"Taciz iddiasıyla ilgili olarak kadının beyanını esas kabul etmeyen, soruşturma başlatmayan, KESK'in özkurullarını tanımayan, kurumun yıpratılmasına zemin hazırlayan, KESK hukukunu çiğneyen yönetim kurulu üyeleri, sorumluluktan kaçamaz. Yapacakları en dürüst iş, olayları üstlenerek istifa etmeleridir."
Eski Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) 7 No'lu Şube Başkanı Şaziye Köse, Genel Sekreter Emirali Şimşek'in bir çalışana tacizde bulunduğu ve yönetim kurulunun Şimşek'i koruyup tacizi gizlediği iddialarıyla gelişen tartışma sürecini böyle değerlendiriyor.
"KESK yeniden kurulmalı"
"Taciz söz konusu olduğunda, kadının beyanı esastır. İddiaların gerçek olmadığını ispatlama görevi, erkeğe aittir. Bu standartların gerisine düşülemez. Masumiyet karinesi ihlal edilmeden KESK'in kurulları çalıştırılmalıydı. Ancak yapılması gerekenler yapılmadı."
KESK kurucularından Köse'ye göre, KESK, bundan sonra gerçek sendikal dinamikleriyle bir mücadele programı ve örgütlenme stratejisi oluşturularak yeniden kurulmalı. Zaman geçirmeksizin 'kurucu iradeye' teslim edilmeli.
KESK'in değişen örgütlenme pratikleri
Köse, KÖSK yönetim kurulunun istifasından yana ancak önceki gün istifa eden KESK Genel Başkanı Sami Evren ile Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Gölpunar'ın da sorumluluktan muaf tutulamayacağı görüşünde.
"Genel Başkan Evren, olayı öğrendikten sonra altı ay boyunca kurumun kurullarını neden çalıştırmadı? Engellemelerle karşılaştıysa neden bu bilgiyi resmi olarak KESK kurullarıyla, bağlı sendikaların genel başkanlarıyla, KESK'li kadınlarla paylaşıp çözüm aramadı?"
Köse'ye göre, bu soruların yanıtları, KESK'in değişen örgütlenme pratiklerinde gizli:
"4688 sayılı yasanın çıkışıyla birlikte KESK kuruluş temellerini ve geçmişini inkâr etti, boş ve temelsiz beklentilerle kendini yasanın kalıplarına sığdırdı, merkezi ve bürokratik bir yapı haline dönüştü.
Üye çoğunluğunu yansıtmayan çarpık temsiliyetler, kurumsal ilişkileri dar grup içi ilişkiler arenasına çevirdi.
Bağlı sendikaların ve KESK'in genel kurulları seçme seçilme ilişkilerine kilitlendi. Sorunlara KESK'in kurullarında değil, grup kurullarında çözüm aranmaya başlandı."
Olay, halının altına süpürüldü
Köse, gelişmelerin de bu pratikleri örneklediği görüşünde:
"Olay gruplar arası pazarlıkta koz olarak kullanılmak üzere halının altına süpürüldü, kurum mekanizmaları yerine dedikodu mekanizmaları çalıştırıldı, tartışma düzeysizleştirildi, evdeki hesap çarşıya uymayınca 'Benden sonrası tufan' denildi.
Evren ve Gölpunar istifalarına 'kadınların, kadın mücadelesinin, KESK'in yarattığı değerlerin onurunu kurtarmayı' gerekçe gösteriyor.
Bu istifalar kamu emekçileri ve kadın mücadelesine yapılabilecek en büyük hakaret ve haksızlık olarak algılanmalı. Hiç kimse KESK'in ve kadınların onuruna kişisel olarak sahip çıkmasın, o onuru hala taşıyanlar ve taşıyacak olanlar, KESK mücadelesinin gerçek sahipleri, sıfatsız üyeleri var." (BB)