Referanduma bir hafta kala 11 Mart 2017’de yazdığı “Elveda Anayasa” (Bursa, Ekin, 2017) isimli eleştiri kitabıyla anayasa değişikliği teklifini analiz eden Prof. Dr. Kemal Gözler, son bir ay boyunca edindiği gözlemleri aktardı.
Makalenin başlığı “Referandumdan Önce Son Gözlemler".
Anayasa hukuku alanının önemli isimlerinden biri olan Kemal Gözler, anayasa.gen.tr adlı sitesinde yayınladığı makalesinde gözlemlerini sekiz soru altında ele alıyor.
Sorular şöyle:
1. Referandum mu, Plebisit mi?
2. Serbest ve Adil Bir Tartışma Ortamı Var mı?
3. Kaliteli bir Tartışma Ortamı Var mı? Tartışma Kimler Arasında Dönüyor?
4. “Dürüst” bir tartışma var mı?
5. Serbest bir tartışma ortamı neden gerekli?
6. Ne tartışılıyor?
7. Sistem nedir?
8. “Oy” ne anlama gelir?
Kemal Gözler’in en çarpıcı yorumu ilk soru altında aslında neyi oyluyoruz sorusunu yanıtladığı bölüm.
Otobüs benzetmesi
Şöyle diyor Gözler:
“Hükûmet sistemi bir otobüse benzetilebilir. Yolcularının Türk halkı olacağı bir otobüs. Şimdi bu otobüsü tasarlıyoruz. Otobüsün sürücüsünü daha sonra seçeceğiz. Referandumda oylanacak şey, bu otobüsün mühendislik projesi; otobüsün sürücüsü değil.
Referandum döneminde yapılan tartışmanın otobüsün projesi üzerinde dönmesi gerekir. Otobüsün sürücüsünü sonra seçeceğiz. Otobüsün gelecekte de şimdiki sürücü tarafından sürüleceği kesin değil. Zaten sürücü olarak şimdiki sürücü tekrar seçilse bile, otobüs bir beş yıl daha aynı sürücü tarafından sürülecek. Daha sonra yeni bir sürücü seçeceğiz. Sürücüleri beş yıl için seçiyoruz. Ama otobüsü onlarca ve belki ABD’de olduğu gibi yüzlerce yıl çalışacak şekilde tasarlamamız gerekiyor.”
Kemal Gözler’in gözlemlerinden dikkat çekici bölümler şöyle:
“TV’lerde tek taraflı evet propagandası”
“Türkiye’de sadece serbest ve adil bir tartışma ortamı değil, aynı zamanda kaliteli bir tartışma ortamı da yok. Televizyonlardan çoğunlukla duyduğumuz şey, “Evet” oyu lehine ehliyetsiz kişiler tarafından yapılan, içinde yanlış bilgilerin de bulunduğu, tek taraflı bir “Evet” oyu propagandasından ibaret.”
“Telafisi güç yaralar”
Sosyal bilimlerin laboratuvarı yok. Hükûmet sistemleriyle ilgili bir iddianın doğruluğunu, suyun 100 derecede kaynayacağı iddiasının ispatında olduğu gibi, laboratuvar ortamında deney yaparak ispatlayamayız. Hükûmet sitemiyle ilgili bir fikrin doğru olup olmadığı nihaî tahlilde bu sistem uygulandıktan ve üzerinden yıllar geçtikten sonra anlaşılır. Bu durumda ise iş işten çoktan geçmiş olur. Toplum ve devlet, telafisi güç veya imkansız zararlar almış olur.
“Anayasa değişikliğiyle alakasız şeyler tartışılıyor”
"Referandum tartışması bazen Anayasa değişikliğiyle tamamıyla ilgisiz konular üzerinden yapılıyor. Örneğin bu tartışma birkaç hafta önce, bir Türk Bakanın Hollanda’da konuşmasına izin verilmemesi ve Hollanda’dan çıkarılması olayı üzerinden yapıldı ve bu olaydan “Cumhurbaşkanlığı sistemi” lehine argümanlar üretilmeye çalışıldı. Ben dış politikayla ilgili bir olayın, nasıl olup da hükûmet sistemi sorunuyla ilgili olabileceğini anlamış değilim. Böyle bir kriz, şu an parlâmenter sistem olmamızdan mı kaynaklanmıştır? Yarın Cumhurbaşkanlığı sistemi olunca böyle bir olay gerçekleşmeyecek midir? Cumhurbaşkanlığı sistemi, parlâmenter sistemde olmayan hangi mekanizmasıyla böyle bir olayın gerçekleşmesini engelleyecektir?"
“Nutuk” ve “Abdülhamit dizisi”
"Abdülhamit dizisiyle “Evet” oyu propagandası yapmak nasıl mantık dışı bir şey ise, Nutuk ile “Hayır” oyu propagandası yapmak da o kadar mantık dışıdır."
“Hiçistan sistemi”
“…ben başkanlık sistemine karşı olan birisi değilim. Türkiye’de parlâmenter hükûmet sistemi beğenilmiyor ise, yapılması gereken, başkanlık sistemine geçilmesidir; “Cumhurbaşkanlığı sistemi” adı altında eşi benzeri görülmemiş bir “Hiçistan sistemi”ne değil!” (HK)
* Makalenin tümünü okumak için: Kemal Gözler, “Referandumdan Önce Son Gözlemler”, http://www.anayasa.gen.tr/son-gozlemler.html (Konuluş Tarihi: 7 Nisan 2017).