Siirt Emniyet Müdürlüğü'nden Diyarbakır Emniyet Genel Müdürlüğü'ne atanan Recep Güven, dün gazetecilerle yaptığı tanışma toplantısında Kürt sorununa ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Kürt sorununun güvenlik politikalarıyla çözülmesinin mümkün olmadığını dile getiren Güven, insanların dağa çıkmasına neden olan koşulların ortadan kaldırılması gerektiğini ifade ederek, dağda yaşamını kaybeden gerillalar için de ağladığını belirtti.
"Güvenlikçi politika işe yaramaz"
Taraf gazetesinin haberine göre, "Önce vatan değil, önce insan. Dağdaki teröriste ağlamıyorsanız insan değilsiniz demiştim. Benim her teröriste de içim ezilir. Bir çocuk dağa çıkıyorsa bunda hepimizin payı var" diyen Güven, özetle şunları söyledi:
"1991-1996 arasında Diyarbakır'da görev yaptım. Zor bir dönemdi. 'Keşke yaşanmasaydı' dediğimiz bir dönemde Diyarbakır'da hizmet vermeye çalışmıştım. Ben polis akademisinde tiyatro kuran insandım, ufak tefek şiirler yazardım. Diyarbakır'da ne tiyatroya gidebildim ne şiir yazabildim, ne de Ahmet Arif'i okuyabildim."
"Boşaltılan her köyün aslında geleceğimize tehdit olduğunu biliyorduk. Meçhule giden insanların herhangi bir sisteme tabi olamayacağını da biliyorduk. Geçmişi eleştirmek gibi bir olumsuzluğa girmek istemem ama bugün yaşadığımız sorunun temelinde bu var."
"Güvenlikçi yaklaşımlarıyla bu işin çözülmeyeceğini en iyi bilenlerden biriyim. 20 yıl istihbaratta görev yaptım. Hasan Cemal'in Barışa Emanet Olun kitabını okuduktan sonra arkasındaki fotoğraf bölümüne şerh düşmüştüm: 'Haklısın ama biz çok küçüktük.' Biz o zamanki sistemin hem mağduru, hem mahkûmu, hem mecburu olmuştuk."
"Bir çocuk dağa çıkıyorsa hepimizin payı var"
"Ben 2005'te Bahçeşehir Üniversitesi'nde "dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz" demiştim. Ama eline silah alıp çoluk çocuk demeden insan katleden canavarlaşmış bir teröristi de enterne edemiyorsanız devlet değilsiniz."
"Benim yitik evladım dağa çıkmış keşke ulaşabilseydim, keşke ona normal bir hayat sunabilseydim. Keşke terörize olmasına mani olabilseydim diye ağlarım. Yani her teröriste de içim ezilir."
"Bir çocuk dağa çıkıyorsa hepimizin payı var. Nasıl özeleştiri yapmayayım. Karakoldaki memurumun kötü davranmasıyla, kontrollerimde yaptığım bir aşırı güçten ötürü zaten sosyal yaşamda tutunamamış bir çocuk. Bunun kaçmasındaki sebeplerden biri de bensem... Bu toplumda bir sıkıntı varsa, bunu ortaya koymazsak nasıl çözeceğiz?"
"Tabii ki konuşacağız. Kaybettiğimiz insan çünkü. Bir evren kadar kıymetli insan. Patır patır insanlar ölüyor. Her birinin hayalleri, sevgilisi, aşkı var. İnsanları öldürüyoruz, sevgilerini öldürüyoruz, yüreklerine çim koyuyoruz."
"Tamam acı çektik ama habire yeni acılarla da bu işi sürdüremeyiz. Devlet hizmet için vardır. Önce vatan değil, önce insan. En büyük sorun annelere ve çocuklara ulaşmak." (EKN)