinin yerleştirilmesi" tartışmaları, aslında bir umutsuzluk ifadesi. Bu önerileri getirenler, "Kıbrıs sorunu nihai çözüme kavuşmayacak, bari kısmi iyileştirmeler yapalım" görüşündeler. Oysa Kıbrıslılar, nihai çözümden ve adanın tamamen askersizleştirilmesinden yana.
* Görüşmeler hemen başlamalı ve Annan Planı üzerinde bazı değişiklikler yapılarak Kıbrıs sorunu çözülmelidir. Ardından, Kıbrıs hükümeti ortak olarak İngiliz üslerinin adadan kaldırılmasını istemelidir. Çözümden önce her iki tarafın da bu konuyu gündeme getirmesi beklenemez, çünkü İngiliz üslerine itiraz eden taraf, İngiliz hükümetinin desteğini yitirir. (BB/YS)