Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Türkiye Meclisi davasının bugün görülen 17. duruşmasında Kürtçe savunma talepleri yine reddedildi. Kürtçe konuşmak isteyen sanıklar susturuldu, "Sanıkların Kürtçe olduğunu düşündüğümüz dilde savunma yaptığı görülmüştür" denerek mikrofonlar kapatıldı.
bianet'e konuşan sanık avukatı Meral Danış Beştaş, Kürtçe savunma talebinin reddedilmesine "Ortada bir yargılama yok, mahkeme şeklen devam ediyor" diye tepki gösterdi.
"Kürtçe konuşacaksanız mikrofon da yok"
"Bugün de maalesef yine Kürtçe savunma yapma talepleri reddedildi, Kürtçe konuşulmasına izin verilmedi. 'Kürtçe konuşacaksanız mikrofon yok' diyerek mikrofon da verilmedi."
Beştaş, "bu noktadan itibaren bir yargılamadan bahsetmenin mümkün olmadığını, savunma hakkından yoksun bırakıldıklarını" ifade etti.
"Mahkeme bu noktada tıkandı. Usul kurallarına uyulmadığı sürece buna yargılama denilemez. Mahkeme, ulusal ve uluslararası hukuk kurallarını hiçe sayıyor. En kutsal hak olan anadilde savunma hakkı yok sayılıyor. Siyasilerin yapamadığını yargı eliyle yapıyorlar. Mahkeme bu hakkı bir an önce tanımalıdır."
"Kürtçe olduğu tahmin edilen dil"
Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar da "Bugünkü duruşmada da yeni bir şey olmadı. Mahkeme Başkanı 'Sanıklar Kürtçe olduğu tahmin edilen dilde konuştu' diyerek Kürtçe savunmaya izin vermedi" diye konuştu.
Aktar, sanıkların Kürtçe savunma taleplerinin reddedildiğini Türkçe'ye tercüme ettiklerini, bu kararın zabıtlara geçirilerek Kürtçe yasağının delindiğini söyleyerek, "mahkemenin Kürtçe'ye direncinin bir anlamı olmadığını" ifade etti.
Aktar, 28 Ocak'ta tahliye beklentisinin olup olmadığı sorusuna, "Gelecek duruşmada tahliye olursa herkes bunu bir aklama gibi düşünecek. Çünkü Türkiye'de herkes tutukluluğun bir cezalandırma olduğunu düşünüyor. Mahkeme de böyle baktığı için iş zorlaşıyor. Biz tabi ki her duruşmada tahliye bekliyoruz" diye cevapladı.
21 aydır cezaevindeler
Aralarında İnsan Hakları Derneği (İHD) yöneticileri, avukatlar, akademisyenler, sivil toplum örgütü ve sendika üyeleri, yerel TV yöneticisi ve gazete çalışanlarının da olduğu sanıklar "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak", "terör örgütü üyesi ve yöneticisi olmak, "terör örgütüne yardım ve yataklık etmekle" suçlanıyor.
7 bin 578 sayfalık iddianamede 104'ü tutuklu, 151 şüpheli hakkında 15 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezaları isteniyor. Zanlılar, "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak", "terör örgütü üyesi ve yöneticisi olmak, "terör örgütüne yardım ve yataklık etmekle" suçlanıyor. 104 tutuklu sanığın bir kısmı yaklaşık 21 aydır cezaevinde bulunuyor. (AS/EÖ)