*Kadınlar, kararı alkışlar eşliğinde birbirine sarılarak kutladı.
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği (KCDP) hakkında açılan kapatma davasının dördüncü duruşması bugün 13. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görüldü.
Dernek, "Aile mefhumunu yok saymak, aile yapısını parçalamaya çalışmak, kadın haklarını savunma kisvesi altında ahlaksız faaliyetler yürütmek" gibi iddialar üzerine "kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürütmek" suçlamasıyla karşı karşıyaydı.
Kimlik tespitlerinin ardından saat 11.00'de başlayan duruşmada KCDP'nin kapatılmasına dair açılan dava reddedildi. Kararın ardındın kadınlar duruşma salonunda "Kadın cinayetlerini durduracağız" sloganları attı.
Duruşmayı, İnsan Hakları Vafkı'ndan avukat Polat Yomaner, İfade Özgürlüğü Derneği avukatı, İstanbul Barosu ve Türkiye Barolar Birliği Kadın Hakları Merkezi'nden avukatlar, erkek şiddeti sonucu öldürülen kadınların yakınları da takip etti.
"Devletin desteğini görmedim"
Duruşmada ilk olarak erkek şiddeti sonucu ablası öldürülen Elif Nur Ertürk konuştu:
"Ece Ertürk'ün kardeşiyim. Ablam çok vahşi bir şekilde katledildi. Biz bu süreçte ilk olarak Platformdan destek gördük. Kimi zaman kendi avukatlarımızdan yardım görmedik, buradaki avukatlardan gördük. Ablamı dört kere bıçaklayan katil, bıçaklarken ablamın sesini bize dinletti. Ben devletin desteğini görmedim. Bu Platformun kapatılmak istenmesi benim çok canımı yakıyor. Bu Platform'un kapatılmasını değil, desteklenmesini talep ediyorum."
"Platform desteklenmeli"
Tuğba Can da şöyle dedi:
"Annem öldürüldüğünden beri Platform bizimle ilgilendi. Aile gibiler. İlk kez kendimi yalnız hissetmedim. 'Asla yalnız yürümeyeceksin' dediler, gerçekten yalnız yürümedim. Dava sürecimizde de yanımızda oldular. Bu Platformun kapatılmasından ziyade desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Sesimiz duyulsa belki bu tarz olaylar gerçekleşmez. Öyle bir ceza getirilsin ki bir erkek kadınları öldürmek değil, incitmek dahi istemesin."
"Platformun manevi desteği ile ayaktayım"
Sonrasında erkek şiddeti ile öldürülen Gülşah Kurban'ın annesi Nuray Çalayır konuştu:
"Kızım öldürüldüğünden beri ben 10 yıldır ayaktayım. Platformun manevi desteği ile ayaktayım. Platformu bulmasaydım belki ben de öksüz kalacaktım. Yalnız kalacaktım. Koruma kararı varken öldürüldü benim kızım. Platform'dan aldığım destek beni ayakta tuttu. Böyle bir desteği kadınlardan esirgemeyin."
Daha sonra erkek şiddeti sonucu öldürülen Fatma Düzkan Özkan'ın annesi Nursel Uyar söz aldı:
"Biz Platformdan destek gördük. İnanın arkamızda hakkımızı arayan başka kimse yok. Platformumuzun kapatılmasını istemiyoruz. Sonuna kadar destek çıkıyoruz."
"Platform sesimize ses oldu"
Gökay Şengül de şöyle dedi:
"Öldürülen Fatma Şengül'ün oğluyum. Platform sayesinde 18 sene haksız tahrik indirimi alan katil müebbet cezası aldı. Platform sesimize ses oldu. Halen daha bize destek sunuyorlar. Platformun kapatılmasını istemiyoruz."
Erkek şiddeti ile öldürülen Gülay Yaşar'ın ablası Esra Yaşar da "Platform en başından beri yanımızda. 13, 14 yıldır yanımızdalar. Maddi manevi yanımızdalar. Bir evlat kolay yetişmiyor. Platformun kapatılmasını değil, desteklenmesini istiyoruz."
Duruşmada son beyanlar alındı. Platformun temsilcilerinden Gülsüm Önal söz aldı:
"Eşit ve özgür yaşayacağız"
"Mantığa davet etmek istiyorum. Bize açılan davada büyük bir mantıksızlık görüyoruz. Burada hepimizi aşan bir şey var, o da fikirler. Eşit ve özgür dünya kurma fikridir. Öyle de olsa, böyle de olsa bu fikir yaşayacak. Bu fikir hep yaşayacak. Eşit ve özgür dünyamızı kuracağımıza inanıyorum."
Dernek Genel Sekreteri Fidan Ataselim de şöyle dedi:
"Hakkımızda açılmış olan kapatılma davası tamamen hukuksuzdur. Kanuna aykırı faaliyet yürüttüğümüz iddia ediliyor. 6284'ü uygulatmaya çağırıyoruz. Adalet sistemine olan güven sarsılmış durumda.
