Ülkenin dilleri bunlar ama ülkede bulunan üç televizyon da İngilizce yayın yapıyor. Sokaktaki herkes İngilizce konuşuyor, gazeteler, radyolar hep İngilizce kullanıyor.
Sömürge döneminden bağımsız Kenya Cumhuriyeti'nin kurulmasını sağlayan ise ulusal kahraman Jomo Kenyetta. Kenyetta 1963'te bağımsızlığı ilan etmiş; Kenya o zamandan beri bir cumhuriyet.
Başkanlık konutunda işkencehane
Kenyetta'yı 1978'de seçimlerde geçen başkan yardımcısı Daniel Arap Moi, 25 yıl boyunca demir bir yumrukla ülkeyi yönetmiş. Batı destekli anti-komünist diktatörlükler yaratma hesabından Kenya da nasibini almış.
25 yıllık işkence, kayıplar ve insan hakları ihlalleri tarihi 1990'larda Sovyetlerin yıkılması ile birlikte azalmış elbette, zira o tarihlerde batı ülkelerinin artık ülkeleri kontrol altında tutacak diktatörlere ihtiyacı kalmamıştı.
Ancak Nairobi'de hala o günlerin izlerini bulmak mümkün. Sokaktaki Kenyalı için şehrin tam göbeğindeki Başkanlık Ofisi mesela o kötü günlerin hatırlatan koca bir bina. Zira cunta dönemi boyunca başkanlık konutunun bodrum katı işkencehane olarak kullanılmış.
Demokrasinin restorasyonu için parti
Cunta döneminin en kanlı örgütü olarak bilinen iktidardaki KANU partisinin gençlik kolları 1990'lardan itibaren demokratikleşme isteyen muhaliflere saldırılarını arttırmışlar.
7 Temmuz 1990'da muhalif bir yürüyüş sırasında polis ve KANU kuvvetleri 20 kişiyi öldürmüş, aralarında politikacıların, insan hakları savunucularının ve gazetecilerin de olduğu yüzlerce insan gözaltına alınmış, ardından da tutuklanmışlar.
Bu gösteriye kadar tek partili rejimle yönetilen ülkede, gösteri yeni bir dönem başlatmış, çok partili düzene geçilmiş ve Jomo Kenyatta döneminin başkan yardımcısı Jamagori Öğınga Odinga Demokrasi Restorasyonu için Forum Partisi'ni (Forum for the restoration of the democracy -FORD) kurmuş.
Kendi emekli, ismi dimdik ayakta
Kuruluş aşamasında parti yasaklansa ve Odinga tutuklansa da, bir süre sonra halk baskısıyla anayasa değişmiş ve parti de legal statatüye kavuşmuş.
1990'lı yıllar Kenya'da kanlı geçti. 1998'de Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Büyükelçiliğinde patlayan bombalar 200 insanın canını aldı, 2002'de bu kez ikinci büyük kent Mombasa'daki otellere yapılan bombalı saldırılar onlarca insanın ölümüne neden oldu.
Ülkeyi yıllarca yöneten Moi ise 2001'de partisi koalisyonla hükümette kalabilince, 2002'de emekli olmaya karar vermiş. Gayet iyi bir emeklilik paketiyle giden Moi, hala Nairobi'nin pek çok yerinde ismiyle dimdik duruyor...
Yedinci Dünya Sosyal Forumu'nun yapıldığı spor merkezinin adı da Moi...
Politik tutuklu yok
Kenya'nin şimdilerde çok ciddi politik sorunları yok. 1990'ların aksine, sokaktaki insanın söylediğine göre hapiste hiç politik tutuklu yok.
Ancak açlık ve ekonomik dengesizlik özellikle hırsızlıkta ciddi artışlara neden olmuş. Hapishanelerdekin büyük bir çoğunluğu hırsızlık ve şiddet nedeniyle içeride.
Nairobi, Afrika'nın en tehlikeli kenti olarak kabul ediliyor. Otellerde her katta bir güvenlik görevlisi var.
Bakkala silahlı koruma
Otelinizin hemen karşısındaki bakkala bile gitmek isteseniz, yanınıza silahlı korumalar veriliyor. Dükkanların kepenk sistemleri alışık olduklarımızın çok dışında, her dükkanın en az üç kat kepengi var.
Ülkenin en ciddi sorunu AIDS elbette. Kayıtlı HIV'li nüfus yüzde 15 civarında ancak kayıtsız olan grupla ilgili herhangi bir tahmin yok. Seks işçisi kadınlar özellikle lüks otellerin barlarında ve lokantalarında batılı erkeklerle birlikte oluyorlar. Kenya batı için tıpkı Tayland gibi...
Şehir hava karardıktan, karanlık çöktükten sonra tam bir hayalet kent haline geliyor. Sokaklarda yürüyen birini görmek mümkün olmuyor.
Otelimizin hemen yakınındaki bir parka gitmek istediğimizi söylediğimizde cevap basit: Asla...
Şilin kıymetleniyor
Nairobi Afrika'nın en yoksul kentlerinden, aynı zamanda da en kalabalık. İnsanlar iş çıkışlarında dolmuşa binmek için birer kilometrelik kuyruklar oluşturuyorlar.
Bütün yoksulluk ve çaresizliğe rağmen son bir iki yıldır umut verici gelişmeler var.
Öncelikle Kenya Şilini dolar karşısında çarpıcı bir şekilde değer kazanmış. Kenya'da ortalama yıllık gelir 350 dolar. Geçen seneye kadar 300 dolar civarındaymış, ekonomideki iyileşme gelire de yansımış.
DSF'yle gelen ekonomik hareketlilik
Ama yine de Dünya Sosyal Forumu Kenya için ciddi bir mali gelir. 10 bin kişinin yurtdışından geldiği hesap ediliyor, girişte alınan 50 dolar hesaplanırsa bir anda 500 bin dolar gelir demek.
Ayrıca forum için gelenler şehrin turistik hayatını da, gündelik hayatını da canlandırmış durumdalar.
Normalde 5 dolara gidebileceğiniz yerlere taksiyle ancak 20 dolara gidebiliyorsunuz. Yemek fiyatları da, ulaşım da, kahve de pahalılaşmış durumda.
Ama şehir o kadar yoksul ki, itiraz bile edemiyorsunuz... (ÇM/BA/EÜ)