46 Kürt gazetecinin yargılandığı “KCK Basın Davası”, Çağlayan’da bulunan İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. İddia makamı, esas hakkında mütalaa sunmak için dosyanın kendilerine tebliğ edilmesini talep etti.
Kılıç: Türkiye AİHM'e cevap vermiyor
Dihaber’in haberine göre, duruşmada konuşan avukat Özcan Kılıç, hukuken sıkışık bir dosya olduğunu ifade ederek, “AİHM’in istediği cevaplara hükümet yanıt veremiyor” dedi.
Zincir: Dava bizim için yeni başlıyor
Avukat Sinan Zincir ise, Fethullah Gülen cemaatine yönelik yapılan operasyonlarda gözaltına alınan ve tutuklanan davanın hakim ve savcılarına atıfta bulunarak, “Dosyadaki hukuksuzluklar ortaya çıkarılmadan savcının mütalaa sunmaya çalışması kabul edilir değildir. Bu dava bizim için daha yeni başlıyor” diye konuştu.
Tunç: Eşitlik istiyoruz
Avukat Kadir Tunç da, “Bütün davaların kumpas olduğu öne sürüldü. Tüm davaların kumpas olduğu bir yerde Kürtlerin yargılandığı davalar kumpas neden olamıyor. Burada bir eşitlik olmalı. Eşitlik talebinde bulunuyoruz” dedi.
Kaplan: Eski savcıların toplandığı delillerle yargılama zor
Davada tutuksuz yargılanan gazeteci Çağdaş Kaplan “Daha önce var olan savcı ve hakimlerin topladığı delillerle yargılama yapılması zor. Kaçarken yakalanan davanın yürütücüleri bu davalarla kendilerini kurtarmaya çalışıyor. Bu haliyle bu davanın devam etmesini anlayamıyoruz” diye konuştu.
Kırkaya: Hukuki olmadığını söylemiştik
Gazeteci Kenan Kırkaya ise savunmasında şunları söyledi:
“Bunun bir hukuki yargılama olmadığını söyledik. Biz ilk söylediğimizde dikkate alınsa idi 15 Temmuz darbe girişimi olmazdı. Biz bir kumpasın olduğunu söyledik. Bunların bizim ile ilgili topladığı deliller nasıl geçerli olacak. Siz bunların hazırladığı iddianame üzerinden nasıl bizi yargılayabilirsiniz. Bir 'terör örgütünün' hazırladığı bir iddianame üzerinden nasıl bizi yargılayabilirsiniz. Bizim hakkımızda dosya hazırlayanlar bugün 'terör örgütü' üyesi olarak yargılanıyor. Bu işin sonu kötüye gidecek dedik. Biz haklıyız. Bu davayı sürdürmek ahlaki ve vicdani de değildir. Anayasa Mahkemesi de bu yargılamanın hukuksuz olduğunu biliyor ve topu taca atıyor. Sayın savcı neyin üzerinden mütalaa hazırlayacaksınız. Avukatlarımız konuşturulmadı, biz konuşturulmadık.”
Kırkaya’nın savunmasını yarıda kesen mahkeme başkanı, “Savcı mütalaa vereceğini söyledi. Nasıl bir mütalaa vereceğini bilmiyoruz. Belki de sizin lehinize bir mütalaa verir. Yargılamanın artık bitmesini istiyoruz. Siz de böyle istemiyor musunuz?” diye sordu.
Bunun üzerine savunmasına devam eden Kırkaya, “Bizim derdimiz erken ya da geç bitmesi değil. Bizim isteğimiz adil bir yargılama yapılmasıdır” diye konuştu.
Kırkaya’nın savunmasının ardından mahkeme heyeti, duruşmayı 20 Haziran gününe erteledi.
KCK Basın Davası
2011’in Aralık ayında Dicle Haber Ajansı, Özgür Gündem, Azadiya Welat, Demokratik Modernite ve Fırat Dağıtım gibi Kürt basınına yönelik yapılan operasyonda 46 çalışan gözaltına alınmış 32’si tutuklanmıştı.
Yaptıkları röportajlar, çektikleri fotoğraflar, takip ettikleri basın açıklamaları, notları, haber kaynakları ile konuşmaları ve telefonlarında bulunan haber kaynaklarının isimlerine kadar birçok gazetecilik faaliyeti iddianamede suç delili olarak yer aldı. 32 tutuklunun 17’si iki yıl süren yargılama boyunca tahliye edilirken geriye kalan tutuklular ancak ÖYM’ler kaldırıldıktan sonra tahliye olabildi.
İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi Şubat’ta Mazlum Özdemir, Seyhmus Fidan, Hüseyin Deniz, Nevin Erdemir, Semiha Alankuş, Kenan Kırkaya, M. Emin Yıldırım ve Haydar Tekin'in tutuklu kaldıkları süre ve mevcut delil durumunu dikkate alarak serbest bırakılmasına karar verdi.
Ardından Haziran ayında da gazeteciler Mikail Barut, Nurettin Fırat, Ertuş Bozkurt, Turabi Kişin, Ramazan Pekgöz, Yüksel Genç ve Davut Uçar hakkında tahliye kararı çıktı. Gazetecilerin tümü serbest kalırken gazeteci Mikail Barut hakkında başka bir davadan hüküm bulunduğu gerekçesiyle serbest bırakılmadı. (EA)
Fotoğraf: Gazete Karınca