* Fotoğraf: Twitter
Kazakistan'da akaryakıt fiyatlarına yapılan zamlar sonrası başlayan gösterilerin ülkede hızla yayılmasının ardından, Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü'nün (CSTO) devlet başkanlarına yaptığı çağrıya karşılık geldi.
Tokayev’in, "terör tehdidine karşı ülkesine yardım etmeleri" çağrısı sonrası CTSO, Kazakistan'a barış gücü gönderdi.
Barış gücüne liderlik eden Rusya bu sabah yaptığı açıklamada barış gücünün göreve başladığını ve görevinin ülke ve askeri altyapıyı korumak olacağını söyledi.
Rusya'nın yanı sıra Belarus, Ermenistan, Tacikistan ve Kırgızistan'dan askeri birliklerin görev yaptığı barış gücünün, Kazakistan'da “istikrarın tesisi ve durumun normalleşmesi için geçici bir süre" görev yapacağı açıklandı.
#Kazakistan’a inen ilk Rus güçleri pic.twitter.com/aCKoOIHtfT
— Middle East News (@MiddleastN) January 6, 2022
Polis “onlarca kişiyi öldürdük” dedi
Öte yandan protestoların devam ettiği ülkenin en büyük kenti Almatı'da polis, gece yarısı emniyet müdürlüğü ve bazı karakollar ile çeşitli devlet dairelerine girmeye çalışan onlarca kişinin öldürüldüğünü açıkladı.
Polis Sözcüsü Saltanat Azirbek, "Onlarca saldırgan etkisiz hale getirildi" dedi.
Sağlık Bakan Yardımcısı Azhar Guiniyat da devlet televizyonu Khabar 24 televizyonuna yaptığı açıklamada, Kazakistan'ın farklı bölgelerindeki gösterilerde binden fazla kişinin yaralandığını, yaklaşık 400'ünün hastanede tedavi gördüğünü, 62 kişinin ise yoğun bakımda olduğunu söyledi.
Khaber 24, protestolar sırasında 13 emniyet görevlisinin de hayatını kaybettiğini, 350'den fazlasının ise yaralandığını duyurdu.
Genel grev çağrısı
Protestolara ilişkin açıklama yapan Kazakistan Sosyalist Hareketi, genel grev çağrısı yaptı. Hareket, dünyadaki işçi hareketleri, komünist ve sol hareketlerden dayanışma istedi.
Socialismkz.com sitesinde yayınlanan ve “Kazakistan’da bugün gerçek bir halk ayaklanması var” denilen 6 Ocak tarihli açıklamada sıvılaştırılmış gaz (LPG) fiyatının ikiye katlanmasının sabrı taşıran son damla olduğuna dikkat çekildi. “Protestolar en başından beri sosyal ve sınıfsal nitelikteydi. Gösteriler tam da tüm protesto hareketinin bir tür siyasi merkezi haline gelen Janaozen’de petrol işçilerinin inisiyatifiyle başladı” denildi.
Gösterilere ağırlıklı olarak işsiz gençlerin ve metropolün banliyölerinde yaşayan, geçici veya düşük ücretli işlerde çalışan yerli göçmenlerin katıldığı da kaydedildi. Eylemcilerin talepleri de şöyle sıralandı:
Açıklamada hareketin talepleri ise şöyle sıralandı:
- Halka karşı düşmanlıklar derhal sona ersin ve birlikler şehirlerden çekilsin.
- Cumhurbaşkanı Tokayev dahil tüm Nazarbayev yetkilileri derhal istifa etsin.
- Tüm siyasi hükümlü ve tutuklular serbest bırakılsın.
- İşçilere kendi sendikalarını, siyasi partilerini kurma, grev ve gösteri yapma hakkı.
- Yasaklı Kazakistan Komünist Partisi ve Kazakistan Sosyalist Hareketinin faaliyetleri yasallaştırılsın.
- Ülkenin tüm işçilerini ve emekçilerini, Janaozen’in (2011 ayaklanmasında) katledilen petrol işçilerinin taleplerini hayata geçirmeye; ülkenin tüm madenciliğini ve büyük ölçekli sanayisini işçi kolektiflerinin kontrolü altında kamulaştırmaya çağırıyoruz.
Türkiye ve ABD açıklamaları
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Kazakistan'daki gelişmelerin yakından takip edildiğini açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Dost Kazakistan'ın istikrarına önem atfediyoruz. Temennimiz, kardeş Kazak halkının barışı ve huzurudur. Kazakistan yönetiminin bu krizin üstesinden geleceğine yönelik inancımız tamdır. Kazakistan halkının sağduyusuna güveniyor ve olayların en kısa sürede yatışmasını temenni ediyoruz. Olaylarda güvenlik güçleri dahil yaralanan Kazak kardeşlerimize acil şifalar diliyoruz.”
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price da yazılı bir açıklamayla Joe Biden yönetiminin Kazakistan’daki olayları yakından takip ettiğini belirtti.
Price, açıklamasında, şiddet eylemlerini ve mülkiyete verilen zararları kınadıklarını kaydederek, “Hem yetkilileri hem de göstericileri sükunete davet ediyoruz. Tüm Kazakistan halkının anayasal kurumlara, insan haklarına, basın özgürlüğüne saygı duymasını ve bunları savunmasını istiyoruz. Ayrıca tüm taraflara olağanüstü hale barışçıl bir çözüm bulmaları çağrısında bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.
Kazakistan’da ne oluyor?
Ülkede olaylar geçtiğimiz Pazar günü hükümetin LPG’ye uygulanan tavan fiyatları kaldırmasıyla başladı. Hükümetin bu hamlesiyle birlikte LPG fiyatları iki katına çıkarken halk da Pazar gününden itibaren ülkenin akaryakıt üreten bölgesi Mangistau başta olmak üzere birçok yerde sokağa çıktı.
Protestolar üzerine geri adım atan devlet, Mangistau eyaletinde fiyatları düşürme kararı aldı. Meydanda toplananlar hakkında cezai işlem uygulanmayacağı sözünü de verildi.
Fakat ülkenin birçok noktasında insanlar protesto gösterilerine devam etti. Eylemciler bunun nedenini yolsuzluk, yüksek işsizlik ve refah seviyesinin düşüklüğü, ardı ardına gelen zamlar olarak açıkladı.
4 Ocak akşamı Almatı'da polis ile eylemciler arasındaki çatışmaların artması üzerine Cumhurbaşkanı Tokayev, Almatı ve Mangistau’da, 19 Ocak'a kadar olağanüstü hal (OHAL) ilan etti. 5 Ocak sabahı itibariyle Başbakan Askar Mamin başkanlığındaki hükümet istifa ederken Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre Başbakan Vekili görevini daha önce Başbakan Yardımcısı olan Alihan Smailov’un yürütmesi kararı alındı.
5 Ocak'ta artarak ve ülkenin her yerine yayılarak devam eden protestolar üzerine Cumhurbaşkanı önce başkent Nur Sultan'da, ardından ülkenin tamamında OHAL ilan etti. 19 Ocak'a kadar devam edeceği açıklanan OHAL kapsamında saat 23.00'ten 07.00'ye kadar sokağa çıkma yasağı uygulanması kararı alındı.
OHAL'e karşın Almatı'da göstericiler belediye binası ve havalimanını uluslararası bastı. Çatışmaların şiddetlenmesi üzerine Cumhurbaşkanı Tokayev, CTSO’dan "terör tehdidine karşı ülkesine yardım etmelerini” istedi.
(TP)