Cumartesi Anneleri/ insanları kayıplarının akıbetinin ortaya çıkarılıp faillerinin yargılanması talebiyle 425. kez Galatasaray Meydanı’ndaydı.
17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası’na gelen bu haftaki oturmada kayıp yakınlarından Hüsamettin Yaman’ın ağabeyi Feyyaz Yaman, Nihat Aydoğan’ın eşi Halime Aydoğan, Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren ve Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız söz aldı.
"Kemikler analara ulaşmadan topraklarda barış yeşermez"
Yaman, “Cennet annelerin ayakları altında denilen retoriğin üzerinde anaların ağlatıldığı bir coğrafyada konuşuyoruz” diyerek sözlerine başladı:
“Bu coğrafyanın her toprağının altından kemikler fışkırır, bu coğrafya ölüm tarlası haline geldi. Çıkarılan kemikler analara kovuşmadan, adaletle hesap verilmeden bu topraklarda ütün, barış, huzur yeşermez. Gerçek anlamda barıştan söz etmek için bu sorunla yüzleşmek zorundayız.”
Medyanın kayıp yakınlarının sözlerine yer vermemesine tepki gösteren Aydoğan şöyle konuştu:
“Ben ‘94’ten beri eşimi arıyorum. Ondan vazgeçtim kemiklerimi istiyorum. Biliyoruz hayatta değil. Kemikleri versinler, mezarımız olsun. Kemiklerden de mi korkuyorlar?”
Galatasaray Meydanı’nda polisin coplu saldırısı sonucu beyin kanaması geçirdiğini belirten Aydoğan “Devlet istediğimizi yapmaya mecbur. Başbakan ‘barış yapacağım’ diye konuştu, Amerika’ya gitti. Ne yapıyorsun orada? Gel, içerideki sorunları çöz. Duymuyor musun? Sağır mısın?”
Eren, 425 haftadır burada olmalarının amacını açıkladı: “Burada olmamızın tek amacı tarih boyunca devletin kolluk güçlerince alnıp bilerek ve isteyerek işkence tezgahlarından geçirilip kaybedilen yakınlarımızın akıbetini öğrenmek, faillerinden hesap sorulmasını sağlamak.”
Yıldız ise “Devlet mezarları vermiyor ama Hasan Ocak’ın ailesi bu meydanı bize miras bıraktı” dedi.
"Gerçek demokrasi iradesi, geçmişle yüzleşme iradesidir"
İnsan Hakları Derneği Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına Cumartesi İnsanları’ndan Ümit Efe’nin okuduğu açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“İçinde bulunduğumuz Uluslar arası Gözaltında Kayıplar Haftası’nda dünyanın farklı ülkelerinde kayıplar gerçeğine dikkat çekiliyor. Türkiye dünyada gözaltında kaybedilme suçunu sistematik işleyen ülkelerden biri olarak biliniyor.
“Kayıp aileleri üzerindeki sistematik zulüm, kayıpların failleri açıklanmayarak, failler korunarak bugün de devam ediyor.
“Kayıplarımızın akıbeti açıklanıncaya, failleri yargılanıp adilce cezalandırılana dek her cumartesi Galatasaray’dan, Diyarbakır Koşuyolu’ndan, Batman’dan Cizre’den sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.”
“Bir kez daha yönetenlere sesleniyoruz; geçmişin bütün hukuksuzluğunu, toplumsal belleğin unutkanlığına havale ederek, demokratik bir devlet ve toplum yaratmak imkansızdır. Gerçek bir demokrasi iradesi aynı zamanda geçmişle yüzleşme ve sorumluları yargı önüne çıkarma iradesidir.” (BK)