Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Ekim'de Kürtçe savunma talepleriyle başlayan ve tartışması 11 Kasım'a kadar süren 151 sanıklı Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Türkiye Meclisi ana davasını ele almaya 13 Ocak'ta devam edecek.
7 bin 578 sayfalık iddianamede 103'ü tutuklu, 151 şüpheli hakkında 15 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezaları isteniyor. Zanlılar, "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak", "terör örgütü üyesi ve yöneticisi olmak, "terör örgütüne yardım ve yataklık etmekle" suçlanıyor. 104 tutuklu sanığın bir kısmı yaklaşık 21 aydır cezaevinde bulunuyor.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), hukuka aykırı bulduğu Diyarbakır KCK Davası'nın ülkenin birçok yerinde görülen KCK Davalarına kaynaklık ettiğini bildirdi.
KCK adı altında yapılan operasyonlarla kapatılan Demokratik Toplum Partisi (DTP) ve BDP'nin tüm siyasal faaliyetlerinin ceza soruşturmalarının hedefi haline getirildiğini savunan BDP yetkilileri, "Ülkenin demokratikleşmesi, Kürt sorununun çözümü, yargının adalet eksenli faaliyet yürütmesi, hükümetin veya hükümet temsilcilerinin vicdanına bırakılamayacak kadar önemlidir. Bu konuda herkesin yapabilecekleri vardır. Ülke geleceğinin karartılmaması için kamuoyunun soruna duyarlı olması elzemdir" şeklinde açıklama yaptı.
BDP, bugün itibariyle Şırnak, Batman (2), Mardin, Van, Adana (2), Mersin, Gaziantep, İzmir'de açılan KCK davalarının halen sürdüğünü, Siirt'te girişilen tutuklananlarla ilgili sekiz aydır dava açılmadığını duyurdu; Kars'taki operasyonda bütün il yönetiminin tutuklandığını ancak burada da henüz iddianame çıkmadığını bildirdi.
İddianamede, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in "terör örgütüne üye olmak", "Gösteri ve Yürüyüş Kanunu'na muhalefet" ve "terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından 36.5 yıla kadar hapsi istendi.
KCK'nın kapatılan DTP'nin bazı milletvekillerine talimat verdiği, Baydemir ve diğer bazı belediye başkanlarını sorguladığı; bunun sonucunda bazı başkan ve meclis üyelerinin "kınama", "uyarı" veya "uzaklaştırma" cezaları aldıkları ileri sürüldü.
Davada yargılananların önemli bir kesimini 1980 ve 90'lı yıllarda ağırlıklı olarak "PKK'li olmak" ve "PKK ile bağlantılı olmak" iddiasıyla uzun yıllar cezaevinde kalmış olanların oluşturduğuna dikkat çeken BDP, Demokratik Özgür Kadın Hareketi'nin (DÖKH), yasal ve meşru çalışmalarında yer almış, kadına yönelik ayrımcı uygulama ve davranışların ortadan kaldırılması için çaba harcayan kadınlar, Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) kurucuları, eş başkanı, divanı, yönetici ve çalışanlarının yargılananlar arasında olduğunu bildirdi.
BDP, "halkın ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş" toplam DTP ve BDP'li 22 eski ve yeni belediye başkanının davanın sanığı olduklarını, 14'ünün tutuklu, 8'inin de tutuksuz yargılandığını açıkladı.
Ayrıca, Muharrem Erbey gibi İnsan Hakları Derneği yetkilileri, avukatlar, akademisyenler, sivil toplum örgütlerinin başkan, yönetici ve üyeleri, sendikaların üye ve çalışanları, yerel TV yöneticisi ve gazete çalışanları, yerel, kültürel ve çevreci dernek yönetici ve çalışanları, mahalle, belde, ilçe ve il meclis üyeleri ve çalışanlarının oluşturduğunu kaydetti. (EÖ)