Avukat ve insan hakları savunucusu Gülizar Tuncer, “OHAL kalktı deniyor ancak OHAL kararnameleri yasalaşmış durumda.” diyor.
Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Ergun Özbudun da “Teknik olarak hukuka uygun ancak demokrasi açısından büyük bir yara” diye söze başlıyor.
Anayasa Mahkemesi eski raportörü Doç. Dr. Osman Can ise, “Olağanüstü hal döneminde getirilen düzenleme olağanlaşmaya başladı“ görüşünde.
Konu, İçişleri Bakanlığı’nın Mardin, Diyarbakır ve Van Büyükşehir Belediye Başkanları’nı görevden alıp yerlerine kayyum atamasının hukuki boyutu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu atamaları, “Hukukun sessiz kalmasını beklemek son derece yanlıştır” sözleriyle savunuyor. Atamalar, Olağanüstü Hal Dönemi’nde (OHAL) yayımlanan 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye (KHK) dayanıyor.
Öte yandan Van Belediyesi’ne atanan Vali Mehmet Emin Bilmez, Van Belediyesi meclisini feshetti. Fesih işlemini de 5393 sayılı kanunun 45'inci ve 46'ıncı maddelerine bağladı.
Ancak, ilgili maddelerde böyle bir fesih işlemine dair bir ibare olmadığını görülüyor. İlgili maddelere yapılan ek 674 sayılı KHK ile bu durum da hukuka uygun gibi addediliyor.
TIKLAYIN - Kayyum, Van Belediye Meclisini Cep Telefonu Mesajıyla Feshetti
Peki bu durum hukukla ne kadar bağdaşıyor?
Can: "Gerçekte hukuka aykırı”
Anayasa Mahkemesi eski raportörü Doç. Dr. Osman Can, konun teknik olarak demokrasi açısından tartışmaya açılmasından yana olduğunu belirtiyor. Belediye Kanunu’ndaki maddeleri hatırlatan ve KHK ek maddesi ile durumun olağanlaştırılmak istendiğini söyleyen Can'a göre "Olağanüstü hal olağan hale geldi." Can, şöyle diyor:
“OIağanüstü hal çerçevesinde çıkartılan kararnameler OHAL’le sınırlıdır. Bu da OHAL bittiğinde ilgili hükümlerin sona ereceği anlamına gelir. Ancak, Türkiye’de böyle bir durum yaşanmadı. Olağanüstü hal olağan hale getirildi.
“Özellikle kişilerin hak ve özgürlüklerine dair konularda OHAL kararnamesi çıkarılamaz. Bunu da yaptılar ve Meclis’te onayladılar. Olağanüstü hal döneminde getirilen düzenleme olağanlaşmaya başladı. Kayyumlar teknik olarak bakıldığında hukuka uygun gibi duruyor ancak gerçekte hukuka aykırıdır.”
“Anayasa Mahkemesi’ne taşınabilir”
“Kayyumlara yönelik hukuki bir adım atılabilir mi?” sorusunu Can, şöyle yanıtlıyor:
“Kayyumla ilgili bir karşı dava açılabilir. Şöyle, KHK ile getirilen bu hükmün Meclis’te kabul edildiği dönem Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi gerekirdi. Yapılmamış o dönem. Ama şimdi Anayasa Mahkemesi’ne taşınabilir. Oradan bir sonuç çıkar mı? İşte bu ayrı bir tartışma konusu.
‘Hukuki değil politik bir karar’
“Bunlar demokratik şeyler değil. Hükümet belediye başkanı seçildikten itibaren bunların görevden alınacağı sinyalini verdi. Bunlar hukuken yorumlanacak şeyler değil. Çünkü karalar hukuki değil. Bunları hukuki adım olarak değerlendirmek mümkün değil çünkü bunlar politik kararlardır.”
"Bakanlığın suçlamaları ifade özgürlüğü kapsamında”
İçişleri Bakanlığı’nın “terör” suçlamalarının da ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu hatırlatan Can, son olarak şunları söyledi:
“Suçlamalara bakıldığında bunların ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu görüyoruz. Bunlarla ilgili AİHM karaları var hepsi ifade özgürlüğüdür.
“OHAL döneminde çıkartılan bir KHK var. Bu KHK ile müdahale edilmemesi gereken bir alanda belediye kanununda bir değişiklik yapılıyor ve bugünkü hukuksuzluk yaşanıyor. Zemini önceden hazırlanmış. Yani bu hukuk dışılığı anlatmak hukuki olarak mümkün değil bunların hepsi politik kararlardır.”
Özbudun: “Hukuki değil siyasi karar”
Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Ergun Özbudun da, kararın “hukuki” değil “politik” olduğunu savunuyor. Çünkü, “KHK’lar Meclis’te onaylandı” diyor. Ama, bu onaylama durumunun da baştan hukuksuz olduğunu Meclis’in zaten hukuksuz bir durumu kalıcı hale getirdiğine dikkat çekiyor.
Öznudun, “Karar hukuki olarak teknik olsa da yüz binlerce insanın oyunu alan seçilmişlerin görevlerinden alınmasının demokrasiye uygun olmadığını” vurguluyor. Özbudun, şunları söylüyor:
“Yerel demokrasi açısından büyük bir yara. Kayyum kararının siyasi olduğunu düşünüyorum. Yargıya başvursanız da değişen bir durum olacağını sanmıyorum. Eğer, kayyum kararları siyasi değil hukuki olsaydı, hukuken bir yol aranabilirdi. Ancak, kararlar siyasi.”
Tuncer: "Hukuk gitti keyfiyet geldi”
İnsan hakları savunucusu avukat Gülizar Tuncer de, hukuk adı altında yasadışılık yaşandığını belirterek, kayyum siyasetinin zeminin KHK’ler ile hazırlandığına dikkat çekiyor:
“OHAL kalktı deniyor. Ama öyle bir durum yok. OHAL’deki KHK’lerin olduğu gibi yasalaşmış olduğunu görüyoruz. Bu da hukukun yasadışı hale getirilmesi anlamına geliyor. OHAL döneminde yaşananlar yasalmış gibi yapıldı. Zaten o zamanda durum yasadışıydı.
“Türkiye’de artık tamamen keyfi bir durum yaşanıyor. Kayyum kararları hukuki mi değil mi diye tartışmanın bile anlamı olmadığını düşünüyorum.
“Bu dönem yaşananların hiç biri ne uluslararası anlaşmalara ne de hukuka uygun. Hiçbir hukukla bu durumu açıklayamayız. MHP-AKP bloğu keyfi bir şekilde ülkeyi yönetiyor. AİHM kararlarının, Anayasa Mahkemesi’nin ve diğer mevzuatların yerini tamamen keyfiyetin aldığını görüyoruz. Bu durumu kabul etmiyoruz.”
Mevzuattaki ilgili madde şöyle: Madde 45- Belediye başkanlığının herhangi bir nedenle boşalması durumunda, vali tarafından belediye meclisinin on gün içinde toplanması sağlanır. Meclis, birinci başkan vekilinin, onun bulunmaması durumunda ikinci başkan vekilinin, onun da bulunmaması durumunda en yaşlı üyenin başkanlığında toplanarak; a) Belediye başkanlığının boşalması veya seçim dönemini aşacak biçimde kamu hizmetinden yasaklanma cezasının verilmiş olması durumunda bir başkan, b) Başkanın görevden uzaklaştırılması, tutuklanması veya seçim dönemini aşmayacak biçimde kamu hizmetinden yasaklama cezası alması durumunda bir başkan vekili, Seçer. (1) 25/4/2013 tarihli ve 6462 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle, bu bentte yer alan "sakatlık" ibaresi "engellilik" şeklinde değiştirilmiştir. 9483 (Ek fıkra: 15/8/2016-KHK-674/38 md.; Aynen Kabul: 10/11/2016-6758/34 md.) Ancak, belediye başkanı veya başkan vekili ya da meclis üyesinin terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık suçları sebebiyle görevden uzaklaştırılması veya tutuklanması ya da kamu hizmetinden yasaklanması veya başkanlık sıfatı veya meclis üyeliğinin sona ermesi hallerinde 46 ncı maddedeki makamlarca belediye başkanı veya başkan vekili ya da meclis üyesi görevlendirilir. Görevlendirilecek kişinin seçilme yeterliğine sahip olması şarttır. Görevden uzaklaştırılan veya tutuklanan belediye meclisi üyesinin istifa etmesi halinde de bu fıkra hükümleri uygulanır. Bu fıkra gereğince belediye başkanı veya başkan vekili görevlendirilen belediyelerde bütçe ve muhasebe iş ve işlemleri valilik onayı ile defterdarlığa veya mal müdürlüğüne gördürülebilir. Bu belediyelerde belediye meclisi, başkanın çağrısı olmadıkça toplanamaz. Meclisin, encümenin ve komisyonların görev ve yetkileri 31 inci maddede belirtilen encümen üyeleri tarafından yürütülür. Belediye başkanı veya başkan vekili belediye meclis üyeleri arasından ve gizli oyla seçilir. İlk iki oylamada üye tam sayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır. Dördüncü oylamada en fazla oy alan üye, belediye başkanı veya başkan vekili seçilmiş olur. Oyların eşitliği durumunda kur'a çekilir. Birinci fıkranın (b) bendi uyarınca başkan vekili seçildikten sonra belediye başkanlığının (a) bendinde belirtilen nedenlerle boşalması durumunda bu maddeye göre belediye başkanı seçilir. Yeni seçilen belediye başkanının görev süresi, yerine seçildiği başkanın görev süresi ile sınırlıdır. Başkan vekili, yeni başkan seçilinceye veya görevden uzaklaştırılmış ya da tutuklanmış olan başkan göreve dönünceye kadar görev yapar. Belediye başkanı veya başkan vekili seçilinceye kadar belediye başkanlığı görevi, meclis birinci başkan vekili, bulunmaması durumunda ikinci başkan vekili, onun da bulunmaması durumunda vali tarafından görevlendirilecek bir kamu görevlisi tarafından yürütülür. Belediye başkanı veya başkan vekili seçimi en geç onbeş gün içinde tamamlanmadığı takdirde belediye meclisinin feshine ilişkin hükümler uygulanır. |
(EMK)
*Görselde ilk sırada, Ergun Özbudun, ikinci altta Osman Can ve son karede Gülizar Tuncer yer alıyor.