İstanbul Üniversitesi’nden ihraç edilen akademisyen Mehmet Cemil Ozansü, doçentlik başvurularını durdurma ve iptal etmeye dair Kanun Hükmünde Kararname (KHK) maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğunu söyledi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) de "Masumiyet Karinesi Yok Sayılarak Doçent Adaylarına Yargısız İnfaz Yapıldı" başlıklı açıklamasıyla ilgili maddeye tepki gösterdi.
Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında 683 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) doçentlik başvurularına dair madde de içerdi. Buna göre; görevden uzaklaştırılan ve hakkında soruşturma olan doçent adaylarının başvuru işlemleri görevden uzak oldukları süre boyunca durdurulacak. Kamu görevinden çıkarılma ve mahkumiyet kararı verilenlerin başvuruları iptal edilecek. KHK maddesi şöyle: “Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olması ya da değerlendirilmesi sebebiyle görevden uzaklaştırılan veya haklarında adli soruşturma ya da kovuşturma yapılan doçent adaylarının, görevden uzakta geçirdikleri süre boyunca veya adli soruşturma ya da kovuşturma sonuçlanıncaya kadar doçentlik başvurularına ilişkin işlemler durdurulur. Bunlardan haklarında kamu görevinden çıkarılma veya mahkûmiyet kararı verilenlerin doçentlik başvuruları iptal edilir.” |
Başvurunun durdurulması
29 Ekim 2016’da Resmi Gazete’de yayınlanan 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilen İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki görevinden ihraç edilen akademisyen Mehmet Cemil Ozansü KHK maddesini bianet’e yorumladı.
“Mevcut doçentlik başvurusunu durduramaz. Çünkü hakkında soruşturma açılan kimsenin herhangi yurttaşlık statüsü kısıtlanamaz. Bu statüye her türlü kamu hukuku formundan faydalanma da dahil.
“Hakkında soruşturma olması, başvuruyu durdurma nedeni olarak hiçbir yerde gösterilmiyor. Çünkü Mecelle deyimiyle dersek; Beraati zimmet asıldır. Modern hukuka göre dersek; suçsuzluk karinesi vardır, mahkum olana dek hak kısıtlaması cezası uygulanamaz. Dolayısıyla madde, modern hukuka da aykırı.
Başvurunun iptali
“Hakkında soruşturma açılmamış ama KHK ile ihraç edilenlerin doçentlik başvuruları da durdurulamaz.
“Benim hakkında soruşturma yok, imzacı değilim. Doçentlik başvurumu yapmak istiyordum ama yapamayacağım bu durumda. Bu Anayasa’ya uygun değil.”
"Akademik unvan"
“Doçentlik başvurusu akademik bir unvan için yapılıyor. İdari herhangi bir karşılığı yok. Unvanı elde etmek için yapacağın müracaatın engellenmesi hiçbir hukuk kültürüne has değil.
“Yeni bir hukuk formu yaratılıyor. Hepimizi bağlayan Anayasa’ya aykırı. Bu KHK’nın, özellikle de bu hükmünün Anayasa’ya aykırı olduğunu düşünüyorum.
“Bu, akademik hürriyeti ortadan kaldırmaktır. Herhangi bir gerekçesi, hukuki dayanağı olmadan anayasal güvence altında olan akademik hürriyeti ortadan kaldırmak olur.”
Eğitim Sen'den açıklama
Eğitim Sen, KHK maddesi ile “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi imzalaması nedeniyle haklarında kovuşturma ya da soruşturma yürütülen soruşturma adaylarının, yargı süreci sonuçlanana dek doçentlik başvurusu yapamayacağına dikkat çekti.
“Böylelikle;
“Masumiyet karinesi ortadan kaldırılmış olmakta,
“Doçent olma hakkı uzun yargı süreci içerisinde boğulmak istenmekte,
“ Yargı kararı beklenmeden, hükümet tarafından ‘suçlu’ görülen ya da ‘suçlu’ ilan edilen doçent adayları cezalandırılmakta ve yargı baypas edilmektedir.
“Kaldı ki, haklarında hiçbir hukuki ve somut delil olmadan ihraç edilen ya da kamu görevinden çıkarılan akademisyenler de dahil olmak üzere bu düzenleme, doçentlik başvurusunda bulunan ve düzenlemenin muhatabı olan herkes için yargısız infaz anlamını taşımaktadır.
“Eğitim Sen olarak, bu düzenlemeyi ve hukuksuzluğun norm haline getirilmesini kabul etmediğimizi, asla da etmeyeceğimizi belirtir, konuyu TBMM gündemine taşıyacağımızın bilinmesini isteriz.” (BK)