Fotoğraf: Eğitim Sen / Twitter
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 4,2 milyon kamu emekçisi ile 2,2 milyon kamu emeklinin 2022 ve 2023’teki maaşlarının belirlenmesine yönelik toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin sürdüğü Ankara’ya iki koldan yürüyüş başlattı.
Edirne ve Batman’dan Ankara’ya doğru yürüyüşe geçen konfederasyon üyeleri hükümetin teklifini revize edilmesini istedi.
- Hükümetin önerisi 2022’nin birinci altı ayı için yüzde 5 artı enflasyon farkı, ikinci altı ayı için yüzde 6 artı enflasyon farkı, 2023’ün ilk altı ay için yüzde 6 artı enflasyon farkı, ikinci altı ay için yüzde 6 artı enflasyon farkı şeklindeydi.
Batman’da polis yürüyüşü durdurdu
20 Ağustos’ta Ankara’da tamamlanacak yürüyüşün Batman kolu Turgut Özal Bulvarı üzerindeki Eğitim-Sen binası önünde toplandı. Buradan Atatürk Parkı’na kadar yürümek isteyen KESK üyelerini polis atılan sloganlar nedeniyle durdurdu.
KESK Eş Genel Başkanı Şükran Yeşil Kablan’ın emniyet yetkilileriyle yaptığı müzakerenin ardından polis yürüyüşe izin verdi fakat emniyet yetkilileri, yürüyüş için slogansız izin alındığını belirterek buna uyulmasını istedi. Yürüyüş müzakerenin ardından devam etti.
"Bu sürecin gerçek yetkilisi ve iradesi bizleriz"
Atatürk Parkı’na ulaşıldığında bir açıklama yapan Şükran Yeşil Kablan, ‘Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nu antidemokratik ve kamu emekçilerinin iradesini yansıtmaktan yoksun olduğunu vurguladı.
Yeşil-Kablan “Gerçek bir toplu pazarlığa dayanmayan, oluşumundan kapsamının belirlenmesine kadar itiraz halinde devreye giren, hakem heyetinin yine hükümet tarafından belirlenmesine kadar emekçilere sadece özgürlüklerinin yok sayılması, hak taleplerinin önüne set çekilmesi olarak çıkan, grev hakkını yasaklayan bu sendika yasasını çöpe atmanı vakti çok gelmiştir” dedi. Kablan Memur-Sen'e de seslenerek konuşmasına şöyle devam etti:
"Geçtiğimiz beş dönemdir, hükümetin yüzde üçlerle, dörtlerle komik bir şekilde ifade ettiği zamların altına imza atan, hatta kimi zaman bu tekliflerin dahi altında teklif sunarak imza atan Memur-Sen’e de buradan sesleniyoruz. Gerçek yetki sizde değildir. Gerçek yetki, bu ülkede yaşayan milyonlarca kamu emekçisi ve emeklisindedir. Bu sürecin gerçek yetkilisi ve iradesi bizleriz.
"Buradan bu yetkimizi ele alarak, bu iradeye sahip çıkarak bize dayatılan yoksulluk, açlık, sefalete karşı, güvencesiz çalışmaya karşı, kamusal hizmetin ticarileştirilmesine, özelleştirilmesine karşı, kadınların yok sayılan, görmezden gelinen yaşamlarına karşı sesimizi, sözümüzü birlikte daha güçlü mücadeleyi büyüterek örgütleyerek Ankara’ya gidiyoruz.
"Buradan bir kez daha hepinizi, bütün Batman halkını ve bütün Türkiye’yi, bu haklı mücadelemizde bizlerin yanında olmaya, omuz vermeye, güç vermeye çağırıyoruz."
Bozgeyik: Bu teklifin adı sefalet teklifidir
Yürüyüşün Edirne kolu ise sabah saatlerinde şehir merkezindeki PTT binası önünde bir araya geldi. KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik burada yaptığı konuşmada bir kez daha TİS görüşmelerinde yapılan teklifin revize edilmesi gerektiğini vurguladı.
Bozgeyik "20 milyonluk devasa bir kitleye yapılan bu teklifin adı sefalet, yoksulluk, güvencesizlik teklifidir" dedi. 84 milyonluk Türkiye nüfusunun 16 milyonun açlık sınırının altında yaşadığını belirten Bozgeyik şöyle konuştu:
"Yıllardır çocukların bile inanmadığı TÜİK enflasyonuna bağlanmış düşük maaşlar, sefalet ücretlerine dönüştü. Çalışanların neredeyse yarsının asgari ücrete mahkum edildiği, ucuz emek cennetine çevrilmiş bir ülkeye dönüştü. Sofrasındaki ekmeği küçülen, güvencesiz, angarya çalışmaya mahkum edilen hep bizler olduk. Karın tokluğuna, düşük maaşlarla, sefalet ücretleri çalıştırılan hep bizler olduk. Dünyanın kıskandığını iddia ettikleri Türkiye’de, 84 milyonluk nüfusun 16 milyonuna açlık sınırı altında, 50 milyonuna yoksulluk sınırı altında bir yaşam düştü.
"Maaş-ücret artışlarımızda çay simit hesabı yapıldı"
"Bizim maaşlarımızdan, ücretlerimizden peşin peşin kesilen milyarca vergi; teşvik, yapılandırma ve af olarak sermayeye, patronlara aktarıldı. Yine bizim cebimizden alınanlar köprü, otoyol, hava limanı ve şehir hastanelerinin müteahhitlerine araç, yolcu, hasta garantisi olarak akıtıldı.
"Bizim maaş-ücret artışlarımızda çay simit hesabı yapıldı. Ama birilerine 3 maaş, 4 maaş verilmesinde hiçbir sakınca görülmedi. Hiçbir kamu emekçisi hanesi yoksulluk sınırı altında kalmasın diyoruz. Vergide adalet istiyoruz. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmasını istiyoruz. Otomotiv sektöründe bile ÖTV indirimi yapılırken bordoluların maaşlarından, ücretlerinden peşin peşin kesilen gelir vergisinin her yıl daha fazla artırılmasına artık yeter diyoruz. Maaşımızın cebimize girmeden buharlaşmasına neden olan gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesini istiyoruz."