46 gazetecinin tutuksuz yargılandığı KCK basın davasında dava kapsamında yargılanan gazetecilerin yargılandıkları tüm dosyaları istemesine yönelik kararına tepki gösteren avukat Gülizar Tuncer, mahkeme başkanı Hakan Türkön tarafından salondan çıkarıldı.
Davaya 27 Nisan’da devam edilecek.
İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edilen davada yargılanan gazetecilerden Hüseyin Deniz ve Çağdaş Ulus ve avukatları hazır bulundu.
Önce gelen evrakların okunduğu duruşmada, dava dosyasına KCK operasyonlarını yapan eski İstanbul TEM Şube Müdürü Yurt Atayün'ün yargılandığı davanın iddianame ve duruşma zabıtları da eklendi.
Evrensel’in haberine göre duruşmada söz alan avukat Gülizar Tuncer, mahkemenin dava kapsamında yargılanan gazetecilerin yargılandıkları tüm dosyaları istemesine yönelik kararına tepki gösterdi.
Mahkemenin birleştirme amacıyla hareket etmediğini savunan Tuncer, “Sizin isteme nedeniniz dava dosyalarının buraya getirilerek kanaat oluşturma. Tüm dosyaları zaten UYAP sisteminde görebiliyorsunuz. Önceki soruşturma ve kavuşturmaların toplanmasını hukuka aykırı buluyoruz” dedi.
Mahkeme savunma avukatını konuşturmadı
Mahkeme başkanı Hakan Türkön “Bu şekilde savunma yapamazsınız. Sizi men ederim” diyerek Tuncer’in sözünü kesti. Tuncer’in “Siz benim savunmamı kesemezsiniz" demesi üzerine mahkeme başkanı Türkön “Sizi dışarıya çıkarırım” yanıtı verdi.
Tuncer, “Ne demek men ederim? Güvenlik devleti oluştu. ‘Men ederim’ de yeni çıktı. Böyle bir saçmalık olmaz. İstediğim gibi savunma yaparım. Çıkartırım diye tehdit ediyorsunuz. Ben sizi protesto ediyorum. Savunma hiçe sayıldı yargı organlarında. Siz herkesi men edemezsiniz. Savunmaya saldırıdır bu” dedi.
Tuncer, mahkeme başkanı Türkön’ün konuşturmaması üzerine salondan çıktı.
Daha sonra söz alan avukat Özcan Kılıç, Tuncer’in susturularak salondan çıkarılmasına tepki göstererek, “Zaten kararı siz vereceksiniz biz sadece fikir beyan edeceğiz. Sizin dosyanızda yeterince bilgi belge var. Siz soruşturma makamı değilsiniz” dedi. Kılıç daha sonra gazetecilerin yurt dışı yasağının kaldırılmasını istedi.
Dava 24 Nisan'a kaldı
Savcı, eksik hususların giderilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, dava kapsamında yargılanan gazeteci Çağdaş Ulus'un eşinin pasaportunun “FETÖ/PYD” kapsamında iptal edilmesi üzerine, davanın “PKK/KCK” kapsamında açıldığı ve bu durumun İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bildirilerek, pasaport iptalinin yeninden değerlendirilmesine karar verdi.
Mahkeme heyeti, duruşmaya gün vermeden önce savcıya dönerek, “150'ye yakın dosya var. Ona göre gün verelim. 3 ay yeter mi” diye sordu. Savcının “Yeterli olabilir” demesi üzerine mahkeme başkanı “164 klasör var. Her klasör için bir gün verirsek 164 gün sürer” dedi ve yargılamayı 27 Nisan’a erteledi.
KCK Basın Davası
2011’in Aralık ayında Dicle Haber Ajansı, Özgür Gündem, Azadiya Welat, Demokratik Modernite ve Fırat Dağıtım gibi Kürt basınına yönelik yapılan operasyonda 46 çalışan gözaltına alınmış 32’si tutuklanmıştı.
Yaptıkları röportajlar, çektikleri fotoğraflar, takip ettikleri basın açıklamaları, notları, haber kaynakları ile konuşmaları ve telefonlarında bulunan haber kaynaklarının isimlerine kadar birçok gazetecilik faaliyeti iddianamede suç delili olarak yer aldı. 32 tutuklunun 17’si iki yıl süren yargılama boyunca tahliye edilirken geriye kalan tutuklular ancak ÖYM’ler kaldırıldıktan sonra tahliye olabildi.
İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi Şubat’ta Mazlum Özdemir, Seyhmus Fidan, Hüseyin Deniz, Nevin Erdemir, Semiha Alankuş, Kenan Kırkaya, M. Emin Yıldırım ve Haydar Tekin'in tutuklu kaldıkları süre ve mevcut delil durumunu dikkate alarak serbest bırakılmasına karar verdi.
Ardından Haziran ayında da gazeteciler Mikail Barut, Nurettin Fırat, Ertuş Bozkurt, Turabi Kişin, Ramazan Pekgöz, Yüksel Genç ve Davut Uçar hakkında tahliye kararı çıktı. Gazetecilerin tümü serbest kalırken gazeteci Mikail Barut hakkında başka bir davadan hüküm bulunduğu gerekçesiyle serbest bırakılmadı.
ÖYM'lerin kapatılmasının ardından gazeteciler, davanın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvursa da mahkeme AYM sonucunu beklemeden yargılamaya devam etti.
Yargılanan gazetecilerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5’inci (özgürlük ve güvenlik hakkı), 3’üncü (işkence yasağı), 10’uncu (ifade özgürlüğü) ve 1’inci (insan haklarına saygı yükümlülüğü) maddeler üzerinden AİHM’e başvuru yaptı. AİHM süreci devam ediyor. (EA)