Hak ve Adalet Platformu'nun çağrısıyla bir araya gelen KHK Mağduru Memurlar Platformu, adaletin ilk aşaması olarak, açıkta bekleyen ve ihraç edilen tüm personellerden, adli ve idari soruşturması tamamlananlar, kuvvetli suç delili olmayanlar ve hiçbir işlem yapılmayanların görevlerine ivedilikle iade edilmesini talep etti.
15 Temmuz darbe girişimi ardından, 20 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen Olağanüstü Hal’den (OHAL) itibaren çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) ihraç edilen ve sosyal medyada bir araya gelen, asker, polis, sağlıkçı, öğretmen, akademisyen, adalet personeli, mühendis başta olmak üzere memurlar ve aileleri KHK Mağduru Memurlar Platformu adıyla TMMOB’a bağlı Makine Mühendisleri Odası’nda basın toplantısı yaptı.
Gergerlioğlu: Aile birliği üyesi olmam bile engellendi
Kendisi de KHK mağduru olan insan hakları aktivisti Ömer Faruk Gergerlioğlu, toplumda KHK mağdurlarının sesinin duyulmadığını, umursanmadığını, hissedilmediğini söyledi.
“Devletin vatandaşı yargılayama hakkı var. Devlet vatandaşını cezalandırabilir ama bir devlet vatandaşını ölüme mahkum edemez. Şu anda KHK’lılar sivil ölüme mahkum edildi. İlelebet devlet memuru olamaz, özel sektöre başvurunca çalışamaz. Bunun adı sivil ölümdür. Şu anda sivil ölümün yanında gerçek anlamda ölümler var. Benim tespit ettiğimiz en az 20, söylenen ise 40’ın üstünde intihar vakası var. Böyle intiharlar varken o ülkede büyük suskunluk varsa facia vardır.
“23 Ocak'ta OHAL komisyonu açıklanacak demişlerdi, hiçbir şey açıklanmadı. Bakan Bozdağ Temmuz'a attı. Adeta dalga geçiyorlar. İç hukuk yollarının ve AİHM’in sonuçlanması 15 yılı alacak. Hukuk devletinde böyle bir şey olabilir. Ömrümüz irtifa edecek mi acaba? KHK mağdurlarının sesi duyulmuyor, umursanmıyor, hissedilmiyor. Bir sürü mağduriyet var. Çocuğumun okul aile birliği üyesi olmam bile engellendi. Mahallenin cami derneği yönetim kurulu üyesi olmam engellendi.”
KHK mağduru görme engelli öğretmen Cemil Turan, “Engelli almak zorunda olan bir sürü işyeri ile görüştüm, ihraçlı olduğumu duyan geri çevirdi” dedi.
Yedi talep
Basın açıklamasını okuyan Ekin Bayraklı şöyle konuştu:
"Biz sorgusuz sualsiz, nereden geldiği nasıl hazırlandığı belli olmayan listelerle, evrensel hukukta bir kişi için suç unsuru sayılamayacak kriterler bahanesiyle, işlerinden ihraç edilmiş 150 bini aşan kamu personelinin sesiyiz.
"Biz, bütün bunlara rağmen rızkımızı onurumuzla kazanma yolundayken bize önerilen ‘ağaç kökü’, ‘zıkkımın kökü’ gibi çirkin lafları unutmadan unutturmadan, çoğumuza özelde çalışma izni verilmese bile, sigorta kayıtlarında fişlensek bile, iş bulamasak bile, sağlık güvencemiz yapılmasa bile, mallarımıza el konulsa, tedbir konulsa bile, bankalar bizi kara listeye alsa bile, yaşam hakkımızı arayan milyonlarız."
Bayraklı, yedi talebi şöyle sıraladı:
1 –Binlerce mağdurun sırtındaki hukuksuzluk ve hak ihlallerinin giderilmesi için Olağanüstü Hal’in sona erdirilmesini istiyoruz.
2 –Tüm KHK’lar ivedilikle meclis onayından ve yargı denetiminden geçirilmeli.
3 - İşlevsel idari hukuk yollarının açılması ya da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruların önünün kesilmemesi gerekmektedir.
4 – Adli ve idari işlemlerde, masumiyet karinesi, suçta kanunilik, suçun şahsiliği, savunma hakkı vb. temel hukuk ilkelerinin ortadan kalktığı görülmektedir. Adalete olan inancın ve güvenin yeniden tesisi edilmesi için, evrensel hukuk ilkeleri yeniden hızla tesis edilmeli.
5 –Hakkında hukuki delil olmayan, suç unsuru sayılamayacak bağlantılardan ötürü tutuklu olanlar hemen tahliye edilmelidir.
6 – Uzadıkça uzayan yargılama işlemleri boyunca, geçim zorluğu yaşayan, çalışma eğitim, sağlık ve sosyal vb. hakları engellenen, kısıtlanan mağdurların üzerindeki bu baskılar kaldırılmalı, bizlerin yaşama hakkı elimizden alınmamalı.
7 – Adaletin ilk aşaması olarak, açıkta bekleyen ve ihraç edilen tüm personellerden, adli ve idari soruşturması tamamlananlar, kuvvetli suç delili olmayanlar ve hiçbir işlem yapılmayanlar görevlerine ivedilikle iade edilmeli. (NV)