"Biz bugün bu salondan adalet hakkında bir umut görerek ayrılmak isteriz, fakat bu davanın bir o kadar da politik amaçlarla açıldığını düşünüyoruz. Zamanlaması da çok ortada. Kadın hareketini sindirmek ve korku salmak üzerine açılan bir dava bu. Çıkacak olan karar her ne olursa olsun mücadelemizden bir şey götürmez. Bizim mücadelemiz açısından bu mahkemeden hangi karar çıkarsa çıksın biz kararlıyız. Kadın cinayetlerini durduracağız. Biz sadece bir büro ya da kapı değiliz; biz sizleriz sevgili dostlarım. Bunda kararlıyız."
Platformun avukatlarından Esin Yeşilırmak da şunları söyledi:
"Biz bir kadın derneğiyiz. İki çok önemli eylem planımız var zaten. 8 Mart ve 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele günü. Bu mitinglere katılmamız çok doğal. Yaptığımız şeyler kadının ve LGBTİ+'ların özgürlüğü kısıtlandığında hemen sokağa çıkıyoruz. Biz bu şekilde diğer derneklerle birlikte mücadele ediyoruz."
"Davanın reddini talep ediyoruz"
Derneğin kapatılmasını isteyenlere de dikkat çeken Yeşilırmak şöyle devam etti:
"Derneği şikâyet edenlere bakınca nafaka ödemeyenleri, şiddet faili olduğunu görüyoruz. Bu bize ayıp değil. Bu buradaki ailelere yapılan bir ayıp. Biz bu davanın reddini talep ediyoruz."
Sonrasında avukat İpek Bozkurt konuştu, şöyle dedi:
"Örgütlenme özgürlüğü var. Anayasa Mahkemesi'nin kararları var. 'İfade özgürlüğünü kısıtlamayın' diyor AİHM kararları. Siz bu Platformu kapatarak bu kadınları sessizleştirmek mi istiyorsunuz, görünmez mi kılmak istiyorsunuz? Siz buna karar vereceksiniz. Erkek sanıklara verilen indirimleri biliyoruz."
"Duruşma salonlarına gelmeyen erkeklere dahi verilen 'pişmanlık indirimi'ni biliyoruz. Biz kadının adalete erişimini zorlaştıran sisteme karşı mücadele ediyoruz. O yüzden sesimiz gür çıkıyor. Eğer bu mahkeme kapatma kararını kabul ederse Anayasa Mahkeme kararlarını ve AİHS'in ilgili maddelerini ihlal etmiş olacak. Usulsüz hazırlanan bir dosya ile karşı karşıyayız. Bizim platformumuz bir kapıdan, camdan oluşmuyor. Bizim mücadelemiz bu kadınlar. Sizin dinlediğiniz kadınlar. Sizden talebimiz bu dosyayı bu kapatma talebini reddetmeniz bizim talebimiz bu."
"Deliller hukuka uygun değil"
Duruşmada avukat Tuba Torun konuştu. Hukuka aykırı delilleri anlatan Torun, şöyle dedi:
“Hukuka aykırı delillerle davaname düzenlendi. Davanamede iddia edilen kanıtlar arasında dernekler kanuna aykırı bir durum yok. Dernek yöneticileri hakkında herhangi bir mahkumiyet kararı yok. Savcılık buna dair iddiayı hukuken dahi incelemedi. Kanuna aykırı kanıtlar delil olarak kullanılamaz der. Bu konuda Yargıtay kararları da var.”
“Mücadelemize bir tuğla da siz eklemeyin”
Platformun avukatı Leyla Süren şöyle dedi:
“Bu dernek kanuna ve ahlaka aykırı deniyor. Eğer kadınları savunmak ahlaksızlıksa ben 28 yıllık bir hukukçu olarak bu ahlaksızlığı yapmaya devam edeceğim. İki duruşma öncesi onlarca davaya girdik. Biz durmadık kadına yönelik şiddet durdu mu? Durmadı. En az 145 kadın erkeklerce öldürüldü. Her ölen kadının yanında bir erkek vardı."
"Biz şüpheli ölümleri bakanlıklarca aydınlatılmadığı sürece başka kadıların da şüpheli olarak öleceğini söyledik. Bu basit bir dernek kapatma davası dediniz. Bu basit bir kapatma davası değil. Bu mahkemelerin kuruluşu da insan hakları mücadelesi ile oldu. Biz bu coğrafyada uzun yıllardır mücadele ediyoruz. Bu konuşulanların hepsi bu dosya ile ilgili. Biz isteriz ki bu mahkeme kadınların önüne konulan setlerden birine tuğla eklemesin. Hukuksuz bu davaya bir an önce son verilmesini istiyoruz.”
KCDP'nin kapatılmasına dair açılan dava reddedildi. Kararın ardındın kadınlar duruşma salonunda "Kadın cinayetlerini durduracağız" sloganları attı.
"Gökkuşağı suç değil, ayrımcılık suçtur"
Sonrasında adliye önünde açıklama yapan Fidan Ataselim, LGBTİ+ bayrağı taşıdığı gerekçesiyle bugün adliye önünde gözaltına alınan iki kişinin hukuksuzca alındığını söyledi. Ataselim, "Gökkuşağı suç değil, ayrımcılık suçtur. Sadece adliyede değil, Türkiye'nin her yerinde gökkuşağı bayrağını dalgalandırmaya devam edeceğiz. Mücadeleye devam edeceğiz" dedi.
(EMK/AÖ)