Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) ve Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu'na (Kamu-Sen) bağlı eğitim, belediye ve diyanet işkollarının da örgütlü olduğu 11 sendika görüşmelere katılacak.
Hükümetin kamu emekçileri için yüzde sekiz zam açıklamasına karşılık, KESK Genel Başkanı Sami Evren, dünkü basın toplantısında ekonomideki yüzde 14 büyümeden paylarına düşen oranı istediklerini söyledi.
870 bin kamu çalışanının 481 milyon ve 500 milyon arasında ücret aldığını söyleyen Evren, Kamu-Sen ve Memur-Sen ile ortak talepler konusunda anlaştıklarını açıkladı.
KESK, insanca yaşayabilecekleri ücret, grev haklarını içeren toplu sözleşme ve 940 milyon liralık temel ücret talebinde bulunacak. Sendika, iş güvencesini ortadan kaldıracak ve kamu çalışanlarını sözleşmeli yapacak kamu personel rejimi tasarısına da karşı çıkıyor.
KESK ayrıca, kira, çocuk ve eğitim yardımlarının da artırılmasını istiyor. Öğretmenler şu an 200 bin lira kira yardımı alıyor.
Bu talepleri için Ankara'ya yürüyen KESK üyeleri yarınki eylemlerinde, toplu görüşmelere katılan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası'nın (Eğitim-Sen) yarın görülecek kapatma davasını protesto edecek.
Toplu sözleşme uluslar arası hak
KESK'e bağlı ve toplu görüşmeye katılacak sendikalardan Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası'nın (Tüm Bel-Sen) Genel Başkanı Vicdan Baykara, toplu görüşmelerde anlaşma sağlanamadığı zaman nihai kararı hükümetin verdiğini, kamu çalışanlarının toplu sözleşmeyle "söz haklarını" istediğini söyledi.
"Anayasa'nın 90. maddesine göre uluslar arası sözleşmeler belirleyicidir. Türkiye'nin imzaladığı Uluslar arası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmesine göre memur sendikalarının toplu sözleşme hakkı vardır".
Baykara, kamu çalışanlarının halen olmayan toplu sözleşme, grev ve siyasete katılma hakkıyla yaşamları üzerinde söz sahibi olmak istediğini belirtti.
"Öğretmenler ekonomik sorunlarını değil, eğitimi düşünmeli"
Eğitim-Sen Bingöl Şubesi'nden Devrim Orhan Bingöl depreminden sonra yaşadığı şehirde hayat pahalılığının arttığını, öğretmenlerin bu koşullarda çalışmasının çok zor olduğunu söyledi.
"Ekonomik sorunlarını düşünen öğretmenler, öğrencilere daha iyi bir eğitim veremez. Bir çok öğretmen tatil süresini çalışarak geçiriyor."
Eğitim-Sen Kongresinde asılan "Anadilde eğitim haktır" yazılı afişler nedeniyle sekiz yönetim kurulu üyesinin sürgün edildiğini söyleyen Biçer, Eğitim-Sen'in kapatılma davasının kendilerin için önemini belirtti.
"Yerel yönetimler ve Kamu Yönetimi Temel yasası ile eğitim dahil bazı hizmetlerin yerel yönetimlere devredilmesi ve çalışanların sözleşmeli yapılmasıyla, okullarda da hükümete yakın isimlerin görevlendirilmesi kaygısı taşıyoruz."
İstanbul'da eylem
Eğitim-Sen 1 no.lu Şube Başkanı Musa Biçer yarın öğretmenlerin sevk kağıdı alarak işe gitmeyeceklerini ve saat 12.00'de İstanbul'da grevli toplusözleşme talepleri için eylem yapacaklarını duyurdu.
Biçer, ücret taleplerinin yanı sıra çalışma koşullarını da anlattı. Bulundukları bölgede, öğrenci ve öğretmenlerin deprem riski taşıyan ve güçlendirilmeyen okullarda eğitim-öğretimi sürdürdüğünü söyledi.
Eğitim-Sen'in kapatılma davası kapatılmasının da örgütlüklerini engelleme kaygısıyla temel talepleri olduğunu belirtti. (ÖG/EÜ)