Patlama sonrası oluşan zararı görüntülemeye çalışan Bülent Tatoğulları, Cem Özdel, Özgür Uzun, Mesut Gengeç ve Sercan Aytiş isimli beş habercinin saldırıya uğramasına tepki gösteren Cemiyet Başkanı Kahya, patlama sonucu çekilen güvenlik şeridinin içine herkesin alınması sonucu, "patlamayı yaratan onlarmış gibi" gazetecilere saldırıldığını bildirdi.
"Ölen kimsenin olmaması tamamen tesadüf"
"İlçenin genel idaresi, başı ve mercii kaymakamdır" şeklindeki 5442 Sayılı Yasanın 27. maddesini hatırlatan Kahya, kaymakamın asli görevlerini anımsattığı 17 Temmuz 2006 tarihli dilekçesinde, Kaymakam Dayıoğlu'nun "Genel güvenliği sağlamamak suretiyle görevi ihmal ettiği" gerekçesiyle hakkında soruşturma açılmasını talep etti.
Gazetecilerin ciddi şekilde yaralandıkları olaylar için "ölen kimsenin olmaması tamamen bir tesadüftür" diyen Kahya, saldırıya uğrayan gazetecilerin bir kısmının da Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı.
Saldırı zanlıları kefaletle serbest kaldılar
Manavgat Şelalesi yakınındaki restoran ve kafeteryaların bulunduğu yerde 25 Haziran'da yaşanan, 4 kişinin ölümü, 28 kişinin de yaralanmasına yol açan patlamadan sonra esnaf, "Ekmeğimizle oynamayın" şeklinde bir tepkiyle parlama sonrası durumu görüntülemeye çalışan habercilere saldırmıştı.
200 kadar kişinin karıştığı saldırıda beş gazeteci çeşitli yerlerinden yaralanmıştı. Gazeteciler, tedavi için kaldırıldıkları Manavgat ve Antalya Devlet Hastaneleri'nde saldırı ve tehditlerin hedefi olmuşlardı. Saldırı sırasında bazı gazetecilerin fotoğraf makinesi ve kameraları kırılmış ve Manavgat Irmağı'na atılmıştı. Haberciler, zararlarının giderilmesini talep etmişti.
Aralarında Manavgat Ülkü Ocakları Başkanı Yakup Ekşi'nin de yer aldığı dört zanlı kamera görüntülerinden tespit edilerek gözaltına alındıktan sonra 26 Haziran'da kefaletle serbest bırakılmıştı. (EÖ)