Oyuncu Atilla Olgaç'ın Kıbrıs harekatında, bağlı durumdaki bir Rum askeri öldürdüğünü anlatmasının ardından, Kıbrıs üzerine çalışmalarıyla tanınan Doç Dr. Mehmet Hasgüler "Bu bir savaş suçu. Olgaç'ın bunu anlatması aslında kolay değil. Ama gündeme gelmesi olumlu" diyor. Hasgüler'e göre çatışmaların yaşandığı 1963-1974 arasında, bütün tarafların birçok "ayıbı" var.
Olgaç'ın anlattıklarının uluslararası hukukta savaş suçu kapsamına girdiğini söyleyen Prof. Dr. Turgut Tarhanlı, Kıbrıs'taki tarafların savaş suçlarının aydınlatılmasının, kamuoyunun gündemine gelmesinin Kıbrıs sorununun çözümüne de katkısı olabileceğini düşünüyor. "Ama bunun karşılıklı olarak götürülmesi, el birliğiyle aydınlatılması gerek. Yoksa 'Stratejik çıkarlarımız savaş suçlarını göz ardı etmeyi gerektirir, savaştı, oldu' denemez."
"Ancak sivil toplum yapabilir"
Hasgüler de aynı kanıda. "Kolektif bir girişim olur, insanlar buna katkı yaparlarsa, toplumsal belleğin arınması, vicdanların temizlenmesi, Kıbrıs sorununun çözümündeki anahtarlardan biri olur"diyor.
Ancak Hasgüler böylesi bir girişimin hükümetler tarafından gerçekleştirilemeyeceğini de söylüyor: "Karşılıklı suçlamalar, 'seninki', 'benimki' yarışması olur. Şoven gruplar istismar etmeye çalışır. Bunun için sivil toplumun etkin olması gerekiyor. Kıbrıs'taki temel sorun, barış ve çözüm kavramlarının içinin boşaltılmış olmasıdır. Böyle bir konuda buna fırsat verilmemeli."
"Çok şey biliniyor, halk kendi arasında konuşuyor"
Kıbrıslı Hasgüler, aslında savaş suçlarıyla ilgili çok şey bilindiğini, Kıbrıslıtürklerin ve Kıbrıslırumların aralarında bunları konuştuğunu da dile getiriyor. Ama Kıbrıs'ta halkların ortak acılarının belgelemesi, anlatılması eksik kalan bir alan Hasgüler'e göre. Olumlu bir örnek olarak yıllardır kayıplar üzerine çalışan ve bu çalışmalarıyla "cesaret" ödülünü alan gazeteci Sevgül Uludağ'ı anımsatıyor.
Sadece iki taraf yok
Onlarca köyde insanların yer değiştirmesine neden olan 1963-1974 arasını kapsayacak böylesi bir çalışmada, aslında iki taraf yok. Hasgüler, Kuzey Kıbrıs ve Güney Kıbrıs toplumlarının yanı sıra, Türkiye ve Yunanistan toplumlarının da taraf olduğunu söylüyor.
Ancak liste bununla bitmiyor. Hasgüler'e göre Kıbrıs'ın garantörlerinden biri olan ve adada hâlâ üssü bulunan Britanya da taraflardan biri sayılabilir.
Türkiye'nin Kıbrıs harekatında ABD payına da dikkat çeken Hasgüler, 1974'te Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olan Cahit Kayra'nın Britanya'nın karşı çıkmasına karşın ABD'nin harekata izin verdiğine dair sözlerini de anımsattı. (TK)