-KHK'lı olup mazbatası verilmiş milletvekilleri var.
-KHK'lar OHAL dönemiyle sınırlı.
-Kararın hukuki tarafı yok.
-YSK Anasayal düzene ve kendi yarattığı hukuka aykırı davranıyor.
-YSK seçen ve seçilmiş kişilerin hakkını gasp ediyor.
-YSK kendi kararlarını yok sayıyor.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilmiş olan ve belediye başkanı seçilen adaylara mazbata verilmemesine hükmetmesi, kararın alındığı dün akşamdan (10 Nisan) bu yana ülke siyasetinin en çok konuşulan konusu oldu.
Kararı bianet'e değerlendiren Barış Akademisyeni avukatlarından Sevgi Epçeli Arslan, kararın hukuki bir tarafının olmadığı görüşünde. Konuştuğumuz diğer avukatlarda bu görüşe katılan açıklamalar yapıyor.
Sevgi Epçeli Arslan "Adaylık sürecinde kişilerin adaylığa engel bir durum olup olmadığını YSK tarafından araştırılıp, ona göre karar veriliyor. Seçim bittikten sonra böyle bir karar verilmesi hiçbir şekilde hukuki değil" diyor.
"KHK'lı milletvekilleri var"
Meclisteki KHK'lı milletvekillerini örnek gösteren Epçeli-Arslan verilen karar hakkında şöyle konuşuyor:
"KHK'lı olup Mecliste milletvekili olarak görev yapan, mazbatası kendilerine teslim edilmiş milletvekilleri var. Eğer yasal anlamda bir tespit yapılması gerekiyorsa bunun adaylık sürecinde yapılması gerekiyordu.
"Aslında KHK ile ihraçlar, Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde çıkarılan Karar Hükmünde Kararnamelerle yapıldığı için bu kararnamelerinde hukuki tarafları zaten en başından beri tartışmalıydı.
"Bu Karar Hükmünde Kararnameler sadece OHAL döneminde sınırlı tedbir niteliğinde olduğundan yani OHAL kalktığı için artık geçerliliğini korumuyor. Dolayısıyla YSK'nın KHK'lı aday kararı Anayasaya aykırılık teşkil eden bir uygulama ve hükümsüz.
"Yine kişinin seçme ve seçilme hakkına bu şekilde orantısız müdahale bulunulması da KHK ile açıklanamaz ve mümkün olamaz.
"Çünkü KHK, sadece kişinin yapmış olduğu kamu görevinden ihraç edilme neticesini doğurmuş. Ve bu kişinin seçme ve seçilme hakkını ortadan kaldıran uygulamaya sebebiyet verebilecek bir işlem kesinlikle değil. Yani yapılan tamamen bir hukuksuzluk örneği.
"Anayasaya ve YSK kararlarına aykırı"
"YSK hem Anayasal düzenlemeye hem de kendisinin yarattığı hukuka aykırı davranıyor. Sonuçta 24 Haziran seçimleri sonrasında milletvekillerine mazbatalarının verilmesi ve 31 Mart yerel seçimlerinde tam aksine belediye başkan adaylarına mazbata verilmemesi yani bir bakıma aynı işleyişin uygulanmaması yapılan hukuksuzluğu tek başına anlatıyor.
"Kaldı ki YSK sadece seçilmiş olan kişinin hakkını gasp etmiş olmuyor. Aynı zamanda bu adaylara oy veren kişinin de seçme hakkını gasp ediyor, seçilen kişinin görevini yapmasına engel oluyor.
"Seçime kim olursa olsun kişiyi uygun görüp kabul ettikten sonra, o kişi seçimi kazanmışsa, mazbatayı vereceksiniz. Burada seçimin yenilenmesi ya da başkanlığın bir adaydan alınıp diğer adaya verilmesi gibi bir durum söz konusu olamaz.
Sennur Baybuğa: YSK 2014'te verdiği karara aykırı davranıyor
Görüşünü sorduğumuz bir başka avukat Sennur Baybuğa ise YSK'nın 2014'te verdiği karara atıf yaparak bu kararın üstüne hiçbir söz söylenemeyeceğini belirtiyor.
YSK 2014 yerel seçimleri öncesinde 28 Şubat 2014 tarihinde verdiği 603 sayılı kararındaki hükmü, seçim öncesi aday listesine itiraz döneminin geçtiği, seçime girdiği ve seçildiği takdirde, mazbatanın iptalini gerektirmeyeceğini söylüyor.
(HA)