İçişleri Bakanlığı, örgüt üyeliği gerekçesiyle Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'i görevden aldı. Görevden alma kararı ile eşzamanlı olarak Özer'in yerine Beyoğlu Kaymakamı Can Aksoy kayyım olarak atandı. Esenyurt'un ardından Mardin, Batman ve Urfa'nın Halfeti ilçesine de kayyımlar atandı.
İlk bakışta, kayyım kararları, belediye başkanlarının geçirdiği soruşturmalar veya mahkumiyetleri nedeniyle alınmış gibi görünüyor. Oysa bu kararlar, yerel yönetim anlayışını ortadan kaldırıyor. Bugüne kadar AKP iktidarı tarafından il ve ilçe belediyelerine 150 den fazla kayyım atandı.
Yasa, 'karar iki ayda bir gözden geçirilir' diyor ama...
Belediye Kanunu, İçişleri Bakanlığı'na bu yetkiyi 47. maddede yer alan "Görevden uzaklaştırma kararı iki ayda bir gözden geçirilir. Devamında kamu yararı bulunmayan görevden uzaklaştırma kararı kaldırılır. Görevden uzaklaştırılanlar hakkında; kovuşturma açılmaması, kamu davasının düşmesi veya beraat kararı verilmesi, davanın genel af ile ortadan kaldırılması veya görevden düşürülmeyi gerektirmeyen bir suçla mahkûm olunması durumunda görevden uzaklaştırma kararı kaldırılır" düzenlemesi ile veriyor.
Yasada her ne kadar iki ayda bir gözden geçirilir dese de görevine geri dönen olmadı.
Kayyım atanan her belediyede, atanmışların yaptığı ilk iş arkalarına Cumhurbaşkanı'nın fotoğrafını asıp makam koltuğuna poz vermek oluyor. Hemen ardından gelen ise belediye meclisinin askıya alınması ve yerine beş kişilik encümen ataması oluyor. Beş kişilik encümen, belediye meclisinin yetkilerini devralıyor ve taşınmazları kiralayama, tahsis etme, imar planı değiştirme, bütçesini düzenleme, harcama ve borçlanma kararlarını alıyor.
Encümen ataması yoluna gidilmediği durumlarda ise belediye meclisi, vekil olarak atanan kayyım tarafından davet edilmediği sürece toplanamıyor. Eğer meclis çoğunluğu görevden alınan belediye başkanı ile aynı partiye ait ise genelde meclis toplantıya çağrılmıyor.
Sayıştay da usulsüzlük demişti
Sayıştay'ın 2022 yılına yönelik olarak Mardin Büyükşehir Belediyesi'nde yaptığı incelemede "Büyükşehir Belediyesi taşınmazlarının Mardin İl Sağlık Müdürlüğüne ve Derik İlçe Emniyet Müdürlüğüne tahsisi için alınan meclis kararlarında süre belirtilmediği, dolayısıyla taşınmazların ilgili kamu kurumlarına süresiz tahsis edildiği tespit edilmiştir." deniliyor. Bunun dışında kayyım belediyesine yönelik incelemede "İlçe Belediyelerinin Görev ve Yetki Alanında Bulunan Emlak Vergilerinin Tarh, Tahakkuk ve Tahsilat İşlemlerinin Büyükşehir Belediyesince Yapılması, İşçilerin Kanunda Belirtilen Yıllık İzinlerinin Kullandırılmaması, Sosyal Denge Sözleşmesine Sözleşme Konusu Olmayan Hükümlerin Konulması, Taşınmazların Cins Tashihlerinin Yapılmaması, Avans ve Kredilerin Süresinde Kapatılmaması ve Doğrudan Temin Alımlarının Elektronik Kamu Alım Platformuna Kaydedilmemesi başlıkları altında sıralanan usulsüzlükler de Sayıştay raporunda yer alıyor.
Kayyım atanan iki belediyenin borçları
DEM Parti tarafından yapılan açıklamaya göre, 31 Mart yerel seçimlerinde kayyımdan devralınan 6 il ve 15 ilçede toplam borç 24 milyar 727 milyon 168 bin 932 TL oldu. 6 il içinde en yüksek borç miktarı 3 milyar 502 milyon TL ile 8 yıl kayyım yönetiminde olan Mardin Büyükşehir Belediyesi'ne aitti. En fazla borçlanan birim, usulsüz ihalelerle gündeme gelen Mardin Su ve Kanalizasyon İdaresi (MARSU) olmuştu.
Batman Belediyesi'nin kayyımdan kalan borcu ise vergi dairesine 71 milyon 267 bin 52 TL, SGK’ya 17 milyon 353 bin 967 TL, Dicle Elektrik Piyasası A.Ş’ye 43 milyon 525 bin 697 TL, Hazine'ye 423 milyon 581 bin 972 TL olmak üzere diğer borç kalemleriyle birlikte toplam 3 milyar 53 milyon 977 bin TL oldu.
Sayıştay
(Mİ)