Şırnak'ın Cizre 14 Ocak 2015’te başından silahla vurularak öldürülen 12 yaşındaki Nihat Kazanhan davası Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararı vermesi üzerine yeniden görüldü.
Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya sanık polis M. N. G. katılmadı. Mahkeme sanık polis hakkında “tutuklamasına yönelik yakalama kararı” çıkarılmasına karar verdi.
Mahkeme, koronavirüs gerekçesiyle cezaevinden tahliye edilen sanığın, "kaçma ve saklanma şüphesi olduğu" gerekçesiyle tutuklanmasını istedi.
Ne olmuştu?
12 yaşındaki Nihat Kazanhan Şırnak’ın Cizre ilçesinde 14 Ocak 2015 günü polisin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kazanhan’ın ölümünden bir gün sonra, 15 Ocak’ta İçişleri Bakanı’ndan bilgi aldığını ve Kazanhan’ın ölümünde emniyet görevlilerinin herhangi bir sorumluluğu olmadığını açıklamıştı.
İçişleri Bakanlığı’ndan 20 Ocak’ta yapılan yazılı açıklamada ise “Bazı güvenlik görevlileri kusurlu olabilir” denilmişti.
Kazanhan’la ilgili yürütülen soruşturmaya savcılık tarafından gizlilik kararı konulmuştu.
Kazanhan’ın öldürülmesi ile ilgili 28 Ocak’ta görüntülerin ortaya çıkmasından sonra 29 Ocak’ta Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, olay günü görev yapan Mardin Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube’sinde görevli polis memuru H.V. şüpheli olarak gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı.
Malatya Cezaevi’ne gönderilen H.V. daha sonra olayla ilgili Cizre Cumhuriyet Savcısı ve Cizre Sulh Ceza Mahkemesi’ne verdiği ifadede "hem arkadaşımız M.N.G.’nin yanmaması, hem de ekipten herhangi bir arkadaşa zarar gelmemesi" amacıyla ve "kimsenin tutuklanmayacağını düşünerek" verdiğini söylemiş ve bunun üzerine tahliye edilmişti.
İfade üzerine tutuklanan özel harekat polisi M.N.G.’ye ise; Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 2016 yılında önce müebbet hapis cezası verdi. Ancak mahkeme, 'haksız tahrik' ve 'iyi hal' indirimleri uygulayarak cezayı 13 yıl 4 aya düşürdü.
Gerekçeli kararda, indirim nedeni olarak Kazanhan'ın polise taş atması ve sanığın "bölge şartlarının da getirdiği haksız tahrik altında eylemini gerçekleştirmesi" gösterildi.
Üç polis suçu bildirmeme suçundan 5'er ay ceza alırken, bir polis ise beraat etti.
Bunun üzerine Ailenin avukatı Rojhat Dilsiz, dosyayı Yargıtay’a taşıdı, başvuru esastan reddedilince, 26 Eylül 2019 tarihinde Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
AYM, 25 Mayıs 2022'de görüştüğü dosyayla ilgili "ihlal kararı" verdi.
Mahkeme, "polisin hukuka aykırı şekilde silah kullandığının tespit edildiğini" belirterek, buna rağmen hakkında haksız tahrik indirimi uygulandığını" ifade etti.
"Bir hak ihlali olan yaşam hakkını açıkça ihlal edildiğini" belirten AYM, "iil ile fiile karşılık takdir edilen ceza arasında bir orantısızlık olduğunu" vurguladı.
Mahkeme, ihlalin giderilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ve kararın sanıklara daha yüksek ceza verilmesi için Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine ve aileye 90 bin TL manevi tazminat verilmesine hükmetti.
AYM, kararının ardından Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesi, davayı yeniden ele alırken, sanık polise indirim yapmadan ceza vermek zorunda.
(RT)