*Fotoğraf: KESK
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve konfederasyona bağlı Enerji, Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM), MKE fabrikalarında yaşanan patlamalar, iş cinayetleri ve özelleştirme politikalarına ilişkin basın toplantısı düzenledi.
KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil'in de katılımıyla KESK Genel Merkezi'nde yapılan toplantıda açıklamayı, KESK/ESM Genel TİS ve Hukuk Sekreteri Özkan Boğan okudu.
TIKLAYIN - Mamak'taki MKE Kapsül Fabrikası'nda patlama
"Fosfora ilk müdahale suyla yapıldı"
Boğan, 18 Temmuz'da MKE Kapsül Fabrikası'nda yaşanan patlama ve yangına ilişki şu bilgileri paylaştı:
"Ar-Ge faaliyetlerinin yürütüldüğü atölyede, üretim veya tersine mühendislik için mühimmat sökümü sırasında fosforun alev alması sonucu yangın ve patlamalar meydana gelmiştir.
Fosfora ilk müdahalenin su ile yapılması sonucunda yangın büyüyerek atölye içerisindeki diğer yanıcı, parlayıcı ve patlayıcı maddelere ulaşmış ve 4 işçi arkadaşımız yaralanmıştır.
Arkadaşlarımız halen GATA'da Yanık Ünitesi'nde tedavi görmektedirler."
"Ölen işçiler 'asli kusurlu' bulundu"
10 Haziran'da Elmadağ'daki MKE Roket ve Patlayıcı Fabrikası'nda yaşanan patlamanın hemen ardından hazırlanan bilirkişi raporunda, patlamada hayatını kaybeden iki işçinin "asli kusurlu", fabrika yetkililerinin ise "tali kusurlu" bulunduğunu hatırlatan Boğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oysaki deneyimsiz, tecrübesiz ve kâğıt üstünde eğitimler tamamlamış dense de personele işin gerektirdiği riskleri ve tehlikeleri kapsayacak yeterli eğitimin verilmediği bilirkişi raporunda da açıklanmıştır.
Hayatını kaybeden işçiler su vanasını bulamayacak kadar tecrübesiz olduğu halde 'asli kusurlu' bulunmuşlardır.
Yaşadığımız acı örneğin bir kez daha tekrar etmemesi için uyarıyoruz! Bu olayın yaşanmasına sebebiyet veren asıl yetki sahiplerini, gerçek sorumluları yargı önüne çıkarın! Faturayı en alt düzeyde çalışan ve yaralanmış emekçilere çıkarmaya çalışmaktan vazgeçin!"
"Güvenli çalışma modelinden taviz verilmemeli"
Boğan, MKE Kapsül Fabrikası gibi parlayıcı ve patlayıcı madde ile çalışılan "Çok Tehlikeli İşyeri" statüsündeki fabrikalarda iş sağlığı ve güvenliği prosedürlerine en üst düzeyde hassasiyet gösterilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Hiçbir koşulda üretim baskısı, personel yetersizliği veya uygun personelin olmaması vb. Bahanelerle güvenli çalışma modelinden taviz verilmemelidir" dedi.
KESK ve ESM olarak, MKE'nin anonim şirkete dönüştürülmesi sürecinde bu olayların yaşanacağını TBMM Milli Savunma Komisyonu'ndaki yasa görüşmelerinde dile getirdiklerini hatırlatan Boğan, şunları kaydetti:
"O dönem ESM'nin görüş ve önerilerini dikkate almayan komisyon o toplantıda pembe tablolar çizen ve MKE'nin içinin boşaltılmasında büyük rol oynayan dönemin Genel Müdürü ve Milli Savunma Bakan Yardımcısı gibi bürokratları dikkate alarak bugün yaşanan faciaların sorumlusu olmuşlardır.
Yetişmiş ve tecrübeli birçok işçi ve mühendisin kurumdan ayrılmasına neden olan yetkililerin sorumluluklarını örtbas etmeyin. MKE kurumunda yaşanan bu iki patlama bize göstermiştir ki önemli olan kurumların yapısını, statüsünü değiştirmek ya da özelleştirmek değil, mevcut zihniyeti değiştirmektir.
Sadece MKE özelinde değil şimdiye kadar gerçekleştirilen tüm özelleştirmelerde gerekli alt yapı yatırımları yapılmamış, düzenli bir personel istihdam politikası uygulanmadığı için deneyim ve tecrübe aktarımı gerçekleştirilememiş ve liyakatsiz yöneticiler eli ile kurumlar zarara uğratılarak özelleştirme politikalarına zemin hazırlanmıştır."
Boğan, özelleştirmeler eliyle sermayeye ciddi bir kaynak sağlandığını ve "sömürü politikaları"nda ısrar edildiğini belirterek, "KESK ve ESM olarak, özellikle iş kolumuz üzerinde yürütülen özelleştirme, talan ve yağma politikalarının derhal durdurulmasını talep ediyoruz" dedi.
(VC